İstanbul Üsküdar’da Türkiye’nin tek, dünyanın ise 18'nci uçurtma müzesi olan Mehmet Naci Aköz Uçurtma Müzesi, 6 kıta ve 39 ülkeden toplanarak Türkiye’ye getirilen toplam 3 binin üzerinde uçurtmaya ev sahipliği yapıyor.
Müze kurucusu Aköz, çocukluktan gelen uçurtma sevgisi ile uçurtma yapmaya başladığını belirtti. Aköz, para kazanmak için başladığı uçurtma serüvenine STK’lar kurarak devam ettiğini, 2005 yılında ise Türkiye’de ilk olma özelliği taşıyan uçurtma müzesini kurduğunu söyledi. Uçurtmanın 2 bin 500 yıllık tarihi olduğunu vurgulayan Aköz, uçurtmanın aynı zamandan bir ülkenin tarihini, kültürünü yansıttığını ifade etti.
"Uçurtma beni en etkileyen oyuncaktı"
Uçurtmaya ilgisinin çocukluktan başladığını belirten Aköz, uçurtma sevgisinin nasıl başladığını şöyle anlattı:
“Uçurtma benim hayatımda 2 ayrı dönemde varlığını gösteriyor. İlk olarak 1958 yıllarında Üsküdar’da çocukluğumda sokak oyunlarıyla büyüdük. Erkek çocukların sevdiği oyuncaklar misket, topaç, çember, top ve uçurtmaydı. Uçurtma beni en etkileyen oyuncaktı. 3 tane ağaç, gazete kağıdı ve mutfaktan aşırdığınız unu macun yaparak yapıştırıyorsunuz. Üsküdar balıkçılar çarşısında esnafın çöpe attığı kasalardaki pamuklu ipleri alarak uçururduk.”
"İlk defa Türkiye’de uçurtmalılar birliğini kurdum"
“Uçurtma hayatımda 2’inci dönem olarak yetişkinlikte kendini gösterdi. Babam terziydi onunda çalışırken, geçim sıkıntısı nedeniyle uçurtma yaparak oyuncakçılara, kırtasiyelere satmaya başladım. 1984 yılında ilk defa Türkiye’de uçurtmalılar birliğini kurdum. Bu birlik 10 yıl sonra dernekleşerek Türkiye’nin ilk uçurtma derneği oldu. 1998 yılında Türkiye’nin ilk uçurtma kulübünü, 2005 yılında uçurtma müzesini, 2006 yılında uçurtma okulunu, 2015 yılında ise uçurtma kütüphanesini kurdum. Türkiye’de çok sayıda uçurtma yarışlarına katılarak, etkinlikler düzenledim.”
“Türkiye’de ilk olma özelliğini taşıyor”
“Amerika’dan Afrika ülkelerine kadar, Uzak Doğudan, Orta Doğuya kadar Asya’dan Avrupa’ya kadar bir sürü ülkeye giderek uçurtma ile ilgili yayınlar getirdim. Bir süre sonra topladığım ürünlerin bir koleksiyon olduğunu fark ettim. Uçurtma müzesi kurabileceğimi zihnimde canlandırmaya başlarken, 7 yıl sonra müzeyi kurdum.
2005 yılında uçurtma müzesini kurduğumda 6 ülkeden 5 yüz adet uçurtma vardı. Oysa bugün 6 kıta 39 ülkeden 3 bine yakın uçurtma bulunuyor. Müzemizde çok özel uçurtmalar var, gittiğim her ülkeden o ülkenin geleneksel modellerini getirmeye çalışıyorum. Uçurtma bizde 2 bin 500 yıllık bir oyuncak, oysa dünyada sanat kültür ve spor gibi bilimsel çalışmayla iç içe bir üründür. Bu anlamda müzemiz özel bir müze, ama burası sadece çocukların değil büyüklerinde zevk aldığı bir yer. Müzemiz dünyada 18. Türkiye’de ilk olma özeliğini taşıyor.” (İHA)