T24 Haber Merkezi
Yazar Elif Şafak, Mine Kırıkkanat'ın "Bit Palas romanının kendi yazdığı Sinek Sarayı'ndan intihal edildiğini" iddia ederek açtığı davayı ilk derece mahkemesinde kazanmasının ardından, kendisine iftira atıldığını ve "davanın hukuk temelinde inşa edilmediğini" söyledi. İntihal iddiası için "Akıl dışı bir iftira" diyen Şafak, "hiçbir yetkinliği bulunmayan bilirkişinin bile, 'paragraf, satır, blok' türünde alıntılama olmadığı görüşü bildirdiğini, ancak birkaç kelime üzerinden yüzde 5 oranında benzerlikten söz ettiğini" vurguladı.
İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi, çarşamba günü Kırıkkanat'ın 'intihal' iddiasıyla açtığı davada, bilirkişi heyetinin "yüzde 5 intihal" savına da dayanarak Şafak ve yayıncısı Doğan Kitap hakkında tazminat kararı verdi. Karar üzerine sert bir açıklama yaparak 'intihal' iddiası ve bilirkişi raporunu 'akıl dışı', davayı da 'düşmanca' ifadeleriyle niteleyen Doğan Kitap, karara itiraz ettiğini duyurdu. Kararda, Elif Şafak’ın "Bit Palas" adlı romanında Kırıkkanat’ın “Sinek Sarayı” adlı romanından yüzde 5’lik intihal yapıldığı öne sürüldü. Doğan Kitap ve Elif Şafak'ın karara itiraz ettiği davada son sözü istinaf mahkemesi söyleyecek.
TIKLAYIN - Mine Kırıkkanat'ın 'Bit Palas' davasında Elif Şafak'a 'yüzde 5 intihal' raporu ve tazminat kararı!
TIKLAYIN - Doğan Kitap'tan Elif Şafak açıklaması: Akıl dışı 'intihal' iddiası, akıl dışı bilirkişi raporu, düşmanca dava!
TIKLAYIN - Doğan Kitap'tan Mine Kırıkkanat'a: Elif Şafak’ın ‘Bit Palas’ romanıyla ilgili asılsız iddiaları, yazarı gibi yayıncısı olarak biz de kınıyoruz
Şafak, açıklamasına, "Çok ağırıma giden bu süreci tüm şeffaflığı ile paylaşma gereği doğdu. Mine Kırıkkanat benimle senelerdir uğraşır durur. Hakkımda etmediği kötü söz ve hakaret kalmamıştır. Bir kez olsun kötülüğe kötülükle cevap vermedim. Bu kez de 23 sene evvel yayınlanmış Bit Palas romanıma karşı durup dururken böylesi akıl dışı bir iftira ile ortaya çıktı" sözleriyle başladı.
"Bu dava kişisel takıntı üzerine kurulmuştur"
Mahkeme kararının ardından 7 maddelik bir yazılı açıklamada bulunan Şafak, "Öncelikle anlaşılması gereken konu bunun hukuk temelinde inşa edilmiş bir dava olmadığıdır. Bu dava fikir ve sanat haklarını korumayla ya da edebiyatla da ilgili değildir. Bu dava kişisel takıntı ve art niyet üzerine kurulmuştur" ifadelerini kullandı.
Mahkemeye avukatlarının, saygın edebiyat eleştirmenlerinin ve akademisyenlerin görüşlerinin yer aldığı 150 sayfalık bir mütalaa sunduğunu belirten Şafak, bu dosyanın 1. Fikir ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi tarafından dikkate alınmadığını ifade etti. Şafak, bu değerlendirmelerin bir bölümünün bulunduğu bir bağlantıyı da paylaştı.
Şafak, kitapların benzerliğin iddiasıyla ilgili şunları söyledi:
"Kısaca özetlemek gerekirse, Kırıkkanat’ın kitabında da İstanbul’da bir apartman var, Bit Palas’ta da. Birinde sinek var, ötekinde bit bahsi geçiyor. İkisinde de marjinal karakterler ve kediler ve çöp bidonları var. Benzerlik bundan ibarettir."
İsmail Güzelsoy'un Sinek Sarayı ve Bit Palas'ı kıyaslarken yaptığı "Raftan rastgele iki kitap seçseydim aralarında bu iki kitaptan daha fazla benzerlik bulurdum" değerlendirmesine atıfta bulunan Şafak, "Sırf bu nedenle intihal iddiasında bulunmak, eğer korkunç bir kıskançlıktan, kara bir kötülükten beslenmiyorsa, akıl tutulmasına delalettir" dedi.
Türk edebiyatında birçok eserde apartmanların bulunduğunu vurgulayan Şafak, "Apartman teması da, Beyoğlu da, kediler de, çöp bidonları da, marjinal karakterler de kimsenin tekelinde değildir. Bu çarpık mantığa kalsa ülkemizde ne edebiyat üretilebilir, ne de sanat" ifadelerini kullandı.
“Beyoğlu, apartman, sokak, kedi, çöp, puro…’ kelimeleri
Kırıkkanat'ın tekelinde değildir"
Şafak, 'yüzde 5 intihal tespitinde' bulunan bilirkişi raporuyla ilgili de şunları söyledi:
"Ne yazık ki 1. Fikir ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi bizim sunduğumuz, yetkin isimlerin yer aldığı mütalaayı göz önünde bulundurmak yerine, edebiyat konusunda hiçbir yetkinliği ve uzmanlığı olmayan bir bilirkişi atamıştır. Ki o bile iki kitap arasında ne satır satır, ne paragraf paragraf, ne sayfa sayfa (ya da blok blok) hiçbir alıntılama olmadığını açıkça belirtmiştir. Ama bununla yetinmeyip fikir haklarının korunması usulünde yeri olmayan “anahtar kelimeler” diye absürd bir kavram icat etmiştir. Bilirkişiye göre iki romanda yer alan anahtar kelimeler şu şekildedir: ‘İstanbul, apartman, sokak, kedi, çöp, puro, sigara.’ Bu kelimelerin iki romanda da yer alması nedeniyle ‘yüzde 5’lik’ benzerlik tespitinde bulunmuştur. Yani bu kadar akıl dışı zorlamaya rağmen hiç bir yetkinliği bulunmayan söz konusu bilirkişi bile bula bula yüzde 5’lik ‘anahtar kelime’ örtüşmesinden söz etmektedir. Bir dil bütün bir millete aittir. Bütün yazarlar aynı kelimeleri kullanır. “Beyoğlu, apartman, sokak, kedi, çöp, puro…’ kelimeleri ne Mine Kırıkkanat’ın ne de herhangi bir yazarın özel mülkü degildir."
Şafak, mahkemenin avukatlarının sunduğu uzman görüşlerini tamamen gözardı ettiğini ve yetkin bir bilirkişi atanması yönündeki ısrarlı taleplerini reddettiğini ifade etti.
"Maddi ve manevi tazminat davası da açıyoruz"
Şafak, açıklamasını şöyle noktaladı:
"Açıklamanın başında belirttiğim üzere bu ne bir hukuk davasıdır ne de uzun vadede sadece beni ilgilendirmektedir. Kırıkkanat’ın benimle uzun yıllara dayanan şahsi itişmesi, safi kötülükle beslenen karalama kampanyası elbette bana ait bir sorun gibi görünebilir. Fakat bu tür kötülükler, sadece kötüyü veya ona maruz kalanı etkilemekle kalmaz. Sinsice yayılır. Hukukla veya edebiyatla ilgisi olmayan bir usulle intihal kararı verilmesi, bugün beni ilgilendirse de, yarın her türlü yaratıcı eser üreten yazar, sinemacı ve sanatçıya bir tehdit olarak kullanılacaktır.
Avukatlarımızla birinci derece mahkemenin verdiği bu akıldışı davayı bir üst mahkemeye taşımakla kalmıyoruz, Kırıkkanat’a maddi ve manevi tazminat davası da açıyoruz. Ülkemizde eğer bir gram hukuk zemini kaldıysa, o zeminde sonuna kadar gideceğimizi, bunu tüm yazar ve sanat üreticileri için yapacağımızı belirtmek isterim."
Şafak'ın açıklamasının tamamına buradan ulaşabilirsiniz.