Gazete Duvar yazarı Cem Erciyes, “80’li yıllarda yetişenler sinemayı biraz da Atilla Dorsay’ın yazıları ve programlarıyla öğrendi, sevdi. Altmış yıldır sinema yazarlığını sürdüren Dorsay bu nedenle sinema sevgisinin simge isimlerinden biridir.” düşüncesini dile getirdi.
Erciyes, "Mimarlık okudu, rehberlik yaptı, müzik programı sundu, kent ve yeme içme yazıları yazdı ama esas işi her zaman sinema yazarlığı oldu. Atilla Dorsay Cumhuriyet, Milliyet, Sabah gazetelerinde, şimdi de T24’te 60 yıldır sinema yazıyor. Eminim ki Türkiye’de bu işi en uzun süre yapan kişi. Kendisi de zaten 'ayatımı bu işe adadım' diyor:'İnatla dedim ki başladım, bitireceğim. Neydi başladığım iş, ‘sinema yazarlığı bir meslek olacak’. Ama marjinal bir meslek, ama yüz kişi, ama iki yüz kişi, neyse ne… Türkiye’de var olacak adını yerleştirecek.” ifadesini kullandı.
Dorsay'ın yeni kitabı, "Hayatımızı Değiştiren Filmler 2015-2020" isimli kitabına bugünkü yazısında yer veren Erciyes, "Atilla Dorsay bu kitabında son beş yılda seyrettiğimiz 426 filmi anlatıyor. Her bir filmin künyesi, dört yıldız üstünden puanı ve hakkında orta uzunlukta bir eleştiri yazısı var kitapta. Dolayısıyla Attila Dorsay’ın kaleminden son beş yılın dünya sinemasına toplu bir bakış vadediyor kitap. İki sütün halinde ve alfabetik olarak akan filmler arasında gezinirken bunun nasıl da büyük bir çaba olduğunu düşündüm. Neredeyse dikkate değer bütün yabancı filmleri içeren bu kitap bir tür katalog aslında. Vaktiyle, sinema haberlerinde doğru bilgi için yurtdışından getirttiğimiz yıllık film rehberleri geldi aklıma. Filmlerin künyelerini, konularını içeren bu kitaplar, internet öncesi çağda doğru bilgi peşindeki kültür-sanat gazetecisinin ya da sinemaseverin en önemli kaynaklarından biriydi." değerlendirmesini yaptı.
Erciyes yazısında, "Atilla Dorsay işte tam da bu bakış açısıyla, yazdığı sinema yazılarını bir tür rehber kitap haline getiriyor. Bu kitap, daha önce yayımlanan 1985-95, 1995-2005, 2005-2015 yılları arasındaki filmleri tanıtan üç kitaplık serinin dördüncü kitabı. Dorsay bu kitaplarla hem yazdığı sinema yazılarını bir kitapta toplayıp kalıcılaştırıyor, hem de onar ya da beşer yıllık dönemler halinde seyrettiğimiz yabancı filmlerin bir dökümünü çıkartıyor." yorumunu yaptı.
Erciyes şunları kaydetti:
"2015-2020 kitabının girişinde bu beş yılın hem çeşitlilik içeren hem de çok sayıda iyi film izlediğimiz bir dönem olduğunu yazmış. “Başyapıt denilecek bu kadar çok yapımın bulunması kolay kolay görülen bir şey değil” diyen Dorsay bu dönemde hem ‘me too’ etkisiyle kadına karşı istismarı anlatan filmlerin arttığını, aynı zamanda eşcinsel duyarlığı taşıyan filmler yapıldığını, müzikallerin canlandığını ve bol biyografi çekildiğini anlatıyor. Öte yandan kadın yönetmenlerin uluslararası düzeyde yeterince etkin olamaması halinin altını çiziyor. Dorsay’a göre bu dönemin en büyük özelliği ‘türlere ve kalıplara sığmayan’ filmler; yani ‘Roma’, ‘Parazit’, ‘Birdman’, ‘Diriliş’, ‘Sevgisiz’, ‘Arakçılar’, ‘Beden ve Ruh"