T24- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Balyoz Eylem Planı" davası kapsamında yapılan tutuklamalara ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. "Aksi kanıtlanmadıkça hiç kimse suçlu kabul edilemez" diyen Erdoğan, "Bu işi hükümetle ilişkilendirenler kusura bakmasınlar hezeyan içindedirler" diye konuştu.AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Balyoz Eylem Planı" davası kapsamında yapılan tutuklamalara ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Partisinin grup toplantısında konuşan Erdoğan, Balyoz Planı davasındaki son gelişmeleri değerlendirdi. Erdoğan, şöyle konuştu:
"Süreci biz de dikkatlice izliyoruz. Emekli ve muvazzaf askerlere yönelik bir süreç başlatılmıştır. Bu süreç yargının tasarrufu altında ilerlemektedir. Aksi kanıtlanmadığı sürece herkes masumdur. Gözaltına alındığı, sorgulandığı, tutuklandığı, yargılandığı için hiç kimse suçlu kabul edilemez. Hakkında kesin hüküm bulunmadıkça kimseye suçlu gözüyle bakılamaz. Ancak ak ile karanın ortaya çıkması, sürecin hassasiyetle ilerlemesi için herkesin bu noktada yargıya ve yargı sürecine saygı duyması gerekir. Bu konuda, duyarlı, hassas olmak herkes için geçerlidir. Bu işi hükümetle ilişkilendirenler kusura bakmasınlar hezeyan içindedirler.
Birileri yargıya siyasi müdahalelerde bulunmaya, davalara yön vermeye alışık olabilirler. Bizim de öyle yaptığımızı düşünebilirler. Yürütme olarak görevimiz, yetkimiz bellidir. Kimse, hükümeti bu tür spekülasyonlara alet etme yanlışına düşmesin. Başta anamuhalefet partisinin genel başkanı olmak üzere herkesi sağduyulu ve sorumlu davranmaya davet ediyorum.
Yargının işleyişini güçleştirecek, yargıyı töhmet altında bırakacak girişimler, adaletin tecellisine katkı sağlamayacağı gibi şüphelerin aydınlığa kavuşmasını da engelleyecektir. CHP genel başkan yardımcısının, onun ardından tutuklu yakınlarının askere karşı takındıklarını tavır ve kullandığı üslup orduya tahrik edici, tahrip edicidir.
Bu yargı süreci sonucu ne olursa olsun TSK'yı daha da güçlendirecek, tüm iddialara net şekilde son verecek,, zihinlerdeki soru işaretlerini ortadan kaldıracak süreçtir.
Hukuka, yargıya güvenmek, Türkiye Cumhuriyetine güvenen herkes için tek çıkar yoldur."
Eğitimle ilgili verilerden de söz eden Erdoğan, 160 bin derslik yaptıklarını, 80 yeni üniversite kurduklarına işaret etti. Erdoğan, 8 yeni üniversiteyle sayının 88'e çıkacağını, vakıf üniversiteleriyle birlikte toplam üniversite sayısının ise 164'e ulaşmış olacağını belirtti.
Başbakan Erdoğan, iktidarları döneminde 480 bin konutun inşasına başladıklarını, 350 binini sahiplerine teslim ettiklerini, milli geliri 3 kattan fazla arttırdıklarına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
''Bütün bunlar yapılırken hiçbir zaman bunları görmediler, göremediler. Bu gayret, bu emek, bu vizyon, 1960'lı yıllardan itibaren gösterilseydi, acaba Türkiye bugün nerede olurdu? Eğer birilerinin acelesi olsaydı, eğer birileri 'Aceleniz ne?' diyerek, bu ülkeyi paçasından tutup çekmeseydi biz bugün 2023'te 2 trilyon dolar değil, 3-4 trilyon doları konuşurduk. Bizim acelemiz var, hem de çok acelemiz var. Binlerce susuz köye ulaştık, yolu olmayan köylere ulaştık. Daha çok ulaşmak için acelemiz var. Daha da fazlasını götürmek, daha da modern şekilde yolları tahkim etmek için acelemiz var. Mili geliri 2 trilyon dolara, ihracatı 500 milyar dolara çıkarmak için acelemiz var. Yüzde 100 okullaşma, 15 bin yeni bölünmüş yol, yeni hızlı tren hatları, 500 bin daha yeni konut inşa etmek için bizim acelemiz var. Hiç kimse de çıkıp bizi ecelle korkutmaya kalkmasın. Biz bu yola başımızı, canımızı, ruhumuzu, sadece elimizi değil, bütün bedenimizi koyarak çıktık.''
Bahçeli'ye TOKİ yanıt
Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin kendilerine yönelik eleştirilerine yanıt verdi. Erdoğan, Bahçeli'nin, ''İktidara geldiğimizde, TOKİ'nin bütün çalışmalarını didik didik inceleyeceğim, hükümetin kademelerinde görev alan AK Parti'lilerin malvarlıklarını inceleyip fitil fitil burunlarından getireceğim'' dediğini belirtti.
''Bu beyefendi, daha önce TOKİ'nin bağlı olduğu Başbakan Yardımcısıydı'' diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
''Adama sormazlar mı, sen kaç konut yaptın? Önce bunun hesabını ver. Sormazlar mı, Sayın Bahçeli TOKİ sana bağlıydı, sen ne yaptın? Önce bunun hesabını ver. Bir de adama sormazlar mı 450 bin konut, kibrit kutusu değil bunlar. Bunlar nereden, nasıl yapılıyor, bu binalar neyle yükseliyor? Bunun kaynağı nerede, sormazlar mı? Demek ki bir şeyler var. Eğer bu ülkede geçmişte olduğu gibi yolsuzluklar devam etmiş olsaydı bunlar yapılabilir miydi? Eğer bu yolsuzluklar devam etmiş olsaydı, bu bölünmüş yollar, okullar, hastaneler, enerjide dağılım ağı, KÖYDES, BELDES yapılabilir miydi, tarımda bu teşvikler verilebilir miydi? Bunlar sorulmaz mı? Siz pislediniz, siz borçlandınız, biz sizin borçlarınızı temizliyoruz. IMF'den 30 milyar dolar borç aldınız, 23.5 milyar dolar ile bize devrettiniz, biz şimdi bunu 5.5 milyar dolara indirdik. Siz borçlandınız, biz ödedik. Merkez Bankası, döneminizde 27 milyar dolar döviz rezervine sahipti, şu anda altın hariç 82 milyar dolar döviz rezervine sahip. Sizin lügatinizde 'insaf' diye bir kelime yok mu? Adama sorarlar; Merkez Bankası buralara nasıl geldi? Sürekli olarak görev zararı diye yutturulan Ziraat Bankası, Halk Bankası'nın durumu... Şimdi bunlar Türkiye'nin en çok kar eden bankaları haline geldi. Bu nasıl oldu diye sormazlar mı? Bunları biz böyle devraldık. Ama el vicdan, el insaf yok. Bunlar ortaya ne bir vizyon koyabiliyor ne bir siyasal proje koyabiliyorlar ne de toplumun kabullenebileceği bir siyaset üslubuna sahipler. 'İktidara gelince yol yapacağım, 500 bin konut üreteceğiz, Türkiye'nin milli gelirini 2 trilyon dolara çıkaracağız, Türkiye'yi büyüteceğiz' diyemez bunlar. Çünkü bunların böyle bir vizyonu yok.''
CHP, MHP ve BDP'lilerin kürsüye çıkıp ''Siz sadaka dağıtıyorsunuz, bu ülke sadaka devleti değil'' dediklerini hatırlatan Erdoğan, ''Bu devlet sosyal devlettir; demokratik, laik sosyal bir hukuk devletidir. Sosyal devlet yokluk içindeki vatandaşına ulaşacak. Onun yiyeceğini, giyeceğini, soğuksa sobasını ulaştıracak. Yapılan budur, devletin görevidir. Bunu sadaka diye niteleyenler, önce gitsinler 'sadaka'nın tanımını öğrensinler'' diye konuştu.
Erdoğan, koalisyon hükümetinin 3.5 yıl iktidarda kalabildiğini ifade ederek, şunları söyledi:
''Biz iktidarı 2002 sonunda devraldığımızda incelenecek bir TOKİ bile bulamadık. Halbuki o dönemde TOKİ, Sayın Bahçeli'ye bağlıydı. O dönemde çalışanlar anlatıyor; 'sabah saat 10-11'de işe gelirdik, kahvaltımızı yapardık, Karanfil Sokak'taki kafelerden çıkmazdık, saat 3-4 gibi de mesai biter giderdik.' TOKİ'nin kapısına fiilen kilit vurulmuştu, resmi olarak da neredeyse kilit vurulacaktı. İşte o kurum bugün 480 bin konut rakamına ulaştı, bir 500 bin konut daha hedeflenmiş durumda. Bugün artık çok iyi anlıyoruz ki, birileri o dönemde bunları çok kötü korkutmuş ki 'fitil fitil burnunuzdan getiririz' demiş, onlar da bu korkuyla TOKİ'nin kapısına kilit vurmuşlar. Bunların niye acele etmediği belli. Bunların iktidarları döneminde taş üstüne taş koyamadıkları belli. Belli ki korkutulmuşlar, korkmuşlar.''
Erdoğan'ın sözleri milletvekillerini ağlattı
Sınır kapısının (Refah) hemen arkasında, tarihte firavunun zulmünü görmüş bir millet olduğunu, o milletin sizi kucaklamaya hazır olduğunu biliyor ama o millete kavuşamıyor, onlarla kucaklaşamıyorsunuz.
Siz Mısır'daki son olaylar sırasında o tünellerden bu defa size koşan kardeşlerinizi kucaklarken, onlar 10 yıllardır size kucak açamıyor. Bugün ise Gazze'deki insanlar Mısır'daki kardeşlerine ekmek, yemek, su götürüyor.
Nüfuz ve tahakküm peşinde değiliz. Hiç kimsenin içişlerine karışmak gayretinde değiliz. Samimi bir şekilde kardeşlik, barış ve dayanışma diyoruz.
Tunus'un derdi, bizim derdimiz; Mısır'ın meselesi bizim meselemizdir. Şu anda eylem, gösteri yapanlar, demokratik yoldan bu ülkede iktidar olma arayışı içerisinde olmayanlardır, 'ordu göreve' diye ordumuza görevi dışında alan çizmeye gayret edenlerdir.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Gazzeli çocukların durumunu anlattığı bölümde, Erdoğan'ın ve bazı milletvekillerinin gözlerinin dolduğu görüldü.