Yaşam

Ertuğrul Özkök: Korona sonrasının 'yeni normal'i, 'çok eski normal'i özlemek mi olacak

"Hayatımda beni en büyük ikilemle karşı karşıya bırakan bu diziyi izliyorum şu an"

14 Mayıs 2020 07:43

Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök, "Acaba korona sonrasının 'yeni normal'i, lise yıllarında kaybettiğim masumiyeti, o 'çok eski normal'i özlemek mi olacak" düşüncesini dile getirdi. 

Özkök, "Bugünlerde benim gibi 'gece kuşlarını' ikiye bölen bir dizi var. Adı 'Normal People' yani ^Normal İnsanlar'  Televizyon alanında tam bir trend avcısı olan kızım Gülümsün, 'Baba bu olağanüstü bir dizi. Bana göre önümüzdeki dönemin trendleri konusunda ipuçları veriyor' dedi.  Son yıllarda onu en çok etkileyen dizi olmuş. O söylemese, adı 'Normal People' olan bir diziyi seyredeceğimi pek sanmıyorum. Çünkü hayatım boyunca hep 'normal olmayanı', 'fantastik olanı' aradım. Sırf kızım istedi diye önceki gece seyretmeye başladım." ifadesini kullandı. 

Özkök yazısında şunları kaydetti:

Birinci bölüm son derece sıradan bir okul ve genç ilişkisi... Bizim “Love 101” bunun yanında insanı sürükleyip götüren bir dizi... İkinci bölümün neredeyse tamamı yatakta geçiyor. Son derece sıradan, son derece normal, hatta erotik bile denemeyecek bitmeyen bir sevişme sahnesi... İkinci bölüm bitince gece yarısı Haber Türk yazarı Oray Eğin’i aradım. Bu diziyi ikinci bölüme kadar seyretmiş ve yazmıştı. Ona göre sıradan, sıkıcı bir okul dizisiydi. Kızın “arıza” karakteri, “Love” dizisindeki “Mickey Dobbs” karakterinin yanında çok sönük...

Oray şunu söyledi: “Bu film benim arkadaş grubumu ikiye böldü. Bir bölümü benim gibi sıkıcı bir dizi olarak görüyor. İkinci grup ise Gülümsün gibi ‘Bu yüzyılın draması’ olarak kabul ediyor. Devamını izleyeceğim.” Bense izlemeye devam ettim. Üçüncü bölümden itibaren sıkılmamaya başladım.

Dördüncü bölümde “Bana bir şeyler mi oluyor” dedim. Çünkü ilişkiler son derece sıradan, terk etmeler son derece sıradan. Koskoca Trinity Üniversitesi’nde bir tek LGBT insanı ve ilişkisi yok. Evet gerçekten “normal, hatta çok normal insanlar”... Sonra yavaş yavaş fark ettim ki derinde çok özlediğimiz bir şey var. Sıradan insan teması... Basit, normal mimikler...- Normal tepkiler... Normal hüzünler... Normal düş kırıklıkları... Normal arkadaşlıklar...

Hayatımda beni en büyük ikilemle karşı karşıya bırakan bu diziyi izliyorum şu an... Altıncı bölümdeyim ve kendi kendime sormaya başladım. Acaba korona sonrasının “yeni normal”i, lise yıllarında kaybettiğim masumiyeti, o “çok eski normal”i özlemek mi olacak...Bekleyin... Bitireyim, son kararımı yazacağım.

Yazının devamı için tıklayın