Darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve 2 polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin davada sanık Bahadır Sagun, "Kırmızı tişörtlü bir sivilin yol gösterdiğini" söyledi. "Biz koruma amaçlı alınacağı algısını edindik. Bizim görevimiz Cumhurbaşkanı'nı sağ salim almaktı" diyen Sangun "O kişi olmasa inanın biz otelin yerini de bulamazdık" dedi.
Darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve iki polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin 3'ü firari 44'ü tutuklu 47 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi. 44 sanıktan 12'sinin ifadesi tamamlanırken, duruşma 28 Şubat'a ertelendi.
Muğla E Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutulan sanıklar, sabah saatlerinde yoğun güvenlik önlemleri altında davanın görüldüğü Muğla Ticaret ve Sanayi Odası Konferans Salonu'na getirildi. Binanın bahçesinde araçlardan indirilen sanıklar, jandarmaların eşliğinde salona alındı.
Doğan Haber Ajansı'nın haberine göre, duruşmada ifade veren Özel Kuvvetler'de görevli Yüzbaşı Bahadır Sagun, Çiğli'de hazırlandıkları sırada Binbaşı Şükrü Seymen'in, Cumhurbaşkanı'nın alınacağını kendi timlerine söylediğini, ancak olumlu anlamda koruma amaçlı bir algı edindiklerini de ileri sürdü. Yüzbaşı Sagun, planlayıcı durumundaki Tuğgeneral Gökhan Şahin Sözmezateş ile Binbaşı Şükrü Seymen'den sonra Cumhurbaşkanı'nın alınacağını söyleyen ilk alt rütbeli asker oldu.
15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele saldırı düzenleyen Özel Kuvvetler ve Muharebe Arama Kurtarma (MAK) timlerinin de aralarında bulunduğu 44'ü tutuklu 47 sanığın yargılanmasına Muğla 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşma öncesinde cezaevi ring aracından indirilen sanıkların görüntülerinin alınmasına da izin verildi. Yoklamayla başlayan duruşmada ilk olarak Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda görevli Yüzbaşı Bahadır Sagun ifade verdi.
"Gökhan Paşa TSK'nın yönetime el koyduğunu açıkladı"
Binbaşı Şükrü Seymen'in kendilerine özel bir operasyon olduğunu söyleyip çağırdığını anlatan Yüzbaşı Bahadır Sagun, "Havalimanında buluştuktan sonra Çiğli'ye geldik. İstanbul'da bize herhangi bir açıklama yapılmadı. Çiğli'de gerekli hazırlıklardan sonra sohbet sırasında Gökhan Paşa, bize TSK'nın yönetime el koyduğunu açıkladı. Biz de o anda Genelkurmay Başkanı'nın emriyle hareket ettiğimizi idrak ettik. Sonrasında sohbet sırasında da, Şükrü Seymen, Cumhurbaşkanı'nın alınacağını bize söyledi. Ama biz koruma amaçlı alınacağı algısını edindik. Bizim görevimiz Cumhurbaşkanı'nı sağ salim almaktı" dedi.
"Cumhurbaşkanı'na suikast emri olsaydı yerine getiremezdim"
Mahkeme Başkanı Melihşah Baştoğ'un, "Bu sırada yanınızda kimler vardı" sorusu üzerine Yüzbaşı Sagun, "Bizim tim vardı" yanıtını verdi. Savunmasında Bahadır Sagun ayrıca, "Cumhurbaşkanı'na suikast emri olsaydı asla onu yerine getirmezdim. Bunun ağır bir müeyyidesinin olduğunun bilincindeyim. Bu olayın bir kalkışma olduğunu eğer duysaydım ben asla onlar gibi davranıp bunun içerisine girmezdim. FETÖ üyesi değilim" dedi.
Yüzbaşı Bahadır Sagun, planlayıcı durumundaki Tuğgeneral Gökhan Şahin Sözmezateş ile Şükrü Seymen'den sonra Cumhurbaşkanı'nın alınacağını söyleyen ilk alt rütbeli asker oldu.
"Kırmızı tişörtlü adam bize otelin yerini gösterdi"
Yüzbaşı Bahadır Sagun, Marmaris'e ulaşıp otelin bulunduğu bölgeye indikleri anda ise yanlarında kırmızı tişörtlü bir sivilin koşa koşa geldiğini ve kendilerine Cumhurbaşkanı'nın kaldığı otelin yerini gösterdiğini ileri sürdü. Yüzbaşı Sagun, "O kişi olmasa inanın biz otelin yerini de bulamazdık" dedi. Bundan sonra ortadan kaybolan kırmızı tişörtlü esrarengiz kişiyi de tanımadığını öne sürdü.
İfadesinde polislerden ilk ateşin kendi üzerlerine açıldığını, ondan sonra çatışmanın çıktığını da anlatan sanık Yüzbaşı Bahadır Sagun, "Cumhurbaşkanın nerede olduğu soruldu ama öyle hakaret sözleri duymadım. Sonra bize ateş edilince, ben de kendimi korumak için siper aldım. İsmail Yüzbaşı'nın bomba bıraktığını görmedim ama sonradan ifadelerden öğrendim. Ancak bombayı bırakıyorum demek bile polislerin zarar görmemesi içindir ve bu da bizim suikast için oraya gitmediğimizin göstergesidir. Suikast olsa bomba olduğunu söylemeden patlatırdık" dedi.
Mahkeme Başkanı kızdı
İfadesinde polislere hakaret söz konusu olmadığını, Cumhurbaşkanı'nın yerinin sorulduğunu dayak olayına karışmadığını da iddia eden Yüzbaşı Bahadır Sagun, "Polislerden birine plastik kelepçe taktım. Ancak bu sırada iki polisin burnunun kanadığını gördüm bunun niçin olduğunu ise bilmiyorum" dedi.
Yüzbaşı Sagun, hedef gözeterek hiçbir zaman ne polislere ne de helikoptere ateş etmediklerini ileri sürerek, "İlk çatışmayı polisler başlattı. Görüntülerden sıralı gittiğimiz sırada ateş altında kalınca dağıldığımız görülür. Ateş çok yakınımıza gelince bölgeden ayrılmak zorunda kaldık. Hem bizden, hem de polislerde zayiatın en az olması için çaba gösterdik. Cumhurbaşkanı otelden ayrılmış, peki neden polis memurları boş bir otelde neyi koruma ihtiyacı duydu. Silahlı müdahaleyle neyi amaçladılar?" dedi.
Yüzbaşı Bahadır Sagun'un bu sözleri üzerine Mahkeme Başkanı Melihşah Baştoğ da sert ifadeyle, "Silahlı birileri devletin güvenlik güçlerinin yanına geliyor ve silahlarını bırakmalarını istiyor. Kuzu kuzu bırakacaklar mıydı yani?" dedi. Yüzbaşı Sagun, iddianamede yer alan ve kaçtıkları sırada "Burada hizmet hareketinden olmayan var mı?" şeklindeki konuşmanın da geçmediğini ileri sürdü.