Bilim / Teknoloji
BBC Türkçe

Enflasyon hesaplaması için ENAG'dan yeni model: Veriyi siyasetten arındırmazsanız fakirlik başlar

TÜİK'in açıkladığı Ekim ayı enflasyon verisi aylık yüzde 2,13 olarak gerçekleşti

03 Kasım 2020 13:32

Ekim ayı enflasyonu yıllık yüzde 11,89 olarak gerçekleşti.

TÜİK'in (Türkiye İstatistik Kurumu) açıkladığı verilere göre enflasyon aylık olarak ise yüzde 2,13 oldu.

Öte yandan 1,5 yıl önce kurulan Enflasyon Araştırma Grubu'nun (ENAG) açıkladığı Ekim ayı enflasyon oranı ise aylık yüzde 2,56. Bu veri, Türkiye'de resmi veriler ile sahadaki gerçeklerin uyuşmadığına yönelik eleştirilerin bir yansıması niteliğinde.

Türkiye'de resmi kurumların açıkladığı enflasyon ve işsizlik gibi verilerin, gerçeği yansıtmadığı eleştirisi uzun zamandır yapılıyor.

Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), bir grup akademisyen tarafından Türkiye'deki enflasyonun saatlik, günlük ve aylık olarak açıklanması amacıyla kuruldu.

Anlık olarak takip edilen döviz kuru, faiz ve borsa hisse fiyat değişimlerini etkileyen enflasyon verisinin de anlık olarak hesaplanması hedefleniyor.

TÜİK, enflasyon verisini sadece aylık olarak açıklıyor.

İlk veri Eylül'de açıklandı: Resmi verinin üç katıydı

ENAG ise kamuoyuna ilk aylık verisini Eylül ayında açıkladı. Hesaplamalarına göre aylık olarak Eylül ayında enflasyon yüzde 3,61 oldu.

Bu TÜİK'in açıkladığı 0,97'nin üç katı.

ENAG'ın kurucusu ve yöneticisi olan Prof. Dr. Veysel Ulusoy, "Sokağın enflasyonuyla resmi verilerin uyuşmadığını her zaman belirttik" dese de ENAG'ın kurulması amacının daha çok akademik olduğunu vurguladı.

BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Ulusoy, hesapladıkları veri ile TÜİK'in verisinin uyuşmamasının bir denetim mekanizması kurulmasında etkili olabileceğine inanıyor:

"Enflasyonu siyasetten arındırılmamış bir veri olarak verdiğiniz zaman fakirlik başlar. Aralık ayında ayarlanacak ücretlerin yıllık enflasyona göre gerçek değeri belirlenmez. Gelir dağılımı başta olmak üzere fakirliğin temelini oluşturur."

Hesaplama nasıl yapılıyor?

ENAG'ın enflasyon sepetinde, TÜİK sepetindeki 418 maddenin 314 tanesi yer alıyor.

Bu da TÜİK'in enflasyon sepetinin ağırlık olarak %80'ine denk geliyor.

Geriye kalan 104 madde ise enflasyona etkilerinin yoğun olmaması ve tüketim davranışlarını tam olarak yansıtmamaları nedeniyle kapsam dışına alındı.

Ancak TÜİK enflasyon oranı ile birebir karşılaştırma yapılabilmesi için bu 104 ürünün aylık fiyat değişimi, TÜİK'ten alınarak ENAG'ın hesapladığı enflasyon oranının içine kalan yüzde 20 olarak ekleniyor.

TÜİK sepetiyle ürünler ve ağırlıklar aynı, ölçüm farklı

Böylece ENAG'ın enflasyon hesaplamasında ürün sepeti ve ürün ağırlıkları TÜİK ile aynı şekilde ele alınırken ölçümleme ve metodolojide farklılık görülüyor.

TÜİK'e daha önce enflasyon sepetine aldığı ya da almadığı ürünler üzerinden bazı eleştiriler yöneltilmişti.

Prof. Dr. Ulusoy ise TÜİK'in enflasyon hesaplamasında seçilen ürün listesinden ziyade bu ürünlere dair kullanılan ağırlıkların tartışmalı olduğu görüşünde:

"Tartışma liste üzerinden yapılırsa bir yanılgı oluşur; zira Avrupa Birliği'nin listesi ve ana ürün harcama gruplarının özelliği aynı. Öte yandan ağırlıkları üzerinden gidersek tartışmada haklılık payı var."

'Enflasyon, ücretlinin ne kadar zam alacağını belirler'

Ulusoy, enflasyonun gerçeğe uygun açıklanmasının neden önemli olduğunu ise şu şekilde açıklıyor:

"Dünyada sermayenin payı ile ücretin payı, bütün kavgaların sebebidir. Karl Marx'ın Kapital'inde de belirtilen en büyük vurgu budur.

"Sermaye sahibi fiyatı belirleyendir, ücretli fiyatı belirlenendir. Dolayısıyla enflasyonun hakiki bir şekilde elde edilmesi ücretlinin ne kadar zam alacağını ortaya koyar.

"Sermaye sahibi zaten fiyatı belirlerken döviz kurundaki ve faizdeki değişimi yansıtır. Yansıttığı fiyatın düşük açıklanması ücretlinin gelirini, alım gücünü daha da azaltacak; gelir dağılımını bozacaktır."

merkez bankası

Resmi kurumların enflasyon beklentileri

Diğer yandan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) enflasyon hedeflemesi ile Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın ekonomik programında açıkladığı enflasyon tahminlerinin gerçek verilerden uzak olması da ekonomistlerin dile getirdiği bir başka eleştiri.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Uysal, geçen hafta düzenlenen yılın son enflasyon raporu sunumunda 2020 ve 2021 enflasyon beklentilerinin yukarı çekildiğini açıkladı.

Uysal daha önce yüzde 8,9 olarak açıklanan 2020 yılsonu enflasyon beklentisini yüzde 12,1'e çektiklerini belirtti.

TÜİK verilerine göre Eylül ayı yıllık enflasyonu, yüzde 10,94 olarak gerçekleşmişti.

TCMB'nin 62 katılımcıyla düzenlediği ankete göre ise yılsonu enflasyon beklentisi ise 11,76.

'Devlet Planlama Teşkilatı'na ihtiyaç var'

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın 29 Eylül'de açıkladığı Yeni Ekonomi Programı'nda 2020 sonu için enflasyon beklentisi ise yüzde 10,5 öngörülüyor.

Prof. Dr. Ulusoy, enflasyon verisiyle kurumların enflasyon hedeflerinin ve tahminlerinin tutarsız olmasını, "Plansızlığın, Devlet Planlama Teşkilatı'nın yokluğunun bir göstergesidir, belirli bir modelleme olmamasına dair bir yaklaşımdır" sözleriyle yorumluyor.

Ulusoy, akademik camia olarak ekonometrik modellemeleri, hangi verilerin kullanıldığını görmek istediklerini; ancak bu taleplerin karşılanmadığını söylüyor.

Muhalefet geçen yıl soru önergesi vermişti

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Aytun Çıray, Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) enflasyon oranını olduğundan düşük göstermek için verilerle oynadığı iddialarını geçen yıl TBMM'ye taşımıştı.

Aytun Çıray, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın yanıtlaması istemiyle TBMM'ye verdiği soru önergesiyle ilgili açıklamasında, "TÜİK'in yıllık enflasyonu gerçekte olduğundan düşük göstermesi, düşük zam vererek zaten ayakta kalma mücadelesi veren işçimizin ve memurumuzun lokmasından çalmaktır" demişti.

CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin de Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın yanıtlaması istemiyle geçen yıl TBMM'ye verdiği soru önergesinde, enflasyon verilerinin ciddi olarak saptığını öne sürmüştü.

Tekin açıklamasında, "TÜİK'in evrensel standartlarda, objektif ve siyasi müdahaleden uzak bir şekilde idari görevini yerine getirmesi gerekmektedir" demişti.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir