Dünya Sağlık Örgütü'nün yaptığı bir araştırmaya göre eğitim programlarında seksten alınan zevkten bahsetmek, güvenli seks için verilen mesajların daha etkili olmasını sağlayabiliyor.
Araştırma, bu yaklaşımı benimseyen eğitim programlarının sadece korunmasız seksin tehlikelerine odaklanan diğer programlara göre daha başarılı olduğunu ortaya çıkardı.
Buna göre korku yerine alınan zevki vurgulamak güvenli seksi teşvikte daha etkili oluyor.
Plos One dergisinde yayınlanan araştırmada, tıp literatürü taranarak, farklı güvenli seks programlarının sonuçları değerlendirildi.
Projelerden bir kısmında zevk almanın da teşvik edildiği, bu projelerin prezervatif kullanımını artırdığı gözlendi.
Dünyada her gün bir milyon kişi cinsel yoldan bulaşan hastalıklara yakalanıyor. Bunların çoğunluğunda belirti görülmüyor.
Prezervatif kullanımı, gebeliği önleme dışında bu hastalıkların önüne geçmek açısından da önem taşıyor.
Her yıl cinsel sağlık ve üreme sağlığı için milyarlarca dolar harcanmasına karşın güvenli seks için yürütülen programlarda, seksin başlıca nedenlerinden birine, insanların keyif almak için seks yaptıklarına genelde değinilmiyor.
Dünya Sağlık Örgütü ekibiyle birlikte çalışan The Pleasure Project adlı grubun kurucusu olan halk sağlığı uzmanı Anne Philpott, bu grubu 2004 yılında, "kimsenin seksin motivasyonlarından bahsetmediği bitmek tükenmek bilmez AIDS toplantılarından bıktığı için" kurduğunu söylüyor.
Philpott, "Zevk almak, seks yapmanın en büyük amaçlarından biri ama seks eğitimlerinde ve cinsel sağlık programlarında hiç yer almıyor" diyor.
Philpott, prezervatiflerin zevk veren ürünler olarak pazarlanması gerektiğini söylüyor.
Araştırmayı kaleme alan uzmanlardan Dünya Sağlık Örgütü görevlisi Dr Lianne Gonsalves de "Mesaj basit" diyor:
"İnsanların seks yapma nedenlerini daha iyi yansıtan programlar, sağlık açısından daha başarılı oluyor."