Politika

Ekrem İmamoğlu İstinaf'taki davaya ilişkin konuştu: Bizi yolumuzdan ayıramazlar, ülkemizi özgür kılacağız

07 Eylül 2024 15:36

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası aldığı İstinaf sürecindeki davaya ilişkin, ''Yenemeyeceği rakiplerini yargıyı alet ederek yarış dışı bırakmaya çalışıyorlar'' diyerek, ''Daha önce yaptılar ama bilsinler ki, yargısal tacizden sonuç almaları mümkün değildir. Ne bir önceki genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'na ne de bana ne de başka arkadaşlarımıza açacakları davalar bizi yolumuzdan ayıramazlar, amaçlarına da ulaşamazlar" ifadesini kullandı. İmamoğlu, "Bu millete ses olmaktan, hizmet etmekten var gücümle çalışmaktan asla vazgeçmeyeceğim. Bizim tek gücümüz var o da milletimiz. Bizi güçlü kılan yüce halkımız, ülkemizin geleceğine olan sarsılmaz inancımız yolumuzun pusulasıdır. Biliyorum ki yeni dünyada Türkiye hak ettiği yeri alacak. Adil, demokratik ve güçlü yapacağız ve biz yapacağız. Ülkemizi özgür kılacağız hem de çok yakın bir gelecekte. Milletle yeniden büyük bir hikaye yazacağız" şeklinde konuştu.

İmamoğlu hangi davadan bahsetti?

Ekrem İmamoğlu, ilk kez İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiği 2019 yılının kasım ayında Fransa'nın Strazburg kentinde düzenlenen Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi'ne davetli olarak katılmış ve bir konuşma yapmıştı.

O dönem Türkiye İçişleri Bakanı olarak görev yapan AK Parti İstanbul Milletvekili Süleyman Soylu, İmamoğlu için "Avrupa Parlamentosu'na gidip, Türkiye'yi şikayet eden ahmağa söylüyorum. Bunun bedelini bu millet sana ödetecek" demişti.

İmamoğlu ise Soylu'ya "31 Mart'ta seçimi iptal edenler ve dünyada, Avrupa'da, onların gözünde nereye düştüğümüz noktasında, o olan şeylere, biten şeylere baktığımızda, tam da işte 31 Mart'ta seçimi iptal edenler ahmaktır. Önce ona bir odaklansın." cevabını vermişti.

Bunun üzerine Türkiye'deki seçimleri organize eden Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) üyeleri hakarete uğradıklarını ve mağdur olduklarını belirterek İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na yazılı suç duyurusunda bulunmuştu.

Başsavcılığın hazırladığı iddianamede "kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı alenen hakaret" suçundan İmamoğlu'nun 1 yıl 3 ay 15 günden 4 yıl 1 aya kadar hapis cezasına çarptırılması istenmişti.

İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk ayağında Ekrem İmamoğlu'na 2 yıl 7 ay 15 gün hapis ve siyasi yasak cezası verilmişti.

Dava, son iki yıldır Türkiye'de "Temyiz Mahkemesi" olarak da kabul edilen Yargıtay'ın bir alt basamağı İstinaf Mahkemesi'nde görülmeye devam ediyor.

 

İBB Başkanı İmamoğlu, parti programının görüşüldüğü CHP'nin ATO Congresium'daki "İkinci Yüzyıl Değişim Kurultayı" adı verilen 20. Olağanüstü Kurultayı'nda yaptığı konuşmada, parti olarak son derece önemli bir süreçten geçtiklerini belirterek, "Bugün dünden daha demokratik, daha katılımcı ve daha özgürlükçü bir partiye uyandık. Bugün artık iktidar olmaya çok daha yakınız. Türkiye’yi daha demokratik, daha özgür ve daha eşit kılacak parti biziz" dedi. "Artık müzmin muhalefet dönemi bitmiştir, tarihe gömülmüştür" ifadesini kullanan İmamoğlu, "CHP değişmektedir. CHP artık iktidar olamayacağına inanan, partiyi yönetmeyi ülkeyi yönetmenin önüne koyanların partisi değildir, olamaz. Çünkü CHP, artık Türkiye’nin birinci partisidir. CHP, artık iktidar partisi olmalıdır, birinci partisi olması yetmez. ‘Cumhuriyet Halk Partisi iktidar partisi’ yazacağız inşallah bundan sonraki toplantılarda" şeklinde konuştu.

"Bizler hep birlikte güçlüyüz. Ülkemizi ve insanımızı tanıyoruz, samimiyiz, sorunlarını biliyoruz çünkü doğudan batıya memleketimizin her köşesinde vatandaşlarımızın arasındayız, onlarla nefes alıyoruz. İyi günlere doğru hep birlikte koşuyoruz" diyen İmamoğlu, şöyle devam etti:

"Kafanızdan silin geçmişte olanları. Sadece geleceğe bakın, Sadece gelecek için ne yapacağınızı düşünün ve o adımları atın. Çünkü ülkemiz Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına büyük sorunlarla karşı karşıya giriyor. Köklü kurumları zayıflamış bir devletle, işlevsizleşmiş bir meclisle, çökmüş bir adalet ve eğitim sistemiyle, demokratik bir dünyadan uzaklaşmış bir ülkeyle, yarısı yoksullaşmış bir nüfusla girdik.

TIKLAYIN - CHP İkinci Yüzyıl Değişim Kurultayı'nda ikinci gün| Özgür Özel'den Erdoğan'a: Cesaretiniz varsa Kasım 2025'te erken seçim yapalım

"İktidar hepimizi yoksullukta ve yoklukta eşitledi"

İktidar iş başına geldiğinden bu yana ülkenin ana motor gücü orta sınıfı yok etti. Milletin evlatlarını perişan etti, ulusal varlıklarımızı yok etti. Üretici borcun altında eziliyor iflas ediyor. Bu iktidar neyi başardı biliyor musunuz? Daima bereket bölgesi olmuş bu memleketi gıda enflasyonunda birinci olmayı başardı. Hepimizi bir konuda eşitledi; yoksullukta ve yoklukta eşitledi. Evde çorba kaynamıyor. Ömrünü çalışarak geçirmiş emekli ailesi perişan. Gençler üzgün ve umutsuz. Mülakatlarda dışlamayı ve kayırmacılığı görüyor.

"Bu kahredici tabloyu değiştirecek güç sizlersiniz, bizleriz"

Dünyada örneği olmayacak şekilde bu cennet vatanın vatandaşlığı para ile satılıyor. Milletin iktidardan ümidinin kalmadığını görüyoruz. Bunun için sorumluluğumuz çok büyük. Çünkü demokrasimiz, ekonomimiz, geleceğimiz tehdit altında. Bunu kabul edemeyiz. Bu kahredici tabloyu değiştirecek güç sizlersiniz, bizleriz; kurulduğu günden bu yana Türkiye’de medeniyetin, kalkınmanın, bereketin timsali olmuş CHP’lilerdir.

Türkiye uzunca zamandır krizle sarsılıyor, dünyanın ilerleyişi sırasında geri kalıyor. İlk yapmamız gereken her yaştan, her kesimden vatandaşlarımızı dikkat ve empati ile dinlemektir. Millete kulak verdiğimizde duyduğumuz ‘biz 86 milyon yurttaş olarak zengin ve güçlü bir ülkede özgür ve refah içinde yaşamak istiyoruz’ diyorlar.

"Bizim için anahtar sözcükler ‘değişim’ ve ‘yeniden inşa’dır"

Her vatandaşını mutlu hissettiren, 86 milyon vatandaşını memleketin eşit hissedarı hissettiren bir Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz. Bizim için anahtar sözcükler ‘değişim’ ve ‘yeniden inşa’dır. Tam 101 yıl önce mazlumlara ilham kaynağı olunduğu gibi bugün de takip eden değil yol açan yol gösteren olmalıyız."

Bugün program kurultay sürecinin başlayacağını ifade eden İmamoğlu, şöyle devam etti:

''Hedefimiz iktidar. Bu memleketin bize ve anlayışımıza ihtiyacı var. Her adımımızın bu hedefle ilişkisi var. Bütün örgütümüzün her birinin her kararında ve her adımında kendisine sorması gereken tek soru var ‘bu adımım bizi iktidara yaklaştırıyor mu?’ Artık her birimizin her bir diğerini bu kriterle ölçmemiz gerekiyor. Hep bu soru zihinlerimizde yankılanmalı. Bu soruyu her gün ibadet eder gibi günde 5 kere sorması gerekir. 412 belediye başkanı ‘benim bugünüm partimi iktidara yakınlaştırdı mı uzaklaştırdı mı?’ diye sormalı.

"Seçmen bize henüz ‘ülkeyi siz net olarak yöneteceksiniz’ demedi ama diyecek"

Her seçimi kazanmak için ortak akılla hareket etme şartı var. Türkiye milletçe, toplum olarak seçtiklerinden icraat bekler; icraatçi, aktif yöneticiler, ekipler, süreçler, liderler bekler. Bizim işimiz bugün belediyelerde yarın iktidarda yurttaşın istediği adaleti, refahı ve güvenlik duygusunu hep birlikte vermektir. Aklın ve bilimin rehberliğinde çok, disiplinli ve ahlaklı çalışmamız gerektiğini hepimiz biliyoruz. Millet bize yerel seçimlerde 'şehirleri sizin adaylarınızın daha iyi yöneteceğinize' inanıyoruz dedi. Fakat seçmen bizi tartıyor, gözlüyor. Henüz bize ülkeyi siz net olarak yöneteceksiniz demedi ama diyecek. Biz bu sürecin en önemli lokomotifiyiz.

"Millet için yeni bir hikaye tarif edecek zaman gelmiştir"

Belediye başkanlarına seslenerek genel seçimleri kazanma noktasında çok büyük bir etkiye sahip olduklarını belirten İmamoğlu, "Unutmayalım ki her belediyemiz mercek altındadır. Belediyelerimizim başarısı iktidar yolunda çok önemli bir kaldıraç" dedi. İmamoğlu, şunları söyledi:

"Dünya köklü bir değişimden geçiyor, haritalar değişiyor, güç dengeleri değişiyor. Türkiye değişen bu dünyada kendisine yeni bir yer arıyor. Partimiz her alanda yeni ve güçlü bir hikaye yazmak için ortak akıl toplama vakti gelmiştir. Bunun bugün gongu çalıyor. Milletin bildiğini millete anlatma zamanları geçti. Millete daha fazla nasıl da geçinemediğini anlatma vakti geçmiştir. Bize, bizi gören vatandaşımız ‘bana ne yapacaksın onu anlat’ diyecek. İyi geçinemediğinin nedenini millet biliyor zaten 31 Mart’ta bu konuda el sıkıştık anlaşma tamam, şimdi el sıkışmamız gereken şey milleti buradan çıkartanın biz olacağımız. Millet henüz buna 'evet' demedi. Bu yüzden millet için yeni bir hikaye tarif edecek zaman gelmiştir. Türkiye’nin ve dünyanın en iyi uzmanlarını, siyasetin en doğrusunu CHP ile buluşturmalıyız.

Dün tüzüğü hazırladık ya benim için program bundan bin kat daha önemli. CHP, mağdurların sözcüsü, kapsayıcı ve halkçı bir partidir. CHP, ikinci yüzyılda ülkemizi sıçrayarak kalkındıracak, zenginleştirecek ve demokratikleştirecektir nokta.

"Halkımız nazarında yegane alternatif iktidarı sadece biziz"

Düşmanın da dostun da gözü burada. Bugün buradan öyle bir çıkalım ki bizi çare olarak gören gözü yaşlı analarımızın, pırlanta gençlerimizin gönlü ferahlasın. Yıllardır bu partiyi karıştırmak için her türlü imkanı kullananların, yakın çevrelerine televizyon kurduranların heveslerini var mısınız kursaklarında bırakalım? Halkımız nazarında yegane alternatif iktidarı sadece biziz, bu hayallerini heba edemeyiz.

Ülkemize demokrasiyi getirmek için mücadele eden bizler partimizin daha da demokratikleşmesi için mücadele edeceğiz bunun için ön seçimi savunduk. Artık milletvekillerimizin yüzü halka daha fazla dönük olmak ve milletin takdirini toplamak zorunda. Bunun için kollarınızı açın gelen herkesin ellerini sıkın ve ‘baba ocağınıza hoş geldiniz’ deyin. Bunu demezseniz olmaz.

"Dönem sıralamaları ile kimsenin yolunun tıkanmasına izin vermeyeceğiz"

Partimiz kutsal değil. Partiyi kutsallaştırırsak bugünkü parti devleti anlayışına doğru gideriz. Bizim kutsalımız milletimiz, vatanımız. Partimiz devletimize, bayrağımıza, bu cennet vatana hizmet etmekteki aracımız, kurumumuz. Böyle bakmalıyız. Kişi hukuku değil, yoldaşlık hukukudur tesis etmek istediğimiz. Birbirimizi incitmemizin bize bir faydası yok. Kucaklaşacağız. Bütün bu değişim süreci boyunca azalmanın değil, çoğalmanın peşinde olacağız. Küçük hesapların değil, büyük hedeflerin yolcusu olma iradesine koşacağız. Dönem sıralamaları ile kimsenin yolunun tıkanmasına izin vermeyeceğiz. Onun için ben yol arkadaşlığını, takım arkadaşlığını çok seviyorum. Yorulanın takım arkadaşına bayrağı teslim etmesini gururla seyredeceğiz."

"Hiç yaşanmamış bir üye katılımı kampanyası başlatmanızı istiyoruz"

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve Genel Sekreter Selin Sayek Böke’ye seslenen İmamoğlu, "Tam sırasıdır, biliyorum çalışmalarınız var. Hızlıca yeni programın oluşumuyla birlikte ardına kadar kapılarını açacağımız partimize hiç yaşanmamış bir üye katılımı kampanyası başlatmanızı istiyoruz" dedi.

"Artık müzmin muhalefet dönemi bitmiştir, tarihe gömülmüştür"

"Artık müzmin muhalefet dönemi bitmiştir, tarihe gömülmüştür" diyen İmamoğlu, konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı:

"CHP değişmektedir. CHP artık iktidar olamayacağına inanan, partiyi yönetmeyi ülkeyi yönetmenin önüne koyanların partisi değildir olamaz. Çünkü CHP artık Türkiye’nini birinci partisidir. CHP artık iktidar partisi olmalıdır, birinci partisi olması yetmez. ‘Cumhuriyet Halk Partisi iktidar partisi’ yazacağız inşallah bundan sonraki toplantılarda.

"Sandıkta başa çıkamayınca yargıyı sopa gibi kullanmaktan imtina etmiyorlar"

Türkiye’de uzunca süredir siyaset alanı yargı eliyle dizayn edilmeye çalışılıyor. Hiç bir oyunda kurallar oyuna başladıktan sonra değişmez. Sandıkta başa çıkamayınca yargıyı sopa gibi kullanmaktan imtina etmiyorlar. Aslı astarı olmayan, ceviz kabuğu doldurmayacak işlerden soruşturmalar, iddianameler gırla gidiyor. Amaçlarını iyi biliyoruz. Ne kendileri ne de izledikleri yol bize yabancı değil. Yenemeyeceği rakiplerini yargıyı alet ederek yarış dışı bırakmaya çalışıyorlar. Daha önce yaptılar ama bilsinler ki yargısal tacizden sonuç almaları mümkün değildir ne bir önceki genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'na ne de bana ne de başka arkadaşlarımıza açacakları davalar ile ne bizi yolumuzdan ayırabilirler amaçlarına da ulaşamazlar. Er meydanında töreyi bilen pehlivan faul yapmaz. Geleneği, ahlakı bilen hakim taraf tutmaz. Rekabetin denklemi mahkemelerde kurulmaz, kurulamaz. Bu denklemi siz kurmadınız ki bozasınız. Bozamayacaksınız, millet bozdurmayacak. Siyasi yarışın denklemini millet kurar, millet bozar. 23 Haziran’da sizi demokrasi tokadıyla uğurladıkları gibi yine uğurlayacaklar.

"Ülkemizi özgür kılacağız, hem de çok yakın bir gelecekte''

Bu millet kalbinde yer açtığını iktidarın telkiniyle korkusuyla terk etmez. Biz milletimizle birlikte ülkemiz için yeni bir rota inşaa ediyoruz. İktidarın gittiği fakirlik, otoriterlik keyfilik rotası. Bizim ki o rota değil. Bizimki atamızın çizdiği muasır medeniyetler rotasıdır. Ne yaparlarsa yapsınlar ne bizi ne de bu aziz milleti kutsal akdimizden asla uzaklaştıramayacaklar. Ne yaparlarsa yapsınlar yine kazanacağız. Bu millete ses olmaktan, hizmet etmekten var gücümle çalışmaktan asla vazgeçmeyeceğim. Bizim tek gücümüz var o da milletimiz. Bizi güçlü kılan yüce halkımız, ülkemizin geleceğine olan sarsılmaz inancımız yolumuzun pusulasıdır. Biliyorum ki yeni dünyada Türkiye hak ettiği yeri alacak. Adil, demokratik ve güçlü yapacağız ve biz yapacağız. Ülkemizi özgür kılacağız hem de çok yakın bir gelecekte. Milletle yeniden büyük bir hikaye yazacağız."(ANKA)