Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Ergenekon davasıyla ilgili ''Ergenekon vasıtasıyla ilk defa Türkiye'de sivil siyaset ve hukuk, darbeci girişimler, demokrasiye son vermek isteyen çabalar, hatta demokrasi değil sadece bence Cumhuriyete son vermek isteyen çabalarla hesaplaşma imkanı yakaladı'' dedi.
Günay, yaptığı açıklamada, 2012 yılında Türkiye gündeminde önemli bir yer tutan Ergenekon davası, Balyoz Planı davası ve 12 Eylül davasıyla ilgili süreci değerlendirdi. Bakan Günay, Ergenekon soruşturmasını çok önemsediğini belirterek, AK Parti'ye 2008'de açılan kapatma davasının, o süreci bir ölçüde akamete uğratmaya dönük bir girişim olduğunu söyledi.
Günay, ''Ergenekon vasıtasıyla ilk defa Türkiye'de sivil siyaset ve hukuk, darbeci girişimler, demokrasiye son vermek isteyen çabalar, hatta demokrasi değil sadece, bence Cumhuriyete son vermek isteyen çabalarla hesaplaşma imkanı yakaladı'' diye konuştu.
Sürecin uzadığını, biraz da dallanıp budaklandığını ifade eden Günay, şunları kaydetti:
''Çünkü siz siyasi irade olarak süreci önemsiyorsunuz ama süreci yargı yönetiyor. Sizin de yargıya müdahaleniz, dışardan nasıl derlerse desinler pek mümkün değil. Çünkü Sayın Başbakan 'Ben kaçma ihtimali olmayan kişilerin ki bunların içinde yüksek sivil ya da asker bürokratlar var, tutuksusuz yargılanmasından yanayım' dedi. Siyasi irade bu doğrultuda ama yargı buna uygun karar vermiyor. Ben de şahsen bu görüşteyim. Yani insanları yargılama süreci boyunca tutuklu tutmanız, tutuklu durumda bulundurmanız gerekmez. Belki süreci biraz daha yumuşatan bir yargılama süreci getirmek daha doğru olabilirdi. Ama bu bizim takdirimizin dışında.''
Ergenekon davasının sonuçlanmasını merakla beklediğini vurgulayan Günay, toplum vicdanını rahat ettirecek kararlar çıkması temennisinde olduğunu söyledi.
''Basra harap olduktan sonra...''-
Balyoz davasında karar sürecine ilişkin bazı kaygılarının bulunduğunu yineleyen Günay, eski Genelkurmay Başkanı, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya'nın yargılandığı 12 Eylül davasının ise geç kalmış bir yargılama olduğunu ifade etti.
12 Eylül yargılamasının önünü, 2010'da Anayasa'nın geçici maddelerinin kaldırılmasının açtığını vurgulayan Günay, şöyle devam etti:
''Biz 2010'da Anayasa'nın geçici maddelerini kaldırmasaydık hala bu süreçle karşı karşıya kalmayacaktık. Türkiye bence, o zaman da söylemiştim, o yasakları 1991 yılında kaldırmalıydı. Yani 12 Eylül'le hesaplaşacağını söyleyen bir SHP-DYP koalisyonu gelmişti ve onların Türkiye'ye vaadi 12 Eylül'le hesaplaşmaktı ama ne yazık ki o günden 2010 yılına kadar bütün iktidarlar, bütün parlamento çoğunlukları bu ihtiyacı görmezden geldi. Fiziken imkansız bir süreçte yargılama yapıyoruz şu anda. Verilecek kararın neredeyse infazı gayrimümkün o yüzden ben kamu vicdanını ve adalet duygusunu biraz daha rahatlatacak bazı önlemler alınabilir diye düşünüyorum.
Karar tabii Türk milleti adına karar verecek olan yargıçların elinde. Ama doğrusu ben 12 Eylül sürecini, mağdur olmuş bir insan olarak talihsizlik olarak görüyorum. Bu kadar gecikmiş ki buna şey derler eski dilde 'bad-el harap-ül Basra (Basra harap olduktan sonra...)''