Yaşam

Ecem yaşasaydı bugün 16 yaşında olacaktı

12 yıl önce Türkiye’yi yasa boğan Marmara Depremi’nin üzerinden tam 12 yıl geçti.

17 Ağustos 2011 03:00

T24 - 12 yıl önce Türkiye’yi yasa boğan Marmara Depremi’nin üzerinden tam 12 yıl geçti. Ama acılar tazeliğini koruyor, özellikle de evlat acısı yaşayanlarınki...


Merkez üssü Kocaeli’nin Gölcük ilçesi olan ve 17 Ağustos 1999 günü saat 03.02’de meydana gelen, Richter ölçeğine göre 7.4 büyüklüğündeki deprem, bir kez daha yürekleri yaktı.


Çünkü büyük felaketin bugün 12. yıldönümü ve yakınlarını kaybedenlerin acıları tazelendi. Çünkü büyük felakette kimi anasını, kimi babasını, kimi eşini, kimi kardeşini kimi evladını, kimi de hepsini birden kaybetti. Kaybedilen her can, başka yüreklerden kopan bir parcadır.


Ancak en çok acı veren en derin yarayı açan hiç kuşkusuz evlat kaybıdır. Anadolu Ajansı, “O gece evlat acısını yaşadılar” başlığıyla o en büyük yarayı yüreklerinde taşıyanların öykülerinden bir derleme yaptı.
 



Aldığı hediyeleri 12 yıldır saklıyor


Ağrı’da vatani görevini yaptığı sırada 17 Ağustos 1999 Marmara depreminde 1.5 yaşındaki oğlu ve hamile eşini kaybeden Erkan Saraç, depremden sonra askerden izne gelirken olaydan habersiz bir şekilde eşine ve çocuğuna aldığı hediyeleri 12 yıldır saklıyor. İzmit’teki Arızlı Irak Konutları’nda anne-baba ve kardeşiyle yaşayan 30 yaşındaki Erkan Saraç, iki yıl evli kaldığı eşinin ölümünden sonra evlenmeyi hiç düşünmediğini belirterek, “Çok severek evlendim. O yüzden evlenmeyi hiç düşünmedim. İzne gelirken eşime ve oğluma aldığım hediyeleri 12 yıldır saklıyorum. Hediyelere bakıp karımı ve çocuğumun anısını hatırlıyorum” dedi.



Oğlunun ve eşinin fotoğraflarına dahi bakamıyor


Kocaeli’de 17 Ağustos Marmara depreminde eşi, oğlu, annesi ve kardeşini kaybeden Ülkü Karahan, enkaz altında 48 saat birlikte kaldığı kızı sayesinde yeniden yaşama tutundu ancak ölen oğlu ile eşinin fotoğraflarına 12 yıldır bakamıyor. İzmit’teki Arızlı Irak Konutları’nda yaşayan Karahan depremde, Başiskele ilçesi Yuvacık mevkisinde oturduğu evle birlikte 5 binanın yıkıldığını kızı ve kendisi 48 saat sonra canlı kurtarılırken, eşi ve oğlunun enkazda can verdiğini belirterek, şunları söyledi:


“3 ay tedavi oldum. Kızımı bu süre zarfında göremedim. Oğlum ve eşimin öldüğünü ise 3 ay sonra söylediler. 11 yaşında vefat eden oğlum, benim kıymetlim, canım, her şeyimdi. Şimdi ismini söyleyemiyorum, yazamıyorum da... Hem oğlumun hem de eşimin fotoğrafına 1 kez bakamadım. Fotoğraflarına bakacak cesareti kendimde bulamıyorum.”



Yeni çocukları hayata tutan bağ oldu


Kocaeli’de 17 Ağustos Marmara depreminde tek evladı 7 yaşındaki oğlunu kaybeden ve o döneme kadar ikinci çocuğu olmayan 42 yaşındaki Meryem Kavşut, deprem sonra dünyaya gelen 2 evladıyla hayata yeniden bağlandı. Ancak 7 yaşında kaybettiği oğlunu her anımsadığında gözyaşlarına boğulan Kavşut, “Ömer’im yaşasaydı şimdi askerlik çağına gelmiş olacaktı. Oğlumun emsalleri askere gidiyor. Tabi insan ister istemez yaşasaydı o yaşta olacaktı diye üzülüyorum” dedi.



Çok katlı binalara giremiyor


Kocaeli’de 17 Ağustos 1999 Marmara depreminde oğlu ve eşini kaybeden Huriye Özdemir, aradan geçen 12 yıla rağmen yeniden enkaz altında kalma korkusuyla çok katlı binalara giremiyor ve geceleri de gün ışıyana kadar uyuyamıyor. 49 yaşındaki Özdemir, 17 Ağustos gecesini anlatmanın çok zor olduğunu belirterek, “Enkaz altında 2 güne yakın kaldım. Kurtaramadım oğlumu, hiç bir şey yapamadım. Oğlum 11, eşim 39 yaşındaydı. Beni çıkarttılar ama nasıl yaptılar bilemiyorum” dedi.



Törenler dün başladı


Depremde hayatını kaybedenler için, Kocaeli’nin merkez ilçesi İzmit ile depremin merkez üssü olan Gölcük ağırlıklı olmak üzere birçok yerleşim biriminde anma etkinlikleri yapıldı. Gölcük’te dün akşam (16 Ağustos Salı) başlayan ve bilim adamlarının da katıldığı tören saat 03.02’ye kadar sürdü. Depremin olduğu o satte saygı duruşunda bulunulup denize elenk bırakıldı.


Dün saat 18.00’de zmit’te de Türkiye Mimar ve Mühendisler Odası’nın düzenlediği “Depreme Duyarlılık Yürüyüşü” yapıldı.