15 Ağustos 2024 06:00
Olimpiyat kapanışından moralim bozuk dönecektim.
Sporcularımızın aldığı sonuçlar hepimiz için büyük bir düş kırıklığı olmuştu. Ama son gün yaptığım bir sohbet moralimi düzelttiği gibi bana Türkiye hakkında çok da umut verdi.
Bu haber de bana hiç beklemediğim bir yerden geldi.
Procter & Gamble’dan…
Kimdir onlar derseniz şöyle anlatayım. Sabah uyandık, dişimizi fırçalıyoruz. Diş macununu üreten şirket.
Tıraş oluyoruz, yine onlar. Tıraş köpüğünü, jelini, tıraş bıçağını üreten şirket.
Duş alıyoruz, başımıza sürdüğümüz şampuanda, kremde, deodorantta onlar var.
Çocuğunuzun altını değiştireceksiniz yine onlar.
Kısaca sabah uyandığımızdan akşam uyuyuncaya kadar hayatımızın her saatinde olan küresel bir şirket.
Dünyadaki en büyük pazarlarından biri de Türkiye…
Türkiye, Kafkaslar ve Orta Asya bölgesinin Yönetim Kurulu Başkanı Tankut Turnaoğlu ile sohbet ediyordum.
P&G, Olimpiyat’ların en büyük küresel sponsorlarından biri.
O nedenle ülkelerde sporu çok destekliyorlar.
P&G Türkiye, 2014 yılından bu yana Türkiye’de çocukların hangi sporlara ilgi duyduğunu ve ailelerin çocuklarının spor yapması konusundaki tutumlarını ölçüyorlarmış.
Geçen ay, bu araştırmanın 2024, yani bu yılki sonuçları önüne geldiğinde gözleri faltaşı gibi açılmış.
“Önümde öyle bir rakam vardı ki şaşkınlık içinde kaldım” diyor.
Size işte bu son araştırma sonucunu duyurmak istiyorum.
Şimdi sıkı durun:
(*) 2014 yılında Türkiye’de her 10 çocuktan sadece 2’si düzenli spor yapıyormuş.
2019 yılında bu oran her 10 çocuktan 3’üne yükselmiş.
Bu yıl düzenli spor yapan Türk çocuğu oranı şaşırtıcı bir sıçrama yapmış.
Artık her 10 Türk çocuğundan 5’i düzenli spor yapıyor.
Daha sevindirici bir gelişme ise şu:
Düzenli olmasa da genel olarak spor yapma oranı yükseliyor.
(*) Son 5 yılda erkeklerin artışı yüzde 15:
2019 yılında spor yapan erkek çocuk oranı 63 iken, bu yıl yüzde 78’e çıkmış.
Yani 5 yılda yüzde 15 artmış.
(*) Son 5 yılda kızların oranı yüzde 27 artmış:
2019 yılında spor yapan kız oranı yüzde 46 iken, bu yıl 2024’te bu rakam yüzde 73 olmuş.
Yani 5 yıldaki artış yüzde 27…
Bu araştırmanın en şaşırtıcı sonucu ise “Ailelerin çocuklarının spor yapmasına nasıl baktıkları” sorusuyla geldi.
Soru şu: “Çocuğunuzun sporu bir meslek olarak seçmesini ister misiniz?”
(*) Beş yıl önce, beş yıl sonra:
“Evet isterim” diyen ailelerin oranı 5 yıl öncesine oranla yüzde 18 artarak bugün yüzde 55’e ulaşmış.
Yani her 100 Türk ailesinden 55’i, çocuğunun meslek olarak spor yapmasına “Evet” diyor.
Bunu okuyunca geriye, 1950’li yılların ilk yarısına döndüm.
Beni üzerimde Fenerbahçe forması ile gösteren bu fotoğraf 1955 veya 56’da seçildi.
Yani 9-10 yaşındayım.
O yıl mahallemde arkadaşlarımın çoğu top oynadığı için babalarından azar işitiyor ve dayak yiyordu.
Babam ise beni iki şeye teşvik ediyordu.
Çizgi roman okumaya ve futbol oynamaya…
Birinde çok iyi okuyucu, ötekinde çok iyi seyirci oldum.
Peki sizce neye bağlı Türkiye toplumundaki bu muazzam zihinsel devrim?
Gelin Türk çocuklarının hangi sporlara eğilimleri var ona bakalım…
Kızlar:
Erkekler:
Bu gelişme nereden kaynaklanıyor herhalde kolayca tahmin ettiniz.
Eda’nın bir servisi, Ebrar’ın bir bloku, Vargas’ın bir smacı…
Kuzey’in bir kulacı…
Arda Güler’in bir korneri…
Buse Naz’ın bir kroşesi…
Tabii ki büyük rol modelleri…
Messiler, Nadallar, Marchandlar…
Yani diyeceğim ki…
Bu yıl Olimpiyat’lardan düş kırıklığı ile döndük ama…
Ama ailelerimiz ve çocuklarımız gelecek için çok umut vadediyor.
© Tüm hakları saklıdır.