Science Dergisi’nde yayınlanan rapora göre şu an 7,2 milyar olan küresel nüfusun 2050’de 9,6, yüzyılın sonunda yani 2100’de ise 10,9 milyara varması bekleniyor. Ortalama değerleri belirten bu sayılar standart sapmalar dikkate alındığında 2100 tarihi için 13,2 milyar gibi bir sayıya işaret ediyor.
Son veriler, 21. yüzyılda büyümenin duracağına dair geçmiş iyimser tahminlerin artık çok da geçerli olmadığının sinyallerini verdi. Araştırmaya göre, şu an 1 milyar civarında bir nüfusa ev sahipliği yapan Afrika yüzyılın sonunda 3,1 ila 5,7 milyar arasında bir nüfusa sahip olacak.
Yiğit Kocagöz’ün Sol Haber Portalı’nda yer alan haberine göre, Afrika, Asya ve Güney Amerika gibi yoğun nüfuslu pek çok coğrafyada yıllardır doğum oranlarında bir düşüş yaşanmakta, ancak bu düşüş, nüfus patlamasını önleyecek büyüklükte ve süreklilikte gerçekleşmiyor.
Ülkeler ve kıtalar arasında kültürel farklar da nüfus artışını önemli ölçüde etkiliyor.Hali hazırda Afrika’da ideal bir aile kadın başına 4-5 çocuk gibi bir nüfusa sahip. 160 milyonluk nüfusa sahip Nijerya’nın 2100 yılına gelindiğinde 3 ila 5 katı arasında yani , 532 ila 914 milyon gibi bir nüfus erişeceği tahmin ediliyor.
Zengin ülkeler ise nüfus yaşlanmasından muzdaripler, ancak göç ve sermaye ihracı sayesinde sorun yaşamıyorlar. Öte yandan ekonomisi son on yıllarda büyüyen ama halen kişi başına geliri çok düşük olan Brezilya, Hindistan ya da Çin gibi ülkelerde de nüfus artışı yavaşlamış durumda ve bu ülkeleri önümüzdeki elli yılda ciddi bir yaşlı nüfus yoğunluğu bekliyor. Yani 21. yüzyılın nüfus artışı bugünün en fakir bölgelerini etkileyecek.
Başta fakir ülkeler olmak üzere tüm dünyada aile planlama alanında çalışmalar hızlandırılmaz ve yaklaşan büyük nüfus patlaması için sosyal hizmet, sağlık ve gıda gibi konularda ciddi önlemler geliştirilmezse insanlığın gelecek yüzyılla olan savaşı sanıldığından çok daha zorlu koşullarda geçecek.