Fehmi Koru*
Sizden saklayacak değilim: Dün sayenizde tam 1.08 TL kazandım. 1 lira 8 kuruş…
Bu sitenin sürekli takipçileri, eğer –bayramın ilk günü olmasına rağmen– dün akşam da son yazımı okumak üzere buraya uğramışlarsa, bir yenilikle karşılaşmışlardır: Site artık reklâm da alıyor…
En üst tarafta bir reklâm görüyorsunuz; sitenin daha birkaç yerinde de…
İşte o reklâmlar sayesinde dün 1 lira 8 kuruş kazanmış oldum.
Kısa günün kârı…
Fikriniz varsa, onu paylaşma imkânınız da var
Gazetelerde yazarken de, dijital dünyada neler olup bittiğini yakın takibe aldığımı, geleceğin nabzının şimdiden o dünyada attığının farkında olduğumu ve yazarların gazetelere bağımlı kalmak yerine doğrudan okurlarıyla başbaşa kalarak ekmeklerini çıkaracağına inandığımı sürekli okurlarım bilir.
Galiba o çığırı bu ülkede ilk açanlardan oldum. Sadece kendi adımı taşıyan, fazla yüklü olmadığı için finansmanını kendimin karşıladığı, şu ana kadar hiçbir sponsoru bulunmayan, buna karşılık okurla sürekli temas halinde olmamı sağlayan bir sitem var.
Özgürce, kimseye hesap verme derdim olmadan yazıyorum.
Ve mutluyum.
Mutluluğumu bayramda bile okura bir şeyler söyleme ihtiyacı duymamdan anlıyorsunuzdur; eğer yazılarıma ilk günden yansıyan coşkudan şu ana kadar aynı sonucu çıkarmamışsanız…
Yazımı yazıyorum ve tek bir tuşla sizler tarafından okunacak yerine ânında yine ben yerleştiriyorum; o andan itibaren de kimlerin hangi yoğunlukla ve nerede yazımı okuduğunu izleyebilecek imkâna sahibim.
Maputo neresi? Ya da Ozark… Veya Cary, Luquillo, Novato, Brownville, Whangarei dünyanın nerelerindedir, bilmiyorum. Denpasar’ın Bali’nin başkenti olduğunu, ilk karşılaştığım bu bilmediğim yere duyduğum merak sayesinde ansiklopediye baktım ve öğrendim.
Saydığım yer isimleri geçen hafta siteme takılıp yazılarıma göz atan bazı okurların bulundukları veya yaşadıkları kentler, kasabalar… Bana ‘hosting’ hizmeti veren firma, sağolsun, siteyle ilgili pek çok özel bilgiyi de benimle paylaşıyor. Her an kaç kişinin siteye takıldığını, o kişilerden kaçının ilk kaçının mükerrer okur olduğunu, herbirinin kaç dakika sitede kaldığını o sayede öğreniyorum.
Türkiye’nin dört bir köşesinden siteye bağlanan okurları, kim hangi ilde yaşıyorsa, günün her saniyesinde, sanki o anda karşımdalarmışcasına izleyip mutlu oluyorum.
Öğrendiğim her yeni bilgi beni mutlu ediyor.
Mutlu ediyor, çünkü ‘karanlıkta göz kırpmak’ olarak bellediğim günlük yazıyla okur karşısına çıkma mesleği, yazı hayatımda ilk kez, sanki karşı karşıya oturuyormuşum da, ben okuyor o dinliyormuşcasına okurla yakın ilişki kurabildiğim bir başka boyuta taşınmış hissini bana vermeye başladı.
İşte bu, bir yazar için büyük bir mutluluk.
Okur da bu samimiliğin yüreklendirdiği coşkunun farkında olmalı ki, her yazıya, çoğu kez uzunca yorumlarla, yazarınızın –bendenizin– yazı serüvenine katkıda bulunmaya başladı.
Değirmenin suyu
Türkiye burası ve çoğu okurun aklına ”Değirmenin suyu nereden?” sorusunun ilk günden itibaren geldiğini sanıyorum.
Aslında ‘değirmen’ denilecek bir durum değil siteye sahiplik ve gerçekten öyle gürül gürül bir suya da ihtiyaç yok. Az bir bütçeyle bu yükü kaldırmak mümkün; Allah’a şükür ben bunu kaldırabilecek durumdayım.
Unutmayın, bu site düşüncelerimi sizlerle paylaşmamı sağlamıyor yalnızca; uzun zamandan beri ara ara dile getirdiğim bir iddiamı ispatlama fırsatı da aynı zamanda.
O iddia şu: Bugünün teknolojisi, sadece güçlülere, yığınla parası olanlara kamuoyu oluşturma fırsatı sağlayan dünün medya dünyasına meydan okuma fırsatı sağlıyor; başka mecralarda sesi kesilenlere, konuşma ve yazma imkânı elinden alınanlara okurlarıyla doğrudan buluşma fırsatı…
Fırsatın sürekli olması için işin maddi bir boyutu olması da gerekiyor.
Tıpkı gazete çıkarmak, TV yayıncılığı yapmak gibi… Reklâmlar olmasaydı, hiçbir gazete ve TV kanalı yayınlarını sürdüremezdi. Gazetelerin ve TV kanallarının pek çoğu, aldıkları yüklü reklâmlara rağmen, farklı havuzlardan da besleniyorlar…
Peki ya bizim site? Hep benim kesemden mi beslenecek?
Reklâm işte bu noktada devreye giriyor. Şimdilik ‘google’ tarafından sağlanan reklâmlar almaya başladım ve o sayede ilk gün 1.08 TL kazandım.
Herhalde gazetelerde yazdığım zamanki maddi imkâna hiçbir zaman kavuşamayacağım, ama ne dert, hiç değilse fikir sahibi olan ve görüşlerini başkalarıyla paylaşmak isteyen insanların, nâmerde muhtaç kalmadan, bunu yapabileceğini ispatlamış olacağım.
Kaç okurum var
Meraklı dostlar ”Kaç kişi okuyor?” sorusunun cevabını da merak ediyor. Onlara verdiğim kestirme cevap şu oluyor: ”Bir çok gazetenin gerçek tirajından fazla…”
Şu ana kadar bu siteye, 15 gün içerisinde, 55 binden fazla okur girdi. Başlarken erişebileceğimi hiç sanmadığım bir rakam bu… Bir giren bir daha bir daha giriyor; mükerrer okurlar genel okurumun kitlesi içerisinde her gün büyüyen bir yer tutuyor.
Heyecan verici bir durum bu.
Umarım, siteye almaya başladığım reklâm sizleri rahatsız etmemiştir.
Teşekkürü ihmal etmeyeyim: Emin olun hepinizin şu anda bile karşımda oturduğunuzu görürcesine bu yazıyı yazıyorum; dostlara hesap verircesine…
Bana bu keyfi yaşattığınız için hepinize yürekten teşekkür ederim.
Evet, bugün bayram, ama yine de başka bir yazıyla daha karşınızda olacağım.
*Bu yazı Fehmikoru.com'da yayınlanmıştır