KÜÇÜK GÜZEL ŞEYLER DÜKKÂNI
Ertuğrul Özkök*
Lozan Antlaşması'nın 100’üncü yıldönümünde, yani dün önüme öyle bir harita geldi ki…
Tam anlamıyla bir “bölünmüş bir Türkiye…”
Osman Kavala savcılarının eline geçse, anında içerdesiniz.
Bir Türkiye düşünün ki, neredeyse 28 Mayıs seçim gecesi gibi bölünmüş…
Bir tarafı kapkara… Simsiyah
Öteki tarafı ise pespembe…
Fazla uzatmadan yazayım.
Barbieheimer krizini bitiren iki film
“Conflict” adlı site “Son 24 saatte Türkiye’nin hangi şehirlerinde en çok hangi filmlerin arandığının haritasını çıkarmış.
Kaynağı da Google Trends…
Bütün dünyada olduğu gibi iki film ön plana çıkmış.
Biri Oppenheimer…Öteki Barbie…
Şu an bütün dünya bir “Barbieheimer histerisi” yaşıyor…
Aynı hafta çıkan iki film, sinema endüstrisinde “Pandemi krizini” bitirdi.
Üç haftadır dünyada en çok konuşulan konulardan biri haline geldi.
Yüzde 58-42, siyah ve pembe
Google Trends Türkiye’nin her ilinde, bu iki filmden hangisinin daha çok arandığını çıkarmış.
Ve en çok aranan filmi, o ilin rengi olarak işaretlemiş harita üzerinde.
Oppenheimer filminin harita üzerindeki rengi siyah.
Zaten bütün filme hakim olan renk de bu…
Barbie filminin rengi ise pembe…
Bu da normal çünkü filmin tamamı neredeyse pembeye boyanmış.
Türkiye haritası bu iki film etrafında yüzde 52,8-47,2 oranında bölünmüş.
Şimdi biraz ara verip düşünelim.
Sizce bütün illerin toplamında bu iki filmden hangisi daha çok aranmıştır.
Yani haritamız siyaha mı, yoksa pembeye mi boyamıştır…
Gişede ilk hafta hangisi ne kadar para getirdi?
Size bir ipucu vereyim.
Dünyada Box Office rakamlarına bakılırsa, iki filmin toplam gişesi bir hafta sonunda 500 milyon doları geçti.
Bunun 174 milyonu Oppenheimer gişesi…
337 milyon doları Barbie’den geliyor.
Yani Barbie iki katına yakın iş yapmış.
Bu rakamlara bakan bizim, pembe renkten korkan homofobik erkek takımımız, “Eyvah Misak-ı Millimiz Lozan’ın 100’üncü yılında pembeye boyadı” diyerek milli matem ilan edebilir.
Türkiye'nin yüzde kaçı pembe, yüzde kaçı kapkara?
Yok o kadar pesimist olmayın.
Türkiye’de Google aramalar bakımından ilginç bir durum var.
Şehirlerin yüzde 52,7'sinde daha çok Oppenheimer filmi ile ilgili arama yapılmış. Barbie filmi hakkında arama yapanlar yüzde 47,3’te kalmış.
Yani dünya trendlerdinin aksine Barbie araması daha az kalmış.
Erdoğan'a karşı İzmir ve Bodrum pespembe mi?
c
Türkiye haritasının pembe-kara bölünmesi “Erdoğancı-muhalif bölünmesi" ile benzer mi…
Yani Erdoğan’a oy veren Rize kapkara; anti Erdoğancı İzmir, Bodrum ise pespembe mi…
Laik kesimin pembefobikleri hemen paniğe kapılmayın.
İşten kesinleşen sandıklardan gelen kesin sonuçlar.
İstanbul-Ankara-İzmir üçgeni, Çanakkale, Bodrum, Muğla, Marmaris ve Güneydoğu'yu alırsanız, yani Erdoğan’a karşı oy veren bu şehirler pembe değil siyah.
Siyah renkli. Yani Oppenheimercı…
Ya Rize ve Erzurum; siyah mı pembe mi?
Ama Erdoğan’a karşı olan şehirlerin hepsi İzmir, İstanbul, Ankara Bodrum gibi siyah değil.
Mesela Trakya baştan başa pembe…
Ama damarını kessen Tayyip akacak Rize de pembe…
Keza Trabzon, Konya, Erzurum…
Tayyip karşıtı Akdeniz de silme pembe… Barbieci yani…
Anlayacağınız ülkenin pembe siyah bölünmesi Erdoğancı-muhalif bölünmesinden farklı…
Merak ettiğiniz şehir hangi renk: Haritaya bak ve öğren
Kendi şehrinizde durum nedir bilmek istiyorsanız haritayı yayınlıyorum.
Merak ettiğiniz vilayeti bulun, parmağınızı üzerine bastırın, rengini öğenin.
Göreceksiniz ki, sinema dilinin bu iki renk siyaset tanımıyor…
Bu yıl Barbie ve Oppenheimer’ı daha çok konuşmaya devem edeceğiz.
Özellikle Barbie’yi seyredip, size anlatacağım.
Sırf pembefobikleri yatıştırmak için…
İş dünyası
Yeni kralın çevresine giren ilk Türk iş kadını oldu
İngiltere’nin yeni kralı Üçüncü Charles’ın, prensliği döneminden öncülük yaptığı bir kuruluş var.
Adı “The Prince’s Trust International.”
Bir yardım kuruluşu bu. İlk kurucuları arasında dönemin Prens Charles’ı ile Ağa Han da var.
Özellikle gençlere, girişimcilik, eğitim, sağlık ve kültür-sanat konularında yardımlar yapan çok prestijli bir yardım kuruluşu.
Kraliyet patronları kulübündeki ilk Türk kadını hangi dev isimlerle?
Bu kuruluşun en üst çerçevedeki yönetim birimi de “Hamiler Ailesi” adını taşıyor.
Dünyanın önde gelen patron ailelerinin oluşturduğu bir çevre bu…
Apple, Google, Bank of America, HSBC, BlackRock, Amazon Trust, Dell ve Bloomberg gibi dev kuruluşlar da kurumsal “Hamiler” arasında.
Bir de “Hamiler Ailesi’nin” üyeleri var.
Mesela ünlü Hint iş insanı Lakshmi Mittal…
Mesela medya devi Rupert Murdoch’un kızı Liz Murdoch…
Dün öğrendiğime göre, Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer işte bu “Patronlar Ailesine ” girmiş.
Aslında bu çalışmaları daha Charles Prensken başlamış.
Prens Charles şimdi kral tacı giyince bu kuruluş içindeki çalışmaları da şimdi bir üst düzeye taşınmış.
İş kulisi: LC Waikiki yabancılara mı satılıyor?
Son 20 yılda Türkiye’de en ilgiyle izlediğim kuruluşlardan biri LC Waikiki.
Bu markayı satın aldıklarında kendi kendime niye böyle bir şey yaptılar diye sormuştum.
Çünkü Türklerin zor telaffuz edebileceği bir isim ve çok da ön planda olmayan bir markaydı.
Ama mucize yarattılar.
Beni ve ekonomistler hayretler içinde bırakan bir performans gösterdiler ve şirketi Türkiye’nin en büyük hazır giyim markası haline getirdiler.
Dev marka ile Araplar ilgileniyor haberleri
Dün bazı internet sitelerinde LCWaikiki’nin satılacağı yolunda haberler çıktı.
Çok şaşırdım.
Çünkü başarısının zirvesinde bir marka, paraya finansal sorunları olduğunu da hiç zannetmiyordum.
Ancak şirketin hissedar yapısı biraz komplike.
Şirket hissedarı dört aile kim?
Yüzde 47.34’ü Küçük Ailesi'ne ait.
Yüzde 35.42’si Dizdar Ailesi'nde.
Yüzde 7.18’i Kısacık Ailesi'nde.
Yüzde 6.48’i Amouyal Ailesi'nde.
Yüzde 3.58’de başkalarında.
İnsan bu tabloya bakınca aklına “Acaba hissedarlar arasında bir sorun mu çıktı” diye düşünüyor.
Bana gelen cevap: Böyle bir şey yok
Dün araştırdım.
Sağlam kaynaklardan gelen bilgi “Yok öyle bir şey” şeklindeydi.
Sevindim.
Çünkü LC Waikiki Anadolu Türk girişimcilik dehasını, vizyonerliği ve azminin bir sembolü.
Onu geliştiren ellerde kalması marka için iyi olacaktır.
* Ertuğrul Özkök’ün "Küçük Güzel Şeyler Dükkânı" başlığıyla "Newsletter" formatında paylaştığı yazı.