Medya

Ertuğrul Özkök’ten Cüneyt Özdemir'e yanıt: Memleket gerçeklerini yazmaktan çok yoruldum

"Bu gıpgri medya parkımızda her gün durmadan renk değiştiren rengârenk bir bukalemun olmayı tercih ettim"

Ertuğrul Özkök - Cüneyt Özdemir (soldan sağa)

10 Eylül 2020 08:19

Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök, hemen her gün yazılarına, “Memleketin bunca meselesi varken sen neyle uğraşıyorsun...” eleştirisi geldiğini belirterek bugünkü köşesinde HaberTürk gazetesi yazarı Serdar Turgut ve gazeteci Cüneyt Özdemir'e yanıt verdi. 

Özkök, "Ertuğrul Özkök artık siyaset yazmıyor, kendine ait renkli bir dünya yaratmış, orada bir tür ‘Alice Harikalar Diyarında’ gibi yaşıyor...' Doğru... 73 yıl yaşadığım şu hayatta, 30 yıldır yazı yazdığım şu köşede 'memleket gerçeklerini' yazmaktan çok yoruldum... O nedenle 'Alis Harikalar Diyarında' romanında Alis değil ama tavşan olarak yaşamayı seçtim. Diyor ki... 'Bir Hürriyet gazetesi var, bir de sanki içinde onun gazetesi...' Ne mutlu bana... Demek ki farklı bir şeyler yapabilmişim... Teşekkürler Cüneyt... " düşüncesini dile getirdi. 

HaberTürk yazarı Turgut'a birlikte gittikleri bir Smithsonian Zoolojik Parkı’na gittiklerini hatırlatan Özkök, "Bak Serdarcığım... Ben panda değilim... Dolayısıyla tek kişilik siyah-beyaz bir şov yapamam... Orangutan Souleman da değilim... Ne kabilem var, ne de cemaatim... Albino boa desen hiç değilim, öyle yaratılmamışım.Yaşım itibarıyla o iki hipopotamın yaptığını sürekli yapmam artık mümkün değil. Öyleyse bu insan medya parkında ben olmalıydım ki fark edileyim?  Rengârenk bir bukalemun olmayı tercih ettim... Bu gıpgri parkımızda her gün durmadan renk değiştiren, dünyaya tavşan kardeş gözlükleriyle bakan bir bukalemun..." değerlendirmesinde bulundu. 

Özkök, "Yani sana diyeceğim şu: Müsaade et de şu iyice grileşmiş insanat bahçesinin bir köşesinde, sadece hayallerini yazan rengârenk bir bukalemun da çadırını kurup şovunu yapmaya devam etsin... Nasıl ki parkın orangutanları göğüslerine vura vura kabile şovlarını yapıyor...-Hipopotamları durmadan kendi fikirleriyle çiftleşiyor. Albino boaları, boyalı kuş olarak yaratılmamanın ıstırabını avantaja çeviriyor...  Pandaları tek ve biricik olmanın dayanılmaz keyfini ve şımarıklığının tadını çıkarıyorsa... Şu gariban bukalemun da her gün bin bir renge bürünüp, parkımızın semalarında bir gökkuşağı yaratsın..." görüşünü savundu. 

Özkök, Turgut'a, "Allah sana hiçbirimize nasip etmediği bir mizah duygusu ve kabiliyeti vermiş... Yani şu bizim medya bahçesinde sen bir pandasın..." tavsiyesinde bulundu. 

T24 yazarı Tuğrul Eryılmaz'a da köşesinde yer veren Özkök, “Seviyeli Magazin' başlığı altında kendine çok özgün bir gazetecilik alanı yaratan Cihangirli arkadaşımız Tuğrul Eryılmaz geçen haftaki yazısında 'gonzo gazeteciliğe'  geçtiğini duyurdu... Yani kendini merkeze koyup gezdiği, gördüğü yerleri kendi bakış açısından veren gazetecilik türü... 1960’lı yıllarda Rolling Stone dergisinde Hunter Thompson’ın başlattığı bir tarzdı. Daha ilginci ise bu tarz gazeteciliği Türkiye’ye tanıtan kişi de Serdar Turgut’tu..." ifadesini kullandı. 

Özkök yazısında şunları kaydetti: 

Dün bir arkadaşım gülücük emojileri ile birlikte şu mesajı attı:

"Serdar Turgut’un ‘Penis yazarı’ olarak bilindiği yıllarda Türk medyası daha renkliydi...”

Neyse ben “Bukalemun yazar” olarak eksik yerleri tamamlamaya çalışıyorum...

Dokunmayın şu bukalemuna...

Yazının devamı için tıklayın