Gündem

Erdoğan'dan Dilipak'a: Kadınlarımızın onuruna, iffetine en küçük saldırıya müsaade etmeyiz; kirli yakıştırmalar yapan köşe yazarlarını kınıyorum

"İnsani, aileyi merkeze alan, toplum dokumuza uygun metinler çıkarmaya ziyadesiyle sahip olduğumuza inanıyorum"

13 Ağustos 2020 20:07

T24 Haber Merkezi

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Yeni Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak'ın İstanbul Sözleşmesi'ni savunanlara yönelik 'fahişe' ifadesini kullanıldığı "AK Parti'nin papatyaları" yazısına ilişkin olarak, "AK Parti'nin kadınları için, öbür tarafta AKP'nin papatyaları gibi yakıştırmalarla, yeşil sermaye gibi yaklaşımlarla, ben ağzıma almaktan edep ediyoruz, küfri bir ifadeyi kullanmak suretiyle, bu tür yakıştırmalarının içine giren köşe yazarları noktasında da, tüm kadın kollarım adına ve tüm kadınlar adına kendilerini kınıyorum. Biz her türlü mücadeleye saygı gösteririz ama kadınlarımızın onuruna, iffetine yönelik en küçük bir saldırıya da müsaade etmeyiz. Adı, ünvanı ne olursa olsun birilerinin edebimizin el vermeyeceği ifadelerle AK Partili kadınlara bunları söylemesine sessiz kalamayız" ifadelerini kullandı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP'nin 19. yıl dönümü etkinliğinde yaptığı konuşmada, İstanbul Sözleşmesi'nin tartışmaya açılmasıyla gündeme gelen kadına yönelik şiddet tartışmalarına ve Akit yazarı Dilipak'ın 'AK Parti'nin papatyaları' yazısında İstanbul Sözleşmesi'ni savunanlara 'fahişe' ifadesini kullanmasına ilişkin konuştu. 

TIKLAYIN - Erdoğan: Oruç Reis'e sakın saldırmayın, saldıracak olursanız bunun bedelini ağır ödersiniz dedik ve bugün ilk cevabı aldılar

“Son dönemde özellikle yürütülen bazı tartışmalara artık bir nokta koymanın zamanının geldiğine inanıyorum. Bu millete hizmeti geçmiş kimi isimler kendilerine asla yakıştıramadığımız çirkin ifadelerle bu tartışmanın içinde yer almıştır" diyerek sözlerine başlayan Erdoğan, "Biz her türlü fikre, her türlü eleştiriye, her türlü teklife saygı gösteririz. Ama kadınlarımızın onuruna, haysiyetine, kişiliğine, iffetine yönelik en küçük bir saldırıya da müsaade etmeyiz. AK Parti’nin kadınları için 'AKP’nin papatyaları' gibi yaklaşımlarla, ben ağzıma almaktan edeb ediyorum, küfri bir ifadeyi kullanmak suretiyle bu tür yakıştırmaların içine giren köşe yazarlarını da tüm kadınlar adına kınıyorum" diye konuştu. 

Erdoğan, son dönemde tartışmaya açılan İstanbul Sözleşmesi'ne ilişkin de "İnsani ve insan onurunu yücelten, aileyi merkeze alan, toplum dokumuza uygun, özgü metinler çıkarmaya ziyadesiyle sahip olduğumuza inanıyorum. Tercüme metinler yerine artık kendi çerçevemizi kendimiz belirlememiz gerekiyor" ifadelerini kullandı. 

Erdoğan, Türk milletinin 'aileerkil' bir millet olduğunu söylerken, "Ailenin temeline dinamit koyan hiçbir anlayış, hiçbir düzenleme, hiçbir ideoloji insani olmadığı gibi meşru da değildir" dedi. 

"Böyle bir partinin kadın hakları konusunda aktif olmaması mümkün mü?"

Edoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

"AK Parti ülkemizde kadınların en aktif şekilde yer aldığı bir harekettir. Partimizin 4 milyon 800 bini aşan kadın kolları üye sayısı, ülkemizdeki diğer tüm partilerin üye sayısından bile fazladır. Böyle bir partinin kadın hakları konusunda aktif olmaması mümkün mü? 2002'den bu yana yasal düzenlemelerde kamuda kadın istihdamının artışına, toplumsal hayatın bütün safhasında kadınların geldiği nokta eskiyle kıyaslanamayacak seviyededir. 2007 yılında Anayasa'mızda kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir dedik. Devlet bu eşitliğin yaşama geçmesiyle sağlamakla yükümlüdür maddesini biz ekledik. 6284 sayılı kanun 2014 yılında yürürlüğe girdi. Doğum yapan çalışanlara pek çok kolaylık sağladık. Son 18 yılda kadın işgücü 4 milyon, kadın istihdamı 2,8 milyon arttı. Kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 34,4'e, istihdama katılma oranı yüzde 28,4'e yükseldi. Mesleki eğitim kurslarından 933 bin kadın yararlandı. İş başı eğitim programlarından 10 yılda 770 bin kadın faydalandı. 2002 yılında kız çocuklarının okullaşma oranı yüzde 87,3. Geçtiğimiz yıl itibariyle ilkokul düzeyinde kız çocukları için okullaşma oranı yüzde 92,1'e, ortaokul düzeyinde yüzde 93,6'ya ulaştı. Ortaöğretimde okullaşma oranı yüzde 45,2'den, 83,9'a yükseldi. Kadınların yüksek öğretimde okullaşma oranı yüzde 13,5 iken, bu oran yüzde 46,4'e çıktı. Üniversitelerde kadın öğretim görevlileri oranı yüzde 50,35'tir, profesörler arasında yüzde 32, doçentler arasında yüzde 40, doktora öğrencileri arasında yüzde 44'tür. Diplomatik görevlerde 266 büyükelçimizden 66'sı, 85 başkonsolosumuzdan 17'si kadındır. Toplam 14 bin 918 hakimden 6 bin 878'i kadındır. 2002 genel seçimlerinde parlamentodaki kadın milletvekili sayısı 24, kadın temsil oranı 4,4'tü. 24 Haziran seçimlerinde kadın milletvekili sayısı 104'e yükseldi. Kadına yönelik şiddetle mücadele çalışmalarımızı çok yönlü, sıfır tolerans ilkesiyle sürdürüyoruz. Aralık 2012'de açılan şiddet önleme ve izleme merkezlerimiz 81 ilde hizmet veriyor. Bugüne kadar hizmet alan kadın sayısı 538 bini buldu. Şartlı nakit transferleri kapsamında annelere yaptığımız ödeme tutarı 11,1 milyar liranın üzerindedir. Muhtaç asker ailelerine yönelik yardım programı kapsamında bugüne kadar toplam 1,1 milyar lira kaynak kullandık. Doğum yardımında bugüne kadar 2,5 milyar lira tutarında ödeme gerçekleştirdik.

"AK Parti delikanlılarımız kadar, hatta daha fazla genç kızlarımızın partisidir"

Görüldüğü gibi kadınlar için yaptığımız hizmetler saymakla bitmiyor çünkü AK Parti dedelerimiz kadar, hatta onlardan daha fazla ninelerimizin partisidir. Çünkü biz şunu biliyoruz, cennet annelerinin ayakları altındadır. Annelerimizin, özellikle evlatlarına bağışladıkları imkanlar hiçbir zaman hiçbir şeyle mukayese edilemez. AK Parti delikanlılarımız kadar, hatta daha fazla genç kızlarımızın partisidir. Gerektiğinde onların lehine pozitif ayrımcılık yapmaktan çekinmeyerek geldiğimiz bu noktada kadınların elde ettiği kazanımları kimse inkar edemez. Biz bu toprağı kadın erkek hep birlikte vatan yaptık. Bu devleti hep birlikte kurduk. En zor zamanlarımızda birlikte omuz omuza vererek ayakta kaldık. İstiklal Harbi'nde kadınların rolü neyse, 15 Temmuz'da da kadınların rolü aynıdır. İlla bir tanımlama yapılacaksa, Türk milleti aileerkil bir millettir. Nasıl her ferdiyle milletimiz büyük bir aile ise, ayrı ayrı her Türk ailesi vatanımızın, milletimizin, devletimizin, geleceğimizin bayrağıdır.

"Tüm kadın kollarım adına ve tüm kadınlar adına kendilerini kınıyorum"

Ailenin temeline dinamit koyan hiçbir anlayış, hiçbir düzenleme, hiçbir ideoloji insani olmadığı gibi meşru da değildir. AK Parti'nin kadınları için, öbür tarafta AKP'nin papatyaları gibi yakıştırmalarla, yeşil sermaye gibi yaklaşımlarla, ben ağzıma almaktan edep ediyoruz, küfri bir ifadeyi kullanmak suretiyle, bu tür yakıştırmalarının içine giren köşe yazarları noktasında da, tüm kadın kollarım adına ve tüm kadınlar adına kendilerini kınıyorum. Eğer AK Parti'nin Genle Başkanı olarak, ülkemin Cumhurbaşkanı olarak kadınlarımıza sahip çıkmada geri duracak olursak, hiçbir zaman bunun hesabını veremeyiz. Hal böyleyken, inancımızda ve değerlerimizde olmadığı halde toplumsal yapımıza sirayet eden kimi çarpık anlayışların ortadan kaldırılması da en önemli meselelerimizden biri olmuştur.

"Kadınlarımızın onuruna, iffetine yönelik en küçük bir saldırıya da müsaade etmeyiz"

Asırlarca kadını insan dahi saymayan, kız çocuklarını diri diri toprağa gömen o cahiliye dönemlerini biz özellikle lanetlemedik mi? Şimdi biz bu konularda Türkiye'ye kimsenin söyleyecek sözü olamaz. Gerek kadın, gerek erkek özgürlük her insan için kutsaldır. Hak her insan için kutsaldır. Emek her insan için kutsaldır. Bir cinayet işleyeni kim olursa olsun cinayettir, bir şiddet faili kim olursa olsun şiddettir. Hakaret, yapanı kim olursa olsun hakarettir, kadının adeta mülk gibi görülmesi yanlıştır. Gerekirse şiddetle yola getirilebileceğinin sanılması, ya benimsin ya kara toprağın gibi hastalıklı zihniyetlere kurban edilmesi yanlıştır. Bu çerçevede tarihi adımlar attık. Kadınlarımız lehine yaptığımız bunca şey varken, biz avuç sapkına da meydanı bırakmayacağız. Milletimizin millet, ailemizin aile olmasını zedeleyecek anlayışlarla sonuna kadar mücadele edeceğiz. PKK'nın kaçırdığı kız çocukları konusunda tek kelime etmeyenlerin, bırakın kadın meselesini, insana dair hiçbir konuda söz söyleme hakkı olamaz. Her konuda ortaya çıkıp sokaklara dökülen, medyayı seferber eden insan hakları savunucularından bir açıklama işittiniz mi? Meslek örgütlerinden dişe dokunur, açık, net bir tavır sergileyen oldu mu? Bu tavırlarıyla kendi konumlarını kendileri belirliyorlar. Bu konumun tarifi de iki yüzlü, ideolojik saplantılı, milletinin değerleriyle barışamamamış bir çizgidir. 

"Biz aile kurumunu zayıflatacak hiçbir işin içinde yer almayız"

Bazı tartışmalara nokta koyma zamanı geldiğine inanıyorum. Kimi isimler, kendilerine asla yakıştıramayacağımız çirkin ifadelerle bu tartışmanın içinde yer almıştır. Biz her türlü mücadeleye saygı gösteririz ama kadınlarımızın onuruna, iffetine yönelik en küçük bir saldırıya da müsaade etmeyiz. Adı, ünvanı ne olursa olsun birilerinin edebimizin el vermeyeceği ifadelerle AK Partili kadınlara bunları söylemesine sessiz kalamayız. Bu saygısızlığı en kısa sürede telafi edileceğine inanıyorum. Biz aile kurumunu zayıflatacak hiçbir işin içinde yer almayız. Aile hassasiyetimizi kimsenin tartısına sunacak da değiliz. Tweet atmak suretiyle benim kadın kollarımın başında olanlara istifasını vermelidir ya da gerekir, size mi soracağız ya? Bizim partimizin kadın kolları kendi demokratik tercihlerini kongreden kongreye kullanır, sizlerden icazet almaya ihtiyacımız yok. 

"Aileyi merkeze alan, toplum dokumuza uygun, özgü metinler çıkarmaya ziyadesiyle sahip olduğumuza inanıyorum"

"İnsani ve insan onurunu yücelten, aileyi merkeze alan, toplum dokumuza uygun, özgü metinler çıkarmaya ziyadesiyle sahip olduğumuza inanıyorum. Tercüme metinler yerine artık kendi çerçevemizi kendimiz belirlememiz gerekiyor. Kopenhag kriterleri diyeceğimize, Ankara kriterleri der yolumuza devam ederiz. Son tartışmanın kasıtlı bir şekilde alevlendirildiğini düşünüyorum. Bu ateşi körükleyenler kadına şiddetle mücadeleden bir adım geri gideceğimizi sanıyorlarsa şimdiden bilsinler ki hüsrana uğrayacaklardır. Bu fitne ateşini tamamen söndüreceğimize inanıyorum. "