Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Tekirdağ İl Teşkilatı üyeleriyle yemekte biraraya geldi. Erdoğan burada yaptığı konuşmada, "Çok tuzaklar kurdular. Bütün bu tuzakların üzerinde asıl tuzağı hak kurar, hak. Ve başarılı olamadılar"dedi.
Başbakan Erdoğan, partisinin Tekirdağ İl Teşkilatı üyeleriyle Ramada Otel'deki yemekte bir araya geldi. Burada konuşan Erdoğan, bugün öğleden önce Kırklareli Pınarhisar'da, ardından Kırklareli merkezde, daha sonra da Lüleburgaz'da olduklarını belirterek, gerçekten muhteşem bir günü yaşadıklarını söyledi.
Çok büyük açılışlar gerçekleştirdik
Oralarda coşkuya, heyecana tanık olduklarını, bir dönüşüm ve değişim talebi olduğunu bizzat gördüklerini kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Çok büyük hizmet ve tesislerin açılışını gerçekleştirdik. Böylece bir gün içerisinde Kırklareli genelinde 2 milyar 696 milyon lira, yani eski rakamla 2 katrilyon 696 trilyon liralık yatırım tutarı olan hizmet ve eserlerin açılışını gerçekleştirmiş olduk. Aynı şekilde yarın Tekirdağ merkezde ve ilçelerde toplu açılış törenlerimiz olacak. Pazar günü Trakya'mızın bir başka şehrine, Edirne'ye gidecek, Edirneli kardeşlerimizle buluşacak, orada da toplu açılışlarımızı gerçekleştireceğiz. Tabi Tekirdağ'da sadece Tekirdağ merkezde olmayacak, orada da yine ilçelerimizi dolaşacağız, açılışlar yapacağız. Çerkezköy, Çorlu yarın buraları dolaşarak, bir farklı günü inşallah burada yaşayalım istiyoruz. Açılışını yaptığımız, yapacağımız tüm bu eser ve hizmetlerin hayırlı olmasını diliyorum. Bu yatırımlarda emeği geçen herkese Kırklareli adına, Tekirdağ adına, Edirne adına, şahsım, ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum."
'Bizimle dalga geçiyorlardı'
Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Biz hükümet eliyle yaptıklarımızı yeterli görmüyoruz. İstiyoruz ki Edirne'ye, Tekirdağ'a, Kırklareli'ne, yani Trakya'nın tamamına mahalli bazda, yerel yönetim noktasında da hizmet edelim.'Tekirdağ büyükşehir olacak' dediğimiz zaman birileri bizimle dalga geçti. Ana muhalefet partisi CHP, biliyorsunuz bu 14 vilayeti büyükşehir olacak olan, bunu Anayasa Mahkemesi'ne taşıdı. Öyle bir şeyin olamayacağını söyledi. 'Bu asla mümkün değil' dedi, 'anayasal değil' dedi, aldı işi oraya götürdü. 'Niye?' diye sorduğumuzda, köylerle ilgili mazeretler uydurdu. Akla hayale gelmez şeyler uydurdu. Çünkü onların belediyecilik diye bir anlayışı, bir hizmet anlayışı yok. Bu işi bilmezler, anlamazlar bu işten."
'Bu işte ideolojik olmamalı'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan , "Türkiye'de biz CHP'li büyükşehir belediyelerinin halini biliyoruz, hepsi de dökülüyor. Ama ideolojik yaklaşımlar neticesinde maalesef oralardaki oylar o şekilde oralara kanalize oluyor. Bu iş ideolojik olmamalı, bu iş hizmet odaklı olmalı, hizmete yönelik olmalı" dedi.
'Temayül yoklaması yaptık'
Başbakan Erdoğan, büyükşehir belediye başkan adaylarını tespit ederken çok çalışıp, çok gayret ettiklerini belirterek, şöyle devam etti:
"Temayül yoklaması yaptık, temayül yoklamasından sonra tuttuk bir de kamuoyu araştırması yaptık. Bütün bu çalışmalardan sonra değerlendirmelerimizi yaptığımız gibi, milletvekili arkadaşlarımızın da kanaatlerini aldık ve bütün bunlarla birlikte üst seçim kurulu olarak da çalışmalarımızı yaptık. Bildiğiniz gibi büyükşehirde belediye başkan adayımız olarak zaten belediyeciliğe başlamış olan Mustafa Yel beyi biz ilan ettik. Zaten Mustafa bey, şu ana kadar adeta en ücra köylere varıncaya kadar devletin hizmetlerini taşıyan bir arkadaşımız, bir kardeşimiz, bu işin envanterini tutan, bilen bir kardeşimiz. Kamu yönetimi itibarıyla zaten altyapısı, birikimi olan bir kardeşimiz. Buranın evladı, buranın çocuğu, dolayısıyla Tekirdağ'ımıza bu hizmetlerde şu anda yani bir çıraklık dönemi geçirmeyecek. Şimdi kalfalık dönemini ustalığa inşallah belediye başkanlığı ile beraber geçirmiş olacak. Böyle bir dönem var."
'AKP yerelde markadır'
Başbakan Erdoğan, bu vesileyle Mustafa Yel'i tebrik edip kendisine başarılar dileyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Mustafa Yel kardeşimiz inşallah yerel yönetim noktasında Tekirdağ için hangi projeleri, eserleri, hizmetleri kazandıracağımızı kampanya boyunca anlatacak. Tekirdağ'ın potansiyelini açığa çıkarmak, daha hızlı şekilde kalkındırmak için oluşturacağımız vizyonu tüm Tekirdağlı kardeşlerime ulaştıracak. Şunu iftiharla belirtmek isterim; AKP, belediyecilik konusunda, mahalli yönetim konusunda tartışmasız lider durumda. Bizler AKP olarak belediyecilikte çıtayı çok yükseğe taşıdık. AKP, yerel yönetimlerde artık bir marka haline geldi."
'Çok tuzak kudular'
Erdoğan, "Çok tuzaklar kurdular. Bütün bu tuzakların üzerinde asıl tuzağı hak kurar, hak. Ve başarılı olamadılar. Çünkü biz hiç kimsenin kimliğiyle etnik kimliğiyle diliyle diniyle mezhebiyle asla uğraşmadık, böyle bir derdimiz de yok. Olmadı, olmayacak. Herkese eşit mesafedeyiz" dedi.
Hepsi canımız'
"Başı açık, başı örtülü, hepsi bizim kardeşimiz, canımız ciğerimiz. Bunları ayrıştırmaya kimsenin hakkı yok" diyen Erdoğan, geçmişte bu nedenle üniversiteler ve devlet dairelerine girilemediğini söyledi.
Erdoğan, "Bu ülke bölündü mü, bu ülke ayrıldı mı? Bu ülkede bir bölüm insan zulme uğradı. Onlar mazlum oldu, onlar mağdur oldu, onlar üniversiteye gidemedikleri için yıllarca bu ülkede evlerinde anneleriyle babalarıyla yokluğa, terk edilmişliğe itildiler. Birçoğu psikolojik olarak bunalımların içine girdi, çünkü onlar öz yurdunda garip, öz vatanında parya durumuna düştüler" diye konuştu.
'Suçumuz neydi?'
Şimdi, bu gençlerin hepsinin okullarına rahatça gidebildiğini, devlet dairelerinde göreve başladıklarını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ne oldu ya, Türkiye bölündü mü, parçalandı mı? Herkes birbirine mi girdi? Hayır. Bakıyorsunuz aynı salonda, aynı yerde, yan yana başörtülü, başı açık hizmet veriyorlar. Kime? Milletimize. Ne oldu? Bir sıkıntı var mı? Neydi bu eza, cefa, neydi zulüm? Bu zulmü yapanlar acaba iflah edecekler mi? İnanın etmeyecekler. Çünkü biz biliyoruz ki bu dünya var ama bir de bunun ölüm ötesi var. Sabrettik, sabırla ancak bu günlere geldik. Biz, kavgaya girmedik. Biz, 330'un üzerinde milletvekiline sahip olduğumuz zaman bile kalkıp da sağa sola saldırmadık. Biz sabrederken partimiz hakkında kapatılma davası açıldı. Çok iyi bildiğimiz bazı güçler o zaman belli mahfilleri sıkıştırıyordu. 'Hala niye kapatmıyorsunuz bu partiyi' diye. Suçumuz neydi?"
'Buna sivil darbe denir'
Sadece bir gazetenin belge olarak kabul edildiği bir süreç yaşandığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"O gazetede çıkan haberler belge oldu. Düşünebiliyor musunuz? Ve onunla AKP'yi kapatacaklardı. Yani millet, yüzde 47 oyla parlamentoya göndermiş, parlamentonun içinde yüzde 63 milletvekiline sahipsin, böyle bir dönemde sizi kapatacaklar. Böyle bir şey olabilir mi? İşte buna çok açık net, sivil darbe denir. Bunu yapmak istediler ama hamdolsun... Çok tuzaklar kurdular. Bütün bu tuzakların üzerinde asıl tuzağı hak kurar, hak. Ve başarılı olamadılar. Çünkü biz hiç kimsenin kimliğiyle etnik kimliğiyle diliyle diniyle mezhebiyle asla uğraşmadık, böyle bir derdimiz de yok. Olmadı, olmayacak. Herkese eşit mesafedeyiz."
Seçimi kazandıkları ilk dönemlerde, "Sizin laiklik anlayışınız nedir?" diye sorduklarını anımsatan Erdoğan, 15 ülkeyi dolaştığını ve kendisinin Genel Başkan, Abdullah Gül'ün ise Başbakan olduğunu ve kabineyi kurmakla uğraştığını söyledi.