-ERDOĞAN: ''MEDYAYLA ÇARPIŞARAK İKTİDAR OLDUK'' TBMM (A.A) - 08.03.2011 - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Cezaevlerinde mesleği gazeteci olarak kayda geçen 27 kişiden bir tanesi bile gazetecilik faaliyetinden dolayı cezaevinde değil'' dedi. Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, ''muhtar bile olamaz'' diyen medyayla çarpışa çarpışa iktidara geldiklerini söyledi. Siyasi güçlerini medyadan değil, sadece milletten aldıklarını belirten Erdoğan, ''Onun için ne kimseye minnet ederiz ne kimsenin vesayeti altına gireriz ne de bu tür yollara tenezzül eden muhalifleri susturmaya çalışırız. Böyle bir derdimiz yok. AK Parti'nin bu tür yöntemlerle muhalif yazarları susturduğu iddiasını kendimize asla hakaret olarak kabul etmeyiz. Çünkü yarası olan gocunur, bizim böyle bir yaramız yok'' ifadesini kullandı. Düşüncelerine güvendikleri için düşünce özgürlüğünden, inançlarına güvendikleri için inanç özgürlüğünden korkmadıklarını ifade eden Erdoğan, ''Kendimize, düşüncemize, teşkilatımıza, en önemlisi de milletimize inanıyoruz, milletimize güveniyoruz'' diye konuştu. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Tutuklanan, gözaltına alınan gazeteciler üzerinden 'hükümetin eleştiriye tahammülü yok' diye kampanya başlatanlara da buradan açık açık sesleniyorum: Hangi gazeteci hükümeti eleştirdiği için bugün tutukludur? Bunu söylesinler. Hangi gazeteci basın faaliyetinden, gazeteci faaliyetinden dolayı tutukludur? Şu an tutuklu ve hükümlü olarak cezaevlerinde mesleği gazeteci olarak kayda geçen 27 kişi var. Bu 27 kişiden bir tanesi bile gazetecilik faaliyetinden dolayı cezaevinde değil. Benim milletim bunu lütfen iyi bilsin. Anayasal düzeni zorla değiştirmeye kalkışmak, silahlı terör örgütüne üye olmak, cinsel istismar, nitelikli yağma, ateşli silah bulundurmak, resmi belgede tahrifat... Mesleği gazeteci olarak geçen 27 kişinin cezaevinde bulunma gerekçeleri işte bunlar. Yani AK Parti'ye hakaret ettiğinden veya şunu bunu yaptığından değil. Bu... Biz dünyanın en ileri standartlarına sahip basın yasalarından birini çıkardık. Medya kuruluşlarının temsilcileriyle, yöneticileriyle beraber çıkardık. Diğer bazı yasalardan, yasa maddelerinin yorumlanmasından kaynaklanan çeşitli sorunlar yaşanabiliyor. Bunların da tek tek üzerine gidiyoruz. İşte şu anda Adalet Bakanlığımız Basın Yasası'nda bazı değişiklikler yapılmasına dair bir paketi Başbakanlığa gönderdi. Yasalardaki açıkları ortadan kaldırıyor, farklı yorumlanabilecek maddeleri değiştiriyoruz. Bu kadar çaba, bu kadar gayret, iyi niyet ortadayken, gazetecilik faaliyeti dışında suç isnatlarıyla gazetecilerin tutuklanmasını hükümet aleyhine kampanyaya dönüştürmek insafsızlıktır.'' -''ERGENEKON'UN AVUKATLIĞINI YAPANLARDAN DEĞİLİZ-'' ''Son tutuklamalar tamamen yargının tasarrufuyla olmuştur. Hükümetin bu meselede hiçbir dahli olamaz'' diyen Başbakan Erdoğan, ''Olursa zaten yasalara, Anayasa'ya, demokrasiye aykırı olur ki buna zaten bizimle ilgiliyse izin vermeyiz'' dedi. Aksi ispat edilene kadar herkesin masum olduğunu, yargılama bitmeden kimsenin suçlu görülemeyeceğini, suçlu ilan edilemeyeceğini söyleyen Erdoğan, ''Yargılamada asıl olan adaletin gecikmeden tecelli etmesidir. Bizim dertli olduğumuz burasıdır. Yani bu süreç uzamasın, bir an önce hemen dosyalar masaya getirilsin, ne yapılacaksa yapılsın, karar verilsin. Bu sürecin uzamasını doğru bulmuyoruz. Buna biz de iktidar olarak karşı olduğumuzu çok açık, net söylüyoruz'' diye konuştu. Başbakan Erdoğan, yargılama sürecinde yaşanan eleştirilerden, polemiklerden en çok kendilerinin rahatsız olduğunu dile getirerek, ''Gerilimden, kutuplaşmadan, haksız suçlamalardan en çok biz şikayet ediyoruz ama kusura bakmayın, kimse bizden yürütme olarak çıkıp taraf tutmamızı, sürece müdahale etmemizi beklemesin. Ana muhalefet partisi liderinin söylediği gibi, biz bu işlerin avukatlığını Silivri Cezaevi'nin kapısında yapanlardan değiliz. Biz Ergenekon'un avukatlığını yapanlardan değiliz, olmayacağız. Biz o samimi milletimizin avukatı olarak buradayız. Bundan sonra da aynı şekilde bu yola devam edeceğiz'' dedi. Ana muhalefet liderinin ''savcılıktan'' bahsettiğini anımsatan Erdoğan, ''O size yakışır. Benim savcılıkla falan alakam yok. Öyle bir derdim de yok. Demokratik ülkelerde siyasi iktidarların nerede nasıl durması gerektiği bellidir'' diye konuştu. Erdoğan, şunları kaydetti: ''Bizim görevimiz yargının işini kolaylaştırmaktır. Hukuk düzeninin güvenliğini sağlamaktır. Devam eden davalarla, operasyonlarla ilgili toplumda farklı görüşlerin farklı hassasiyetlerin olması doğaldır. Toplum adalet ister, adalet çağrısı yapar. Toplumdaki duyarlılığı, hassasiyetleri gözardı etmek mümkün değildir. Yasama ve yürütme nasıl toplumsal duyarlılıktan etkileniyorsa yargı da toplumun adalet çağrısına duyarsız kalamaz. Biz yürütme olarak yargının çok daha hızlı çalışabilmesi için elimizden gelen tüm yatırımları yaptık, yapıyoruz. Fiziki tüm şartlarını kolaylaştırdık, kolaylaştırıyoruz. Bir an önce bunlar neticeye kavuşsun diye. Ancak yargı toplumdan gelen eleştirilerle değil elindeki bilgi ve delillerle hareket eder. Gazete manşetleriyle değil dava dosyasıyla karar verir. Toplumsal duyarlılığın yüksek olduğu, siyasi atmosferi ciddi şekilde etkileyen davalarda yargının özenle olduğu kadar ivedilikle de hareket etmesi önem taşımaktadır.''