Türkiye'nin 1987 yılında Avrupa Birliği'ne tam üyelik başvurusunu gerçekleştiren eski Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Ali Bozer, Koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti.
Türkiye’nin 1987’de AB’ye tam üyelik başvurusunu Dışişleri Bakanı olarak yapan isim de Prof. Dr. Ali Bozer’di.
Bozer, bakanlık yaptığı sırada yaşadığı olayları 2000 yılında Hürriyet gazetesine anlatmıştı. TBMM'nin bazı yetkilerinin hükümete devri fikrine karşı çıkmasının ardından Turgut Özal'la yaşadıkları yol ayrımına ilişkin olarak, "Türkiye Büyük Millet Meclisi en büyük teminat. Siz bu Meclis'ten yetkiyi alırsanız pazarlık yetkiniz kalmaz. Turgut bey, Keçeciler'in oğlunun sünnet düğününde beni yeniden ikna etmeye çalıştı, ben de '‘Efendim niye uğraşıyorsunuz, benim kanaatimi biliyorsunuz' dedim. Meclis'in 12 Ağustos 1990 günkü gizli oturumunda yaptığım konuşmada da bunu söyledim. Elbette bu merhum Özal tarafından pek müsbet karşılanmadı." açıklamasını yapmıştı.
"Beyaz Saray'da beni görüşmeye almadılar"
Bozer, bu yol ayrımının ardından Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın Beyaz Saray'da Bush ile görüşmesinin ardından kendisinin görüşmeye alınmaması olayının perde arkasını şöyle anlatmıştı:
"Rahmetli Turgut bey Amerika seyahati öncesi bana ‘‘Sen Birleşmiş Milletler'e gidiyorsun, benim de Washington'da Bush'la randevum var. BM'deki konuşmanı öyle bir tarihe koy ki, oradan çıkıp Beyaz Saray'a gelebilesin, beraber olalım’’ dedi. Ben de bu isteğe göre BM programımı ayarladım. Beni bir kere daha Çankaya'ya çağırıp, aynen ‘‘Bush'la heyetler halindeki toplantıdan evvel başbaşa görüşmek istiyorum. Sen Dışişleri marifetiyle bir iskandil et, bak bakalım Bush buna sıcak bakıyor mu?’’ dedi. Biz de iskandil ettik ki, Bush fevkalade memnun olmuş. Bunu da Çankaya'ya çıkıp kendisine aynen aktardım. Planladığım gibi ben New York'taki işlerimi bitirip aceleyle uçağa atlayıp Washington'a geçtim, doğru Beyaz Saray'a. O telaş içinde çok güzel bir Dupont çakmağımı da kaybettiğimi söyleyeyim. Yandaki odada beklerken ben hâlâ onların baş başa görüştüklerini sanıyordum. Salonun kapıları açılınca gördüm ki, özel görüşme bitmiş de heyetler halindeki görüşmelere geçilmiş. Kimse beni çağırmadı ki içeriye. Bu şekilde farklı bir muameleye tabi olmamdan dolayı çok müteessir oldum, dünya başıma yıkıldı, nedenini sormak bile içimden gelmedi. Özal'ın ‘‘Nasıl olsa yemekte beraber olacağız diye ben pek üzerinde durmadım’’ açıklaması da beni tatmin etmedi. Benim mutlaka Beyaz Saray'a gelmemi isteyen kendisiydi, belki de bir boşluğuna gelmişti. O anda istifaya karar verdim"
Ali Bozer kimdir?
1950-1952 yılları arasında Yargıtay Başkanı olarak görev yapmış Mustafa Fevzi Bozer'in oğlu Ali Bozer, 1925 yılında Ankara'da doğdu. Bozer Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. İsviçre Neuchâtel Hukuk Fakültesi'nde doktora yaptı. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Kürsüsü Öğretim Üyeliği ve Başkanlığı, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı ve Üyeliği, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Mahkemesi Hâkimliği, Lahey Adalet Divanı Üyeliği, Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, Dünya Sigorta Hukuku Derneği Türk Grubu Başkanlığı, Ankara Türk Eğitim Derneği Vakfı Başkanlığı yaptı. Milliyetçi Demokrasi Partisi Kurucu üyesiydi.
17. ve 18. dönem milletvekilliği yapan Bozer, 44. Hükûmet Gümrük ve Tekel, 45.ve 46. Hükûmet Devlet Bakanı, 46. ve 47. Hükümet Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı, 47. Hükümet Dışişleri Bakanlığı görevlerini üstlendi. Bozer, Légion d'honneur nişanı sahibiydi.
Eski Hacettepe Üniversitesi Rektörü Yüksel Bozer’in kardeşi, Prof. Dr. Nilüfer Göle ve Prof. Dr. Celal Göle’nin dayısı olan Ali Bozer'in Fevzi Bozer, Ömer Bozer, Ahmet Bozer isimli üç çocuğu vardı.
“Borçlar Hukuku: Genel Hükümler”, “Sigorta Hukuku Genel Hükümler- Bazı Sigorta Türleri”, “Ticaret Hukuk Bilgisi”, “Ticari İşletme Hukuku”, “Kıymetli Evrak Hukuku” adlı bir mesleki kitaplarının yanında anılarını topladığı “Yaşamım” (2019) adlı bir kitabı yayımlanmıştı.