Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, Doğu Türkistan'daki Müslümanlarla ilgili sözlerine yanıt verdi. Kendisinin Uygur Türklerini ziyaret ettiğini ancak Bahçeli'nin böyle bir şey yapmadığını söyleyen Erdoğan, "'Sadece Araplarla, sadece Kobani’dekilerle uğraşanlar Uygur Türkleri'ni unutuyor' diyor. O zata sesleniyorum, sen o Uygur Türkleri’nin olduğu yere gittin mi? Ama Tayyip Erdoğan gitti. Binlerce vatanlarından ayrılan Uygur Türkleri'ni vatandaşlığa kabul eden Türkiye oldu. Sen neredeydin ya? Sen Başbakan yardımcısıyken kaç kişiyi vatandaşlığa kabul ettin?" dedi.
MHP Genel Başkanı, bugün Twitter hesabından yaptığı açıklamalarda, "Herkes Kobani’yle yatıp kalkıyor, Nişantaşı’ndan Yüksekova’ya kadar önüne gelen Kobani’deki iki terörist grubun kapışmasını mesele ediyor. Doğu Türkistan’daki Çin zalimliğini kimseler konuşmuyor, ağzına dahi almıyor. Kobani’ye ağlayanlar, Kaşgar’a gülüyor ve zulme ortak oluyor" ifadelerini kullanmıştı.
'Türkiye’yi terörist ülke olarak lanse etmeye çalışanların, bir Türkiye partisi olmak gibi bir amacı olabilir mi?'
Ankara'da Birlik Vakfı'nın iftar yemeğine katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şu şekilde:
-Siyasetin temeli ahlaktır doğruluktur. Kamu menfaatini kişisel hırsları üzerine koyabilmektir. Üzülerek söylüyorum ki Türkiye bu konuda kıtlık yaşıyor.
-Türkiye gariplerin yurdudur. Mazlumların umut ışığıdır. Türkiye’yi terörist ülke olarak lanse etmeye çalışanların, bir Türkiye partisi olmak gibi bir amacı olabilir mi? Bunların karşısında bir olmak, beraber olmak, bunlara gereken cevabı demokrasi içinde verebilmektir.
'Şehirlerimizde, mahallelerimizde gerilim havası oluşturulmak isteniyor'
-Saldırganların Türkiye üzerinden geçtiğini iddia edecek kadar kendi ülkelerine yabancılaştığını görüyoruz. Vatandaşlarımızı bir kez daha sokağa çıkardılar. Şehirlerimizde, mahallelerimizde gerilim havası oluşturulmak isteniyor. Medya yoluyla karalama kampanyaları oluşturdular. Türkiye terörden ve terör olaylarından çok çekmiş bir ülkedir. Suriye’deki olaylara hiçbir zaman mezhep penceresinden bakmadık.
Şimdi bakıyorsunuz bazı siyasetçiler çıkıyor şunu söylüyor, güya şahsıma atıfta bulunuyor, ne diyor 'sadece işte Araplar ile sadece Kobani'deki Tel Abyad'dakilerle uğraşanlar, Uygur Türklerini unutuyor' diyor. O zata ben söylüyorum, sen Uygur Türklerinin yaşadığı yere hayatında bir kere gittin mi? Ama Tayyip Erdoğan gitti. Binlerce vatanlarından ayrılan Uygur Türkleri'ni vatandaşlığa kabul eden Türkiye oldu. Sen neredeydin ya? Sen Başbakan yardımcısıyken kaç kişiyi vatandaşlığa kabul ettin?
Türkiye'yi DEAŞ terör örgütü ile aynı parentez içine almak alçaklıktır, namertliktir. Son 5 ayda Kobani’ye 2 bin TIR’a yakın yardım malzemesi gönderdik. Kobani’de ocaklar tütüyor, kazanlar kaynıyorsa bu Türkiye’nin yaptığı yardımlar sayesindedir. Son saldırılarda hayatını kaybeden kardeşlerime Allah’tan rahmet diliyorum.
'Terör örgütlerinin bölgedeki kaosu fırsata çevirmelerine de izin vermeyeceğiz'
6-7-8 Ekim olaylarının tekrar yaşanmasına izin vermeyeceğiz. Suriye’nin kuzeyinde, Türkiye’nin güneyinde yeni bir devlet kurulmasına asla izin vermeyeceğiz. Terör örgütlerinin bölgedeki kaosu fırsata çevirmelerine de izin vermeyeceğiz.
Türkiye aleyhinde konuşanlar, en büyük ahlaksızlığı en büyük alçaklığı yapıyor. Şunu unutmayın; yel kayadan bir şey götürmez. Ama bu alçaklığa alet olanlar eninde sonunda hesabını verecekler bunu böyle bilsinler. Amacımız orada yaşayan mazlum kardeşlerimizin yaralarına derman olmaktır.
Biz bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrada Suriyeli ve Iraklı kardeşlerimize destek vermeye devam edeceğiz. 2 milyon mülteciye ev sahipliği yapıyoruz. Yaptığımız harcama 6 milyar doları aştı. Hadi destek verin gönderin bir şeyler diyoruz yok. Avrupa’nın tamamında 200 bin mülteci var şuanda. Bunların insana insan gibi bakmak gibi bir derdi yok. Bunlar ‘Akdeniz’de bırakın ölsün, bırakın Ege’de ölsün’ gibi bir düşünceleri var. Farkımız bu.
Bizim yaptığımız yardımlar karşısında, diğer ülkeler karşımıza çıktıkları zaman ''Bu işi sizler gibi yapan yok'' diyorlar ama 'hani para hani destek' dediğimiz zaman para pul yok.