Füsun Demirel, geçtiğimiz gün hayatını kaybeden 35 yıllık sanat arkadaşı, Nobel Edebiyat ödüllü İtalyan oyun yazarı Dario Fo için mektup yazdı. Fo'nun oyunlarını yıllarca İtalyancadan Türkçeye çeviren Demirel, "Canım, ustam, yoldaşım... Her gün genç ölümlerin yaşandığı, adalet, vicdan, eşitlik ve insan haklarının unutulduğu ülkemde yüreklerimiz acıdan yanarken, öfke ve intikam duygusunu bir yere bırakıp sabrı, sevgiyi, daha çok üretmeyi hep senden öğrendim ben" diye yazdı.
"Gülmek devrimci bir eylemse eğer bunun en âlâsını yaşattınız bana" diyen Demirel, " Alkışın hiç bitmeyecek sevgili Dario... Biz buradan, bu topraklardan sana alkışlarla selam göndermeyi sürdüreceğiz. Işıklar içinde kal, kal ki o ışık bizim yolumuzu aydınlatmaya devam etsin" ifadesini kullandı.
Füsun Demirel'in Cumhuriyet'te "Seninle büyüdüm" başlığıyla yayımlanan (15 Ekim 2016) mektubu şöyle:
Sevgili Dario,
Sizlerle geçirdiğim koskoca 35 yılı anlatmam istendiğinde bunun hayli zor olacağını tahmin ediyordum. Genceciktim.
22 yaşında genç bir oyuncu adayıydım henüz.
“Kadın Oyunları”nı ilk izlediğimde öylesi etkilenmiştim ki... Hemen kitaplarını okudum, hemen çevirmeye başladım... Zaman kaybetmeden....
Aciliyeti var diyordum kendi kendime, bu oyunların ülkemde aciliyeti var.
Seninle büyüdüm, sen ve Franca (Rame) ile... Hem kadın, hem oyuncu kimliğimi kazanmam da ışığım oldunuz ve önderim...
Düşlerimi sizinle tamamladım...
Gülmek devrimci bir eylemse eğer bunun en âlâsını yaşattınız bana.
İçimin en karardığı, uçurumun en ucuna geldiğim anlarda size sarıldım ben...
Bana el uzattınız her defasında...
Sizi temsil etmemizi istediğinizde çekindik, ama yüreklendirdiniz bizleri...
Nurettin Şen’le ortak sevdamızın çocuklarıydı kitaplarımız... Sizin eserleriniz bir bir Türkçede hayat buldu... Dario ve Franca artık Türkçe sesleniyordu...
Her gün genç ölümlerin yaşandığı, adalet, vicdan, eşitlik ve insan haklarının unutulduğu ülkemde yüreklerimiz acıdan yanarken, öfke ve intikam duygusunu bir yere bırakıp sabrı, sevgiyi, daha çok üretmeyi hep senden öğrendim ben.
Kimi zaman isyanın en doruğunu, kimi zaman yaralara merhem olmayı hep senden öğrendim.
Sen bir çağlayan gibi verdin.. Ürettin, ürettin... O çağlayanın sularında serinlettik ruhumuzu... Ve senin ürettiklerini sunmaya çalıştık ülkenin değerlerine...
Bu bize güç verdi.
35 yılda yeni kuşaklar yetişti bu topraklarda birliktelikten.
En yalnız anlarımda çoğalttınız beni...
Nobel ödülü konuşmamda sizin hikâyenizi anlatacağım, dediğinde dünyalar benim olmuştu...
Aydınlık için bir dakika karanlık eylemlerine destek verdiğinde de...
Sivas’ta sanatçılar yakıldığında, aydın ve sanatçılar cezaevlerine konduğunda, oyunlar baskı, sansür ve yasaklar yaşadığında, sanatçılara uygulanan linç olaylarında her zaman her daim güç verdin bize. Desteğin hep bizimleydi.
Sevgili Dario,
Canım, ustam, yoldaşım...
Şimdilerde sizlerden aldığım 35 yıllık destek ve cesaretle ilk kez senin ve Franca’nın bir oyunu ile sahnedeyim. Oyunu oynadığım her akşam selama çıktığımızda Franca ve seni de alkışlıyoruz...
Alkışın hiç bitmeyecek sevgili Dario... Biz buradan, bu topraklardan sana alkışlarla selam göndermeyi sürdüreceğiz...
Senin bizlere verdiğin bu muhteşem duyguyu sonsuza kadar yaşatmak dostların ve öğrencilerin olan bizlerin görevi olacak.
Bize sundukların için çok teşekkürler can yoldaşım, can yoldaşımız.
Işıklar içinde kal, kal ki o ışık bizim yolumuzu aydınlatmaya devam etsin.