Erdoğan, Etik Eğitimi İş Birliği Protokolü'nde yaptığı konuşmada, Kılıçdaroğlu'nun bürokratlara yönelik açıklamalarına da gönderme yaparak, "Attığı imza için genel müdürü tehdit etmek ne demek? Baskın yapar gibi kamu kurumlarının kapısına dayanmak ne demek? Hukuk devletinde böyle bir tarz olabilir mi? Asla... " değerlendirmesini yaptı.
"Kamuda da vurdumduymaz denilen aşınma yaşanmış olabilir ama bu devletin mayası sağlam olduğu için hepsinin de zamanla üstesinden geldik”
Erdoğan'ın konuşmasından başlıklar şöyle:
"Etik Kurulumuzun giderek artan çabalarını Cumhurbaşkanı olarak daima destekledim, desteklemeyi sürdürüyorum. Geçtiğimiz yıllarda tarihinin en iddialı yönetim değişikliğini gösteren Türkiye, bu vasfını gelece taşıma iradesini de göstermiştir. Kamuda da vurdumduymaz denilen aşınma yaşanmış olabilir ama bu devletin mayası sağlam olduğu için hepsinin de zamanla üstesinden geldik.
Tüm dikkatimizi büyük ve güçlü Türkiye hedefine yönelteceğiz kritik bir sürece girdik. Geçtiğimiz 20 yılda ülkemiz her alanda olduğu gibi kamu hizmetlerinin kalitesinde de çok önemli mesafe kaydetmiştir. Asırlık ihmalleri ve eksikleri bu kadar kısa sürede telafi etmek elbette kolay olmadı. Etik Kurulumuz milletle devlet arasındaki ilişkinin ahlak, saygı çerçevesinde verdiği katkıyla büyük ve güçlü Türkiye vizyonundaki yerini alacaktır.
"Terör örgütlerinin güdümüne girenler de yine hukuk eliyle tasfiye edilmektedir"
Ülkemiz yönetim sisteminde kamu personeli olmak uzunca süredir belli sınavlara, süreçlere bağlı olarak yürümektedir. Terör örgütlerinin güdümüne girenler de yine hukuk eliyle tasfiye edilmektedir.
"Ana muhalefet partisinin başındaki zatın kamu görevlilerine hakaret ettiğini hatta açıkça tehdit ettiğini görmeye başladık"
Son dönemde giderek sıklaşan bir şekilde ana muhalefet partisinin başındaki zatın kamu görevlilerine hakaret ettiğini hatta açıkça tehdit ettiğini görmeye başladık. Elbette herkes eleştirilebilir. Biz de geçmişte valisinden müfettişine hukuka uygun olmadığını düşündüğümüz işlemleri nedeniyle tenkit ettik. Yapılan iş ve işlemleri eleştirdik. Ama 'şeriatın kestiği parmak acımaz' diyerek ortaya çıkan iş ve işleme de riayet ettik.
Çünkü demokratik hukuk devletinde olması gereken budur. Eleştirerek demokratik hakkımızı kullandık, iş ve işleme uyarak da hukuka saygımızı gösterdik
Ana muhalefetin başındaki kişinin kullandığı yöntem kesinlikle demokratik hukuk devletine uygun bir yöntem değildir. Bu kişi kendisine oy vermedi diye kimi zaman işçiye, kimi zaman çiftçiye, kimi zaman esnafa hakaret ettiğini gibi kimi zaman da kamu görevlilerini alenen hedef göstermektedir.
"Baskın yapar gibi kamu kurumlarının kapısına dayanmak ne demek?"
Attığı imza için genel müdürü tehdit etmek ne demek? Baskın yapar gibi kamu kurumlarının kapısına dayanmak ne demek? Hukuk devletinde böyle bir tarz olabilir mi? Asla...
“Böyle bir rezalete, ahlaksızlığa, kepazeliğe asla izin veremeyiz”
Buradan açıkça ilan ediyorum. Kamu görevlilerimize demokratik hukuk devleti sınırları dışında söz söyleyen herkes bu devletin de milletin de düşmanıdır. Bu çirkefliğin amacı devleti işleyemez hale getirmek, dolayısıyla milleti hak ettiği hizmetlerden mahrum etmektir. Böyle bir rezalete, ahlaksızlığa, kepazeliğe asla izin veremeyiz. Kaldı ki bir cumhurbaşkanının ailesini hedef alarak böyle bir süreci işletmek akıl kârı değildir.
Kamu görevlilerin tek bakacakları yer anayasa ve yasalardır. Hariçten gazel okuyanların naraları ile bu devlet iş yapmaz. Tüm kamu görevlileri müsterih olsunlar Türkiye'nin böylesi arkası karanlık operasyonlarla kaybedecek tek bir anı yoktur."