Politika

ERDOĞAN: "BİZİ BÖLMEK İSTİYORLAR" DİYARBAKIR (A.A)

01 Haziran 2011 21:27

-ERDOĞAN: "BİZİ BÖLMEK İSTİYORLAR" DİYARBAKIR (A.A) - 01.06.2011 - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Benim için ne Türk milliyetçiliği var, ne Kürt milliyetçiliği var, ne şu var; ne bu var. Hepsi benim kardeşimdir, canımdır, ciğerimdir. Hepsini aynı şekilde seviyorum. Bizim farkımız bu'' dedi.    Erdoğan, partisince İstasyon Meydanı'nda düzenlenen mitingde halka hitap etti. Başbakanlığı döneminde Diyarbakır'a 11'inci kez geldiğini, en son 2010 yılında kenti ziyaret ettiğini hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi: ''Demokrasi için, hukukun üstünlüğü için, çetelerle mücadele için o gün sizden destek istemeye geldim. O gün sizi yine tehdit ettiler. O gün sizi yine korkuttular. Mitinge gelmenizi, bizim kucaklaşmamızı, bizim hasret gidermemizi engellemek istediler. Ama Diyarbakır, 12 Eylül'de sandığa gitti ve yüzde 95 oranında 'evet' diyerek, ileri demokrasiye, özgürlüğe, hukukun üstünlüğüne sahip çıktı. 12 Eylül'deki bu cesaretiniz, bu güçlü haykırışınız için sizlere teşekkür ediyorum. Fakat bu BDP veya BDP'nin desteklediği bağımsızlar. Bir taraftan demokrasi diyorlar bir taraftan özgürlük diyorlar hatırlayın, 12 Eylül'de sandık resmi, sandığın üzerine de çarpı işaretini koymuşlardı.  Sizin karşınızda, siyaset adamı Tayyip Erdoğan yok. Sizin karşınızda, Başbakan Tayyip Erdoğan yok. Sizin karşınızda, AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan da yok. Sizin karşınızda, sizden biri var, aranızdan biri var, kardeşiniz, kader arkadaşınız, yol arkadaşınız, kimsesizlerin kimi, sessizlerin yığınların sesi bir kardeşiniz var. Allah'a hamdolsun, biz her zaman milletin diliyle konuştuk, her yerde aynı gönül diliyle konuştuk. Diyarbakır'da ne konuştuysak, diğer 80 vilayette de eğilmeden, bükülmeden, cesaretle aynı şeyi konuştuk. Ben bugün Diyarbakır'a sizlerle kucaklaşmaya, muhabbet etmeye geldim. Dertleşmeye geldim. Van'da da söyledim. Kardeşler arasında hesaplaşma yoktur, helalleşme vardır. Ben bugün sizlerle helalleşmeye geldim.'' -''BUNLARIN İSLAMLA ALAKASI YOK''- Çanakkale'de, Sarıkamış'ta Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i, Arap'ı, Roman'ı şehitlerin yan yana yattığını belirten Erdoğan, ''Biz, Kutül Amare'de, Türk, Kürt, Arap, o büyük zaferi birlikte kazandık. Kurtuluş Savaşı'nı biz hep birlikte verdik. Cumhuriyeti biz hep birlikte kurduk. Mevlana ne kadar bu toprağın insanıysa, Ahmedi Hani de işte o kadar bu toprağın insanıdır. Yunus Emre ne kadar bu toprağın sesiyse, Mela Ceziri de işte o kadar bu toprağın sesidir. Hacı Bektaş Veli ne kadar bu toprağın evladıysa, Faki Teyra da İbrahim Gülşeni de işte o kadar bu toprağın evladıdır. Bizim derdimiz bu. Aşıklar, ozanlar nasıl bu toprakların sesi, nefesiyse, dengbejler de aynı şekilde bu toprakların sesidir, nefesidir'' diye konuştu. Erdoğan, şunları kaydetti: ''Diyarbakır, biz kardeşiz. Biz ezelden kardeşiz, biz ebediyen kardeşiz. Biz Adem'le Havva'dan geliyoruz. Onun için biriz. Bölmek isteyenlere cevabımızı 12 Haziran'da verelim. Ulu Cami'nin, Behram Paşa Cami'nin, Şeyh Mutahhar'ın, Sipahiler Çarşısı'nın, Malabadi Köprüsü'nün, Dicle Köprüsü'nün harcında bizim kardeşliğimiz var. Zılgıt da bizim, horon da bizim. Halay da bizim, zeybek de bizim. Şu Ulucami'de, cemaat hangi kıbleye dönüyorsa, bilin ki İstanbul Süleymaniye'de, Edirne Selimiye'de, Ankara Hacı Bayram'da da cemaat aynı kıbleye dönüyor. Görüyor musunuz, kıblemiz bir, ayrım var mı? Ama son zamanlarda yeni bir adet çıktı. Ne oldu? Ulucami'de cuma, bakıyorsun, bu BDP'li midir ne iseler, diyorlar ki 'O devletin imamı, onun arkasında namaz kılınmaz'. Bunların İslamla alakası yok. Bir defa cuma Müslümanların cem olmasıdır. Biraraya gelmesidir. Onun için bizler köylerde mescitte cuma kılmayız.  Birilerinin çıkıp ''Devletin imamlarının arkasından namaz kalınmaz. Gerekirse bu camileri de ele geçiririz'' dediğini anımsatan Erdoğan, ''Haddini bil, haddini. Neyi ele geçiriyorsun sen? İşte bu farklı bir çağrıdır. 12 Haziran bunlara haddini bildirme günü olacak, ama biz demokratik şekilde yapacağız. Sandıkta yapacağız, bunların yöntemleri bizim yöntemimiz değil'' dedi. Kendisinin okuduğu bir şiirden dolayı hapis yattığını anımsatan Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: ''Bu kardeşiniz, Diyarbakır Cezaevi'nden, beşinci koğuştan yükselen feryadı, İstanbul'da duydu. Statükonun, benim Kürt kardeşlerime neler yaşattığını ben çok iyi biliyorum. Ben, bu mücadelenin içinden geliyorum. Ret politikalarını da bilirim, inkarı da bilirim, asimilasyon politikalarını da bilirim ama dikkat edin artık ret burada uygulanmıyor, artık inkar politikaları bitti, artık asimilasyon sona erdi. Diyarbakır Cezaevi'nde, oğlunu görmeye giden ama oğluyla kendi dilinde konuşamayan ananın içine akıttığı gözyaşını ben iyi biliyorum ama şimdi konuşuyor mu? Şimdi artık anne oğluyla kendi diliyle konuşuyor mu? Buraya durup dururken gelmedik.'' -''BİZ 'DİYARBAKIR, VAN, MARDİN' DEDİK, ONLAR İLLA 'SİLİVRİ' DEDİLER''- ''Bu ülkede zulmü birlikte yaşadık, birlikte mazlum olduk, CHP'nin tek partili döneminin, CHP zulmünün, CHP baskısının faturasını hep birlikte ödedik'' diyen Erdoğan, ''Şu anda, yüzlerine maske takıp, işbirlikçilerinin desteği ile buraya gelenler, aslında burada yaşanan zulmün bizzat mimarlarıdır. Kürt meselesinin patenti, CHP'ye aittir. Kürt sorununun müsebbibi, CHP'dir. Kürt kardeşlerimin yaşadığı acının kaynağı, bizzat CHP'dir'' dedi.