Tezcan SOLMAZ/DÜZCE, (DHA) - DÜZCE Üniversitesi\'nce düzenlenen \'İletişim ekimi\' programının son gününde konukları tiyatrocu Zafer Algöz ve yazar Can Yılmaz oldu. Tiyatro sanatçısı Algöz, özellikle kitapta ve tiyatro ile sinema gibi etkinliklerde vergi yükünün hafifletilmesi gerektiğini söyledi.
Düzce Üniversitesi tarafından düzenlenen ve 5 gün süren \'İletişim ekimi\' adlı program, yazar Can Yılmaz ve tiyatro sanatçısı Zafer Algöz\'ün katıldığı söyleşiyle son buldu. Cumhuriyet Konferans Salonu\'nda gerçekleştirilen etkinliğe öğretim üyeleri, öğrenciler ve davetliler katıldı. Burada konuşan Algöz, sanatsal faaliyetlerde vergi yükünün hafifletilmesi gerektiğini savunarak, \"Ne demek eğlence vergisi? Mesela annemle tiyatroya gittik; ama çok ağladık, ona ne vergisi vereceğiz? Ağlamak da eğlence olarak kabul ediliyor demek ki. O anlamda gerçek böyle. Kitap sektöründe, sinema gibi tiyatro gibi konserler gibi gençlerin gidip, takip edecekleri etkinliklerde vergi yükünün azaltılması lazım ki gençlerimiz o tip faaliyetlerden faydalanırken, onların da yükü hafiflesin\" dedi.
İletişim alanında teknolojinin getirdiklerine vurgu yapan Zafer Algöz, \"İletişim meselesine bakarsak insanlığın geldiği nokta teknoloji sayesinde hayal edilemeyecek bir noktaya geldi. Bundan 20 sene önce Amerika\'da yaşayan bir arkadaşım, Türkiye\'ye geldiğinde bana \'İnternet, diye bir şey çıkacak\' dedi. \'Bir ekran sayesinde dünyanın her yerine ulaşacaksın\' dedi. Sonradan bunun avuç içi kadar cep telefonlarına kadar ineceğini hayal edemezdik. Artık ne kadar küçülür ya da ne hale gelir, onu bilemiyorum. Teknolojinin bilgiye ve insanların birbirine ulaşması konusunda çok faydası var. Mesela 17 Ağustos depreminde Marmara Bölgesi\'nde binlerce insanımızı kaybettik. Şu andaki teknoloji olsaydı belki de insanlar konum atıp, enkaz altından çıkarılabilecekti\" dedi.
YILMAZ: İLETİŞİMLERİMİZ DAHA ÇOK KİTAP FUARINDA OLUYOR
Yazar Can Yılmaz ise özellikle sosyal medya üzerinden kurulan iletişim yöntemine değindi. Sosyal medyadan yapılan eleştirilerin kıymetinin olmadığını savunan Yılmaz, şunları söyledi:
\"Yazarın kendisiyle ilgili bir durum. Bazı yazar, çizer kendisini salt sosyal medyada var olmak için konumlayabilir. Onun için sosyal medyada ona laf atılması, ona eğlenceli gelebilir. Çünkü adamın mantığı, salt orada var olmaktır. Edebiyat dünyasına kazınmak gibi bir derdi olmayabilir. Onun için bir derdi yoktur; ama bizim iletişimimiz daha çok kitap fuarlarında oluyor. Bizim kitaplarımızın sosyal medyada çok fazla parça pinçik edildiği yok. Birkaç bir şey söyleyenler var ama biz cevap vermediğimiz için ikinci mesajda kesiliyor. Daha çok bizler kitap fuarlarında ve söyleşilerinde bu kitapların muhabbetini edebiliyoruz. Bir adam Ara Güler’in çektiği bir fotoğrafı eleştiriyor; \'Kim ki bu?\' demiyoruz. Altına devam ediyor. Çığ gibi büyüyüp 11 yaşındaki çocuğun Ara Güler hakkında söylediği bir laf, saçma sapan bir yere gelip, bir finale bağlanıyor ve \'Ara Güler çok kötü bir adammış\'a kadar gidebiliyor. Sosyal medyadaki iletişim benim kitaplarımla ilgili veya yaptığımız diğer işlerle ilgili sosyal medyadaki iletişimin açıkça söylemek gerekirse pek bir kıymeti yok.\"
Konuşmaların ardından Zafer Algöz ve Can Yılmaz, öğrenciler için kitaplarını imzaladı.