Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu’nun 2010 yılından bu yana Türkiye çalışmalarını üstlendiği CDP’nin 2022 yılı İklim Değişikliği ve Su Programı Türkiye sonuçları ve lider şirketler, 25 Nisan’da yapılan “CDP Türkiye 13. İklim Değişikliği Konferansı ve Ödül Töreni” ile açıklandı.
Türkiye sonuçlarına göre, 2022 yılında, CDP'nin üç temel programı olan iklim değişikliği, su güvenliği ve ormansızlaşma kapsamında çevresel verilerini açıklayan şirketlerin oranında %21'lik bir artış görüldü.
CDP aracılığı ile yapılan raporlamalara göre, 2022 yılında Türkiye’de şirketler tarafından belirlenen risklerin toplam finansal etkisi 24 milyar dolar civarındayken, bu risklere karşı tedbir almak için gereken rakam 2.6 milyar dolar.
Türkiye çalışmalarını Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu’nun üstlendiği dünyanın en büyük çevre raporlama platformu olan CDP’nin 2022 yılı Türkiye Sonuçları, 25 Nisan 2023, Salı günü, CDP Türkiye 13. İklim Değişikliği Konferansı ve Ödül Töreni ile açıklandı.
Garanti BBVA’nın ana sponsorluğunda Türkiye faaliyetlerini gerçekleştiren CDP Türkiye’nin 2022 yılına ait analizlerini ve bulgularını içeren “İklim Değişikliği & Su Programı 2022 Türkiye Sonuçları Raporu” ve CDP’nin Global Derecelendirme Metodolojisine göre belirlenen CDP Global ve CDP Türkiye Liderleri etkinlik sırasında kamuoyu ile paylaşıldı.
Açıklanan sonuçlara göre Türkiye’de raporlama yapan şirketlerin %95’i iklimle ilgili riskleri tanımlarken, bu risklerin işletmeleri üzerinde önemli bir finansal veya stratejik etki potansiyeli olduğuna dikkat çekiyor. Şirketlerin %96’sı iklim kaynaklı potansiyel fırsatları belirlemiş durumda; ancak, iklimle alakalı tanımlanan toplam risk miktarı (576), raporlanan fırsatların (208) neredeyse 3 katı.
Türkiye’de CDP aracılığı ile yapılan raporlamalara göre iklim risklerinin potansiyel finansal etkisi, bu risklere müdahale etmek için gereken maliyetten çok daha fazla. 2022 senesinde, ülkemizde, şirketler tarafından belirlenen risklerin toplam finansal etkisi 24 milyar dolar (9 katı) civarındayken, şirketler bu risklere karşı tedbir almak için 2.6 milyar dolar gerektiğini raporladı. Türkiye’de şirketler tarafından en fazla raporlanan risk faktörü, karbon fiyatlandırma mekanizmaları oldu.
İklim değişikliği ve sürdürülebilirlik raporlamasının evrimi
CDP’nin bu seneki konferansı ‘İklim Değişikliği Raporlamasının Evrimi: Gönüllü Raporlamadan Zorunlu Raporlamaya Doğru’ teması ile gerçekleştirildi. Konferansta, tüm dünyada yaygınlaşmaya başlayan ve Türkiye’de çok daha etkin bir şekilde uygulanması planlanan zorunlu sürdürülebilirlik raporlaması konusu ele alındı. Yıllardır şirketlere gönüllü raporlama yapabilecekleri bir platform sunan CDP, bu amacını genişleterek zorunlu raporlama konusunda da şirketlere destek olmaya devam edeceğini gösterdi.
Konferansın açılış konuşmasını Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Işıl Akdemir Evlioğlu gerçekleştirdi ve konuşmasında “Uzun yıllardır iş birliği içinde olduğumuz CDP Türkiye’nin her geçen yıl güçlenerek büyüyen etki alanına 2022 sonuçları ile bir kez daha şahit olduk. Biz de Garanti BBVA olarak 2009 yılından bu yana CDP İklim Değişikliği, 2015 yılından beri de CDP Su Programı’na şeffaf şekilde raporlama yapıyoruz.” dedi.
''Standartların benimsenmesini ve uygulanmasını sağlamak, güçlendirmek ve geliştirmek için çalışıyoruz''
Konferansın ana konuşmacılarından olan Uluslararası Finansal Raporlama Standartları (IFRS) Vakfı/ ISSB Strateji Direktörü Mardi McBrien, tüm dünyada sürdürülebilirlik raporlaması kapsamında yapılan çalışmalara ve yakın zamanda hayata geçecek yeni uygulamalara değindi. McBrien konuşmasında şu değerlendirmeyi yaptı:
“ISSB olarak bizim rolümüz, sürdürülebilirlik raporlamaları için küresel bir temelin sağlanması adına standartlar geliştirmektir. Dünyanın dört bir yanındaki yatırımcıların şirketleri etkileyen sürdürülebilirlik riskleri ve fırsatları hakkında yüksek kaliteli bilgiye sahip olmasını ve bunların dünya genelinde karşılaştırılabilir olmasını istiyoruz.
Standartların nihai hale getirilmesinin yanı sıra, bu standartların benimsenmesini ve uygulanmasını sağlamak, güçlendirmek ve geliştirmek için çalışıyoruz. Küresel bir raporlama standardının özellikle gelişmekte olan ekonomilerde bilgiyi iyileştirme ve böylece gerekli yatırımlar için finansmanı artırma potansiyeli olduğunu düşünüyor ve bu nedenle bölgesel standart belirleyiciler ve ilgili yerel paydaşlarla yakın bir şekilde çalışmanın önemine inanıyoruz.”
''Sürdürülebilirlik konusunda nitelikli adımlar atacaktır''
Konferansın diğer ana konuşmacısı Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu Kamu Gözetimi Başkan Yardımcısı Murat Yünlü ise konunun Türkiye özelinde gelişimini ve gelecek öngörülerini aktardı. Yünlü konuşmasında “Şirketlerin faaliyetlerini dünyaya ve topluma karşı daha sorumlu ve duyarlı olarak yürüten işletmeler hâline gelmeleri ancak sürdürülebilirliğe ilişkin açıklamaların, finansal bilgilerle aynı titizlik, kalite ve küresel karşılaştırılabilirlikte açıklanmasıyla sağlanabilir.
Bu doğrultuda Kurumumuz; uygulamada birliği ve sürdürülebilirliğe ilişkin raporlamaların uluslararası alanda geçerliliğini sağlamak üzere Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartlarını belirleyip yayımlamak, uygulama kapsamını belirlemek, güvence denetimlerini üstlenecek denetçileri yetkilendirmek ve söz konusu denetimlerin gözetimini yapmak suretiyle sürdürülebilirlik konusunda nitelikli adımlar atacaktır.” dedi.