Eski ABD büyükelçisi Namık Tan, ABD Başkanı Joe Biden ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın NATO Zirvesi kapsamında 14 Haziran'da yaptıkları görüşmede, Kabil Havaalanı'nın güvenliğini Türkiye'nin sağlaması konusunda anlaşmalarına ilişkin bir yazı kaleme aldı.
Tan, yetkinreport'ta kaleme aldığı yazısında, "Peki, biz ülkemizin hangi çıkarı uğruna elimizi taşın altına koyuyoruz? Böyle bir operasyonu üstlenmeye gönüllü olarak, ne gibi bir kazanç sağlamayı planlıyoruz? Afganistan gibi riskli bir göreve talip olmanın getirebileceği ağır maliyetin hesabını yaptık mı?" diye sordu.
Tan, şöyle devam etti:
"Hayati nitelikte olduğuna inandığım bu hususların yeterince değerlendirildiği kanaatinde değilim. Dolayısıyla, yukarıdaki sorulara tatminkâr cevap verebilecek durumda olduğumuzu da düşünmüyorum. Zira, mevcut riskler biraz olsun değerlendirilmiş olsaydı, Türkiye’ye bu teklifi yaparken, ABD’nin hangi saikle hareket ettiğinin ve gerçek gündeminin ne olduğunun kolaylıkla anlaşılabileceğini düşünüyorum.
ABD istihbarat birimleri, daha birkaç gün önce, ABD askerlerinin Afganistan’dan çekilmesinden çok kısa bir süre sonra Afgan hükümetinin çökebileceği uyarısında bulundu. Ayrıca, iç savaşın kaçınılmaz olduğuna dikkat çekiliyor. Bugüne kadar, ABD için çalışmış olan binlerce Afganlının güvenliğinin sağlanması meselesine ABD henüz bir çözüm geliştirebilmiş değil. Binlerce Afgan askeri ve sivil yetkili komşu ülkelere sığınmaya çalışıyor. Taliban, ABD ve NATO kuvvetleri çekildikten sonra ülkede, Türkiye de dahil, herhangi bir yabancı gücün varlığını istemediğini açıkladı. Taliban, ayrıca, mevcut Afgan yönetimi ile de uzlaşmaya niyetli olmadığını da vurguladı.
Bütün bunların üstüne üstlük, Afganistan’a komşu ülkelerde ve bizim de içinde bulunduğumuz coğrafyada ortaya çıkması kaçınılmaz gözüken Afganlı mülteciler sorununun yaratacağı baskıyı da dikkate almak zorunda olduğumuzun unutulmaması gerekiyor.
Hal böyle iken, Biden’ın talebine “evet” demeyi, ülke çıkarlarını önceleyen akılcı bir dış politikayla bağdaştırmak pek mümkün görünmüyor. Risklerle dolu olduğu aşikâr böyle bir sürece girmek olsa olsa, “bile bile lades demek” özdeyişi ile izah edilebilir."
Yazının tamamı için tıklayın.