Gündem

Ermenek faciasında müfettişlerin soruşturulmasına Çalışma Bakanlığı da izin vermedi

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı da bakanlığa bağlı müfettişler için soruşturmaya izin vermemişti

01 Ekim 2015 00:25

28 Ekim'de Karaman'ın Ermenek İlçesi'nde geçen ve 18 işçinin yaşamını yitirdiği maden faciasıyla ilgili 3'ü tutuklu 16 sanıklı davanın dördüncü duruşmasına bugün de devam edildi. Mahkeme heyeti, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın, bakanlığa bağlı müfettişlerin soruşturulması için izin vermediğini açıkladı.

Hürriyet'in haberine göre, Ermenek Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görülen duruşmaya tutuklu sanıklar Has Şekerler Madencilik Şirketi sahibi Saffet Uyar, Ermenek Cenne Linyit Kömürü İşletmesi Müdürü ve hissedarı Abdullah Özbey ve aynı şirketin teknik nezaretçisi Ali Kurt, taraf avukatları ve madenci aileleri katıldı.

Geçen 15 Haziran günü başlayan ve 3 gün süren ilk duruşmada hakkında tutuklama kararı çıkan Has Şekerler Madencilik Şirketi'nin daimi nezaretçisi maden mühendisi Yavuz Özsoy'un hala tutuklanmadığı ortaya çıktı. Özsoy, yaklaşık 3 ay tutuklu kaldıktan sonra, tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilmişti.

 

Sanık avukatının itirazı kabul edilmedi

 

Mahkeme heyeti üyelerinden hakim Tamer Demirsoy izinli olduğu için yerine hakim Neslihan Fidan katıldı. Bunun üzerine tutuklu sanık Abdullah Özbey'in avukatı, duruşmanın sağlıklı yürüyemeyeceğini ileri sürerek duruma itirazda bulundu, ancak itiraz reddedildi.

Mahkeme heyeti ilk olarak tanık Hamdi Kunt'u dinledi. Hamdi Kunt, 20 yıl önce, maden faciasının meydana geldiği ocağın karşısındaki bir ocakta çalıştığını ve sonra bu ocağın kapandığını belirti. O dönemlerde herhangi bir su baskının olmadığını belirten kunt, Saffet Uyar'ın da o zamanlar belediye başkanı olduğunu söyledi.

 

Müfettişlerin soruşturulmasına izin yok

 

Mahkeme heyeti, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın bakanlığa bağlı müfettişlerin soruşturulması için izin vermediğini açıkladı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı da bakanlığa bağlı müfettişler için soruşturmaya izin vermemişti.

Mahkeme heyeti, tutuklu sanık Abdullah Özbey'in, 29 Eylül 2015 günü mahkemeye, madende kapalı alan olmasına rağmen sigara içildiğini ve yaşanan olayın bir grizu patlaması sonucu olabileceği ve bunun araştırılması için talepte bulunduğu hatırlattı. Özbey'in, ölen işlerin vücutlarında yanık izlerinin olup olmadığının araştırılmasının talep ettiği belirtildi.

 

"Onlar bayram etsin, biz ağlıyoruz"

 

Abdullah Özbey'in avukatları, sanıklarının tutukluluk süresinin uzun olduğunu ve bunun yasalara uygun olmadığını ileri sürüp, Özbey'in tahliyesini talep etti. Sanık avukatları, daha önceki duruşmalarda madenci ailelerinin, sanıklara hakaret ettiklerini ve sanıkların mağdur olduğunu belirtti. Bunun üzerine salonda duruşmayı izleyen ölen madenci Ömer Cansu'nun annesi Pakize Cansu, "Suçlu onlar değil. Biziz. Onlar bayram etsin, biz ağlıyoruz" diye tepki gösterdi. Bu sırada ölen madenci Mehmet Tokat'ın eşi Zeynep Tokat da sanık avukatlarına tepki gösterdi. Mahkeme başkanı her iki madenci yakınının dışarı çıkartılmasını istedi.

Duruşma, öğle saatlerinde verilen aranın ardından yeniden devam etti. Tutuklu sanık Saffet Uyar'ın avukatı Şeref Han, taşeron sözleşmesinde bile her şeyin ruhsat sahibi lehine olduğunu, ocaktan çıkartılan madenlerin satışlarını bile ruhsat sahibinin yaptığını, o yüzden Saffet Uyar'ın mağdur olduğunu ileri sürdü. Sondaj makinası alımı konusunda da ruhsat sahibinin yetkili olduğunu ileri süren Şeref Han, tutuklu sanık Abdullah Özbey'in daha önce 650 bin liraya yer üstü sondaj makinası alıp, 350 bin liraya sattığını iddia etti.

 

 "Madem bunların hepsi suçsuz, o zaman suçlu kim?"

 

Duruşmada sanıkları savunan avukatların, suçlamaları birbirlerinin üzerine atması üzerine duruşmayı izleyen madenci eşi Şadiye Çoksöyler, "Madem bunların hepsi suçsuz, o zaman suçlu kim?" dedi.

Mahkeme heyeti, dosyanın Ankara Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilerek, bilirkişi heyetinde görüşülmesine, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verip, duruşmayı 25 Kasım tarihine erteledi.

Davada sanıklardan 14'ü, 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma' suçundan 20- 25 yıl hapis istemiyle, diğer sanıklardan 1'i 'Yetkisi olmadığı halde belgelere imza atmak', diğeri de faciayı 'Bildirme yükümlülüğünü ihlal' suçlamasıyla yargılanıyor. Ölen madencilerin aileleri ile 1-2 yaşlarındaki çocuklarının da bulunduğu 62 kişinin şikayetçi olarak yer aldığı davada, aralarında aynı madende çalışan işçilerin de olduğu 45 kişi tanık olarak bulunuyor. 

İlgili Haberler