Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Gazze'deki saldırıları üzerinden İsrail Başkanı Binyamin Netanyahu'ya "Sizin Hitler'den ne farkınız var? Bunlar bize Hitler'i de aratacak. Bu Netanyahu'nun yaptıklarının Hitler'den geri kalır yanı var mı? Yok" sözleriyle yüklendi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde, 100. Yıl TÜBİTAK ve TÜBA Bilim Ödülleri Töreni'nde konuştu.
Gazzeli bilim insanlarına çağrı yapan Erdoğan, "İnsanlık onurunu savunduğu için baskıya maruz kalan bilim insanlarına çağrı yapıyorum, Türk üniversitelerinin kapıları sizlere sonuna kadar açıktır" dedi.
Erdoğan, İsrail'e yönelik tutumları üzerinden Batı'yı eleştiren Erdoğan, "Bugün Almanya hâlâ Hitler'in bedelini ödemeye devam ediyor. Onun için Almanya'nın sesi çıkmıyor. Ama bizim kimseye borcumuz yok" dedi.
Erdoğan, İsrail-Gazze savaşı hakkında şunları söyledi:
"7 Ekim'den beri çoluk, çocuk, kadının hayatına mal olan İsrail vahşeti turnusol işlevi gördü. AB'den gazeteci örgütlerine ne kadar varsa bu krizde hepsi sınıfta kaldı. Büyük laflar eden kurumların söz konusu İsrail olunca içlerinin tamamen boş olduğunu anladık. Saldırılar başlayalı bugün itibarıyla 80 gün oldu. Gözlerimizin önünde insanlığa ait tüm değerler kurşuna dizildi. Stadyumlarda İsrail'in Nazi kamplarını izledik değil mi? Bu nasıl bir iştir? Hitler'den garip garip bahsederlerdi. Sizin Hitler'den ne farkınız var ya. Bunlar bize Hitler'i de aratacak. Netanyahu'nun yaptıklarının Hitler'den geri kalır yanı var mı? Hitler bunun kadar zengin değildi, bu Hitler'e göre daha zengin. Batı'dan ABD'den her türlü destek geliyor. 20 bini aşkın Gazzeliyi bunlar öldürdüler. Mazlumun yanında olan ses Müslüman Türk'ün sesidir. Savaşta bile dokunulmaması gereken hastaneler, okullar, ibadethaneler bombalandı. Gazzeli bilim insanları aileleriyle birlikte şehit edildi. 2,5 milyon insanın kıyıma uğramasını içimiz kan ağlayarak takip ediyoruz. Diplomatik alanda gösterilen onlarca çabaya rağmen yüzlerce Gazzeli'nin öldürülmesine engel olamadık. Bir Müslüman olarak hepsinden önemlisi insan olarak kendi iç dünyamızda bu zulmü engelleyememenin mahcubiyetini yaşıyoruz."