Berliner Morgenpost gazetesinde yer alan yorumda, Türkiye’deki darbe girişiminin ardından doğabilecek olası sonuçlara dikkat çekiliyor:
“Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugüne kadar Avrupa için kolay bir ortak olmadı. Bazı ordu mensuplarının darbe girişiminin ardından da durum değişmeyecek. Erdoğan’ın nasıl bir tepki göstereceği şimdiden görülebiliyor: Daha da sertleşecek. Erdoğan’ın muhalifleri tatsız durumlara şimdiden hazırlıklı olmalılar, özellikle de Fetullah Gülen’in yandaşları. Böylelikle Türkiye’deki kutuplaşma daha derinleşecek; bu kutuplaşma ülkeyi zayıflatacak, gücünü emecek ve geçen aylarda yaşanan terör saldırılarının da gösterdiği gibi, Türkiye’yi savunmasız bırakacak. 2000’li yıllara kadar ülkenin iktidarını elinde tutan ordunun gücünün zayıflatılması Erdoğan’ın yadsınamayacak başarıları arasında bulunuyor. Ancak bu darbe girişimi, Türkiye’de demokrasinin ne kadar zayıf olduğunu gösteriyor.”
Lübecker Nachrichten gazetesi ise Türkiye'de hükümetin, önceki yıllarda düzenlenen çeşitli protestolardaki ve darbe girişiminin yaşandığı gece göstericilere yönelik tutumunu karşılaştırıyor. Yorumda şu satırlar yer alıyor:
“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı kurtaran göstericiler oldu. Vatanını seven, silahsız insanlar, darbecilerin tanklarına karşı koydu. Bazıları da bunun bedelini canıyla ödedi. Böylelikle, geçen yıllarda kendi görüşlerine uymayan göstericilere yönelik şiddet uygulatan bir adamın iktidarını yeniden kazanmasına yardım etmiş oldular.”
Wetzlarer Neue Zeitung ise Türkiye'deki darbe girişimi sırasında halkı harekete geçirmek için sosyal medyanın nasıl kullanıldığına dikkati çekiyor.
“Türk hükümetinin hoşuna gitmediği için engellenmeye çalışılan on binlerce web sayfası ve internetin, darbenin ilk saatlerinde hükümetin en önemli yardımcısı olması kaderin ironik yanını oluşturuyor. Zira sosyal medya aracılığı ile Erdoğan’ın çağrısı ve protestolara ait görüntüler hızla ülkenin her yanına yayıldı ve böylelikle çok sayıda destekçi toplayabildiler.”
Berlin’de yayımlanan der Tagesspiegel gazetesinde ise şu satırlar göze çarpıyor:
“Almanya ve Batılı müttefikler, kendi istedikleri şekildeki Türkiye ile siyaset yapamıyorlar. Var olan Türkiye’ye yönelik gerçekçi bir politika yürütmek zorundalar. Bu Türkiye demokrasi ve hukuk devletinden uzaklaşıyor. Ama NATO üyesi. Alman askerlerini misafir eden ülke. Mülteci krizinin çözümündeki ortak. Almanya’da yaşayan milyonlarca kişinin ailesi orada. Gerçekçi politika ise eksiklikleri açıkça dile getirmek ve ayrıca Türk halkı Erdoğan’ı alt ettiği zaman, Avrupa’ya açılımında yeni bir dönemin başlaması için çaba göstermek anlamına geliyor.”