15 Temmuz Darbe Girişimi

'Erdoğan'a suikast' davasında Yazıcıoğlu'nun helikopterinin düşmesi soruldu

Suikast girişimi davasında 10. duruşma bugün başladı

08 Mart 2017 15:40

Muğla'da devam eden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a suikast girişi davasında 10. duruşma başladı. 44 tutuklu sanıktan 37'sinin ifadeleri tamamlandı. Duruşmanın bugünkü oturumu tutuklu askerlerden helikopter teknisyeni Astsubay Üstçavuş Aydın Özsıcak'ın ifadesinin alınmasıyla başladı. Özsıcak'ın ifadesi sırasında subayların ellerindeki kağıt kalemlerle kendi aralarında yazıştıklarını gören Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, "Size kağıt, kalemi savunma yapın diye verdik. Aranızda yazışın, haberleşin diye değil. Kağıt, kalemleri toplayacağımız gibi hakkınızda gerekli işlemi yaparız" diyerek uyarıda bulundu. Sanık Özsıcak, "Bütün mal varlığıma el konulduğu için avukat tutamadım" dedi. Mahkeme Başkanı Baştoğ'un Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği helikopterinin düşmesiyle ilgili sorusu üzerine Özsıcak, "Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopterinden parça sökmedim. Sadece bir parçayı incelerken görüntüledim. O olayla ilgili de hakkımda takipsizlik kararı verildi" dedi. Bir diğer sanık Astsubay Murat Gösterit "Kayınpederim ve dayım da 15 Temmuz gazisi" şeklinde savunma yaptı. Ardından Yurtta Sulh Konseyi üyesi olduğu iddia edilen Albay Osman Kılıç'ın ifadesine geçildi. "Olay günü Özel Kuvvetler Kurmay Başkanlığı'na atandım. Cumhurbaşkanı'nın Marmaris'te olduğunu da basından öğrendim" diyen Albay Kılıç, "Yapılan faliyetin hiçbir hazırlık ve planlama faaliyetine katılmadım. Bu nedenle benim burada azmettirici olmamdan bahsedilemez. Bu kadar önemli görevde böyle bir plan olamaz, böyle bir operasyon olamaz, olsa olsa bir kumpas ya da saçmalıktan başka birşey olamaz" iddialarında bulundu.

"Erdoğan'a suikast" davasında eski başyaver Ali Yazıcı ilk kez konuştu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi saldırı düzenleyen 1'i firari 37 askerin aralarında bulunduğu 47 sanığın yargılandığı Muğla 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davaya bugün 11'inci celse ile devam edildi. Duruşma salonu önünde toplananlar sanıklara tepki gösterdi.

Duruşmanın yapıldığı Muğla Ticaret ve Sanayi Odası (MUTSO) Salonu önünde yağan yağmura rağmen dün (salı) olduğu gibi bugün de ellerinde Türk bayrakları ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan posterleri ile gelip toplanan bir grup, darbeci askerleri protesto etti. Saat 08.45'te duruşmanın yapılacağı salona getirilen 44 tutuklu sanığı, kalabalık, 'Şizofren Fetoş'un Uşakları', 'Vatan bölünmez, ezan susmaz', 'Ne olursa olsun dünya karşısında olsa bile arkanda koşmaktan vazgeçmeyeceğiz Başkan Recep Tayyip Erdoğan', 'İdam istiyoruz' yazılı dövizlerle karşıladı. Kalabalıktan sık sık "İdam istiyoruz idam" sloganı yükseldi. Tutuklu sanıklardan bazılarının tepkilere gülümseyerek karşılık verdikleri görüldü.

Habertürk'te yer alan habere göre, kalabalıktaki evli ve 3 çocuk annesi, 56 yaşındaki Gülizar Toptan, "Biz bu vatan hainlerine mi evlatlarımızı ve vatanı teslim ettik? Bunlar mı yetiştirdiler çocuklarımızı? Assınlar bunları, assınlar! Vatan hainleri, utanın! Bu vatanın yediğiniz ekmeği haram olsun" diyerek, darbeci askerlere bağırdı.

Mahkeme başkanı uyardı

Duruşmanın bugünkü oturumu tutuklu askerlerden helikopter teknisyeni Astsubay Üstçavuş Aydın Özsıcak'ın ifadesinin alınmasıyla başladı. Özsıcak, ifade vermeye başladıktan kısa bir süre sonra subayların ellerindeki kağıt kalemlerle kendi aralarında yazıştıklarını gören Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, "Size kağıt, kalemi savunma yapın diye verdik. Aranızda yazışın, haberleşin diye değil. Kağıt, kalemleri toplayacağımız gibi hakkınızda gerekli işlemi yaparız" diyerek uyarıda bulundu.

"Bütün mal varlığıma el konulduğu için avukat tutamadım"

Daha sonra ifadesinin alınmasına başlanan Astsubay Üstçavuş Aydın Özsıcak, helikoptere binerken telefonlarını kapattıklarını, kimsenin kendilerine Marmaris'teki görev ile ilgili bilgi vermediğini söyledi. Özsıcak, "Bütün mal varlığıma el konulduğu için avukat tutamadım. Helikopterde silahlı askerleri görünce yine bir şeyden şüphelenmedim ve görev için orada bulunduğumu düşündüm. Marmaris üzerine gittiğimizde bir el silah sesi duydum. 15-20 dakika Marmaris üzerinde uçtuktan sonra uzaklaştık. Çünkü yakıt sıkıntısı yaşamaya başladık. Gün içinde uçuş yaptıktan sonra bir de gece görevinde sabaha kadar çalıştık ve çok yorgunduk. Gaziemir'e geldik, teslim olduk. Ancak, hala olayın ne olduğunu, olayın neresinde olduğumuzu bilmiyorduk. Hala da neler olup bittiğini kavrayabilmiş değilim. Sonra Cumhurbaşkanı'na yönelik bir operasyon içinde olduğumuzu öğrenince şoke oldum. Ben, sadece VIP görev olduğunu biliyordum. Ancak yaralı olduğunu öğrenince kafam karıştı. Ben bakımcıyım, verilen görev gereği oradaydım. Biz kendi çapımızda helikopterin arızası ile uğraştık. FETÖ üyesi değilim" dedi.

"Parça sökmedim, inceleme yaparken görüntülendim"

Mahkeme Başkanı Baştoğ'un Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopterinin düşmesiyle ilgili sorusu üzerine Özsıcak, "Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopterinden parça sökmedim. Sadece bir parçayı incelerken görüntüledim. O olayla ilgili de hakkımda takipsizlik kararı verildi" dedi.

Duruşma, tutuklu sanıklardan Astsubay Üstçavuş Murat Gösterit'in ifadesinin alınmasıyla sürdü.

Sanık: Kayınpederim ve
dayım 15 Temmuz gazisi

Sanık Astsubay Murat Gösterit de göreve çıktığı gece tedirginlik yaşadığını, bunun üzerine Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş'e "Anormal bir durum var mı?" diye sorduğunu belirterek, "Sönmezateş 'rahat ol bir problem yok' dedi. Bir problemin olduğunu hissediyordum, ancak bu olayın darbe girişimi olabileceğini rüyamda görsem bile inanmazdım. Kayınpederim ve dayım da 15 Temmuz gazisi" şeklinde savunma yaptı.

Sanık albay: 14 Temmuz'da Sönmezateş
ve Seymen'le görüşmedim

Habertürk'ten Kadir Tamer'in haberine göre, Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, Cumhurbaşkanı'na suikastinin azmettiricisi, planlayıcısı ve 'FETÖ' üyesi olmak suçlamasıyla yargılanan ayrıca Yurtta Sulh Konseyi üyesi olduğu iddia edilen Albay Osman Kılıç ifade verdi. Suçlamaları kabul etmeyen Kılıç, Gökhan Sönmezateş ve Şükrü Seymen'le 14 Temmuz tarihinde özel bir toplantı yapmadığını da ileri sürdü.

Akıncı üssünde bulunan Albay Osman Kılıç savunma yaptı. Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Kılıç, "15 Temmuz'da Genelkurmay Başkanlığı Özel Kalem Müdürlüğü'nde görev yaparken bu görevi devrettim. İddianamede tarafıma atılı tüm suçlamaları reddediyorum. FETÖ terör örgütüyle veya ona ihtisatlı bir kurumla bağlantım bulunmamaktadır. Okullarına gitmedim, yurlarında kalmadım, bankalarında hesabım yok, gazetelerine aboneliğim yok, telefonumda ByLock yok" dedi.

"Sönmezateş ve Seymen'le buluşmadım"

İddianamede yer alan Gökhan Sönmezateş ve Şükrü Seymen'le 14 Temmuz tarihinde özel bir toplantı yaptığı iddialarını da kabul etmeyen Kılıç, "Sönmezateş ve Seymen ile hiçbir şekilde buluşmadım, toplantı yapmadım. Bu konuyla ilgili cep telefonu kayıtları arabama ait MOBESE kayıtlarının incelenmesini istiyorum. Gökhan Sönmezateş'i sadece ismen tanırım. Şükrü Seymen ile silah arkadaşlığının yanında kader birliğimiz var. Uzun yıllar birlikte görev yaptım. Ancak olay günü ve olay haftasında Şükrü Seymen ile kayınvalidem hasta olmasından ayrıca tezimle ilgili çıktı alması ve izin evraklarımla ilgili görüştüm. 14 Temmuz'da bu kişilerle kesinlikle görüşmedim" şeklinde konuştu.

Herkes onu aramış 

Genelkurmay Başkanlığı Özel Kalem Müdürlüğü'nde görev yaptığını ancak daha sonra Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda göreve getirildiğini kaydeden Osman Kılıç, "O gün akşam (15 Temmuz gecesi) sivil, asker herkes Genelkurmay Başkanı'nın durumu için sürekli beni aradı. Arayanlara durumu izah etmeye çalışıyordum. Komuta harekat merkezinden uçuşların iptali ilgili bilgi aldım. Şükrü Seymen de bu kapsamda beni birkaç defa aradı. Genelkurmay Başkanı'nın durumunu sordu. Şükrü Seymen bir kısım görevler aldıklarını ve bilgilerinin olup olmadığını sordu. Ben de bilgim olmadığını söyledim. Bana ne görevi aldığını söylemedi. O akşam nerde oldukları ile ilgili herhangi bir bilgi almadım. Kendisine de herhangi bir emir verilmedi. O akşam Akıncı Üssü'nde Cumhurbaşkanı'nın televizyonlarda basın açıklaması yapılacağı söylentisi duyulunca telefonlarımızın hepsi toplandı. Ben telefonumu açık bir şekilde ismini bilmediğim bir havacı albaya teslim ettim. Sabah ailelerimizle görüşmek istediğimizde bize geri verdiler" dedi.

"Azmettirici değilim"

Cumhurbaşkanı'nın Marmaris'te kaldığı otele yapılan baskınla ilgili olarak hiçbir bağlantısı bulunmadığını savunan Osman Kılıç şöyle devam etti:

"Faaliyeti yönettiği düşünülen general burada. Ancak kendisiyle ne olay öncesi ne olay sonrası herhangi bir görüşmem olmadı. Sanıkları ilk defa burada gördüm. Hiçbiriyle bağlantım yok. Bu nedenle azmettirircilik suçunu kabul etmiyorum. Yapılan faliyetin hiçbir hazırlık ve planlama faaliyetine katılmadım. Ne yaptıklarını nasıl gittiklerini bile bilmiyorum. Bu nedenle benim burada azmettirici olmamdan bahsedilemez. Bu kadar önemli görevde böyle bir plan olamaz, böyle bir operasyon olamaz, olsa olsa bir kumpas ya da saçmalıktan başka birşey olamaz. Planlayıcılık yada azmettiricilikle ilgili tarafıma atılan tüm suçlamaları reddediyorum. Şükrü Seymen ve Gökhan Şahin Sönmezateş'i ben göndermedim. Yaptıkları faaliyetten hiçbir şekilde bilgim yok. Genelkurmay Başkanı'nın 11 civarında Akıncı Üssü'ne geldiğini duydum ama kendisini görmedim. Akıncı Üssü'ne akşam 19.30 da gittim. Fethullah Gülen'e karşı herhangi bir sevgim veya sempatim yoktur. Olay günü Özel Kuvvetler Kurmay Başkanlığı'na atandım. Cumhurbaşkanı'nın Marmaris'te olduğunu da basından öğrendim."

"Konsey üyesi değilim"

15 Temmuz darbe girişimini yöneten ‘Yurtta Sulh Konseyi' üyesi olmadığını savunan Osman Kılıç, "Yurtta Sulh Konseyi'nin ismini 15 Temmuz tarihinden sonra öğrendim. Üyesi değilim. Listede ismi bulunanlarının bir kısmını daha önceden mesleki ilişkilerimden tanıyorum. Konseyin verdiği herhangi bir faaliyete katılmadım" diyerek kendisini savundu.

Eski Başyaver ilk kez konuştu

15 Temmuz darbe girişiminin önemli isimlerinden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eski başyaveri Ali yazıcı ilk kez konuştu. Yazıcı, "Ben suçsuz değilim diyemem ama bunlar suçsuz. 15 Temmuz'da yaptıklarımı mantıkla izah edemiyorum. Fuat Avni ben değilim” diye konuştu.

"Beni Whatsapp grubundan çıkardılar"

Milliyet'te yer alan habere göre, Muğla 2’nci ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada ifade veren sanık Ali Yazıcı, 15 Temmuz gecesini anlatarak, “Saat 21.30 gibi genel sekreterimiz aradı. Ayrıca, Danışmanı Davut Kavranoğlu aradı, neler olduğunu sordular. Bir Watsapp grubumuz vardı. Özel Kalem Müdürümüz Hasan Doğan’ın kurduğu. Oradan da bana sordular. Bir şey var mı diye. Bir süre sonra beni Whatsapp grubundan çıkardılar. Bu arada Özel Kalem Müdürümüz Hasan Doğan ve Cumhurbaşkanımızın doktoru ile görüştüm. Yanımdaki yabancı biriyle Marmaris’e gitmek istemediğim için İzmir’e yöneldik. Ben orduevine gidecektim. Emin bana Çiğli’ye gidelim dedi ve Çiğli’ye gittik birlikte. Bunu da kendime izah edemiyorum. Normalde ben orduevine gitmek istiyordum. Saat gece 02.30 gibi televizyonlar Cumhurbaşkanımızın İstanbul’a gittiğini söyledi. Ben de çıkıp Ankara’ya gitmek istedim ama nizamiye kapatılmıştı. Misafirhaneye geçtim” dedi.

“İstanbul’a gelmemi söylediler Ankara’ya gittim”

Yazıcı, şöyle devam etti:

“Basın baş danışmanı ile görüştüm Lütfullah Göktaş’la görüştüm. O bana İstanbul’a gelmemi söyledi. Kısıklı’ya gelmemi istedi. Yiğit Nadir Alpaslan aradı. Ankara’ya bekliyoruz dedi. Ankara’ya gittim. O akşam eve gittim. Gece evde kaldım. Gece Külliyeye gitmek istedim. Gidemedim. 17’si sabahı 07.30’unda koruma arkadaşlar gelip beni Külliyeye götürdüler. Gece 01.00’a kadar sorgulandım. Daha sonra spor salonuna götürüldüm. 2-3 saat gözüm bağlı kaldım. Daha sonra adliyeye götürüldüm. Sonra da tutuklanarak Sincan’a götürüldüm. Olayda bir failler var. 12.30’da olan olaylar var. Birde 03.30 ve 03.40’da başlayan darbe var. Ben bu iki olayı neresindeyim? İnanın ben işin içinden çıkamadım. Ben 2 olayın da içinde olmadığımı düşünüyorum."

"Direkt olarak görüşmedim"

Sanık Ali Yazıcı, mahkeme başkanın “O gece Cumhurbaşkanı ile görüştünüz mü” sorusu üzerine, “Son 1 yıl içinde Cumhurbaşkanımızla direkt olarak telefonla görüşmedim. O gece de özel kalem müdürü ve diğer görevlilerden bilgi aldım. Cumhurbaşkanımızın bir emri olup olmadığını sordum” dedi.

"Cumhurbaşkanı'nın yerini söylemedim"

“Cumhurbaşkanın yerini herhangi birisi ile paylaştınız mı?” sorusuna sanık şu yanıtı verdi:

“O esnada birlikte olduğum sanıklar Cumhurbaşkanını Marmaris’te biliyorlardı. O gece Cumhurbaşkanımız telefonla bağlanmıştı. Yanımda bulunan Emin Yarbay’a Cumhurbaşkanının yerini söylemedim. Darbe girişimini sordum. O olayın içindeymiş gibi belli bir grubun girişimi yanıtını verdi” dedi.