Odatv Davası’nın tutuksuz sanığı gazeteci Nedim Şener, 2009 yılına ait ve hakkında "herhangi bir suç unsuru yoktur" kararı bulunan ve imha edilmesi gereken dinleme kayıtlarının 2011 yılındaki Odatv davasında kullanıldığını ve bu nedenle Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz hakkında görevini ihmal ettiği iddiasıyla yaptıkları suç duyurusunun ardından açılan soruşturmada "müşteki" sıfatıyla ifade verdi.
Radikal'de yer alan habere göre, Nedim Şener, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından başlatılan inceleme kapsamında "müşteki" sıfatıyla ifade verdi. Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayına avukatıyla birlikte gelen Şener, İstanbul Cumhuriyet Başsavcı vekili Ercan Altuncu'ya ifade verdikten sonra gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Zekeriya Öz hakkında geçen yıl temmuz ayında HSYK'ya şikâyette bulunduğunu belirten Şener, 2009'da "M. Yılmaz" adındaki sahte bir ihbar maili üzerine telefonlarının 2 kez 3'er aylık uzatma kararı alınarak, 2009 yılının kasım ayına kadar dinlenildiğini söyledi.
Cumhuriyet savcıları Zekeriya Öz, Fikret Seçen, Murat Yönder ve Ercan Şafak'ın bu dinlemelere ilişkin aldıkları "herhangi bir suç unsuru yoktur" kararını emniyete de gönderdiklerini ifade eden Şener, "Buna rağmen bu tapeler imha edilmesi gerekirken, Öz tarafından niye dinlendiğime ilişkin bilgi verilmesi gerekirken, bunlar imha edilmeyip 2011'deki Odatv soruşturması dosyasında kullanıldı. Bu konuda Öz'ün görevi kötüye kullandığına yönelik HSYK'ya suç duyurusunda bulunmuştum. HSYK bununla ilgili inceleme başlatılmasına karar vermiş. Savcı Ercan Altuncu'ya müşteki olarak ifade verdik" diye konuştu.
Soruşturmanın, ihbarı yapan kişi yönünden de genişletilmesini istediğini belirten Şener, kendisiyle ilgili sahte olduğunu ifade ettiği ihbarın, o günkü polis teşkilatının hedefi konumunda olduğu için muhtemelen polis tarafından yapıldığını iddia etti.
Bu ihbar mailinde kendisinin "Dink cinayetine benzer bir cinayet işleyecek şebekenin üyesi olduğu"nun yazılı olduğunu dile getiren Şener, "Böyle bir ihbar karşısında savcılığın, polisin çok geniş ve etraflı bir soruşturma yapması gerekirdi. M. Yılmaz'ın kim olduğu, ihbarın gönderildiği IP adresinin bulunması gerekirdi" diye konuştu.
Şener, ihbar mailinde birçok isim olmasına rağmen yalnızca kendisinin dinlenildiğini belirtti.
İhbar mailinin 6 Mayıs'ta geldiğini, Cumhuriyet Savcısı Öz'ün 22 Mayıs'ta dinleme kararı aldırdığını dile getiren Şener, cinayet işleyecek bir kişinin bu süre zarfında eylemini yapabileceğini anlattı.
İki yönlü şikâyet
Zekeriya Öz hakkında iki yönlü şikâyette bulunduğunu belirten Şener, şöyle devam etti:
"Bir, görevini ihmal ettiği için. Eğer Bilal Erdoğan'a yönelik bir suikast yapacaksam, bunun mutlaka açığa çıkarılması gerekirdi. İkincisi usulsüz elde edilen telefon tape kayıtlarını da imha etmeyerek yasadışı elde edilmiş delil olarak değerlendirdiği için. Sorgu sırasında bana yönelttiği 2 konu vardı. 'Eşimin kalp operasyonunu beni tutuklamaya yönelik operasyonu engellemek için mi erkene aldırdığım' gibi saçma bir sorusu vardı. Bu soruyu da tutanağa geçirttim. İfade alma sırasında soruların çok saçma ve gazete haberlerine dayalı olarak hazırlandığını söylediğimizde, 'Dosyayı zaten ben değil, polisler hazırladı önüme koydu'... Oysa adli soruşturmanın kendisi tarafından yapılması lazım. Soruların kendisi tarafından hazırlaması gerekirdi. Görevini ihmal ettiği için bunları da kayda geçirdim. Şimdi HSYK'nin ilgili dairesi, soruşturma açılıp açılmayacağına karar verecek. Ondan sonra da Zekeriya Öz'ün ifadesini alacaklar."