"İnternet erişimine sahip bir bilgiyarım olduğunda tüm hayatım değişti."
BM Çocuklara Yardım Fonu'nun (UNICEF) raporunda, Ivan Bakaidov adlı gencin bu sözlerine yer veriliyor. Ancak onun amacı sanal âlemde gelişigüzel vakit geçirmek ya da sohbet etmek değil. Doğuştan spastik felçli olan 18 yaşındaki Ivan, İstanbul'daki Dünya İnsani Yardım Zirvesi'nin katılımcılarıya ses komutlu bilgisayarında yazdığı metni paylaştı.
Kendisi gibi konuşma ve yazma yetisinden yoksun olanlar için geliştirilen özel yazılımda, tek tek kelimeler yerine cümle kalıpları kullanılarak daha seri bir anlatım imkanı sağlanıyor. Ivan, bilgisayarın ses yazılımı aracılığıyla yaptığı konuşmasını şu sözlerle bitirdi:
"Umarım iletişim teknolojisi gelişmeye devam eder ve böylece benim gibi insanlar da seslerini duyurmaşı başarır."
İnternet erişimine en çok ihtiyaç duyanlar, tıpkı Ivan gibi bedensel engelli ya da başka açılardan dezavantajlı olanlar. Nitekim UNICEF'in "Dijital Dünyada Çocuklar" adlı raporunda da bu noktaya vurgu yapılarak "Özellikle engelli çocuklar için çevrimiçi olmak fırsat eşitliği, çevrimdışı olmak ise dışlanmak anlamına geliyor" ifadelerine yer verildi.
Raporu DW'ye değerlendiren UNICEF Almanya'nın sözcüsü Rudi Tarneden, gelişmekte olan ülkelerdeki engelli gençlerin internet erişiminde genelde büyük zorluklarla karşı karşıya bulunduğunu belirterek "Bu ülkelerin çoğunda özel teşvikler yok denecek kadar az. Daha iyi bir teknik donanım, bu çocukların içinde bulundukları durumu bariz şekilde kolaylaştırabilir" şeklinde konuştu.
İnternet yok, para az
UNICEF'in raporunda, sanal dünyaya sorunsuz erişimi sağlayan teknik imkanların son derece dengesiz bir şekilde dağıldığı görülüyor. Araştırma için dünya genelinde akıllı telefon, tablet veya bilgisayar kullanan yaklaşık 63 bin çocuk ve gençle görüşülerek onlardan internetin hayatlarını nasıl değiştirdiğini anlatmaları istendi.
Sonuçta bu çocuk ve gençlerin yaklaşık üçte birinin sürekli olarak bir internet erişiminin olmadığı ortaya çıktı. Afrika'da ise bu oran daha da fazla: Burada 17-24 yaş grubundaki her beş kişiden üçü çevrimdışı. Avrupa genelinde ise aynı yaş grubunda her 25 kişiden birinin çevrimdışı.
"Dünyadaki dijital uçurum giderek büyüyor" diyen Rudi Tarneden sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu durum kabul edilemez. Çünkü eşitsizlik daha da artıyor. İnternet erişimi, sadece bilgi düzeyini değil, ilerideki gelir düzeyini de etkiliyor. Gelişmekte olan ülkelerde insanların yüzde 70'nin internet erişimli bir akıllı telefonu var. Ancak bundan mahrum olan yoksul yüzde 30'luk kesim daha da geri kalıyor. Onların iyi maaşlı nitelikli bir iş bulma şansları da hayli düşük."
Tarneden, internetin kuzey ve güney arasındaki farkı da yansıttığına işaret ederek "Özellikle Sahara'nın güneyindeki Afrika ülkelerinde çok az sayıda büyüme çağındaki gencin internete erişimi mümkün. Modern bilgi çağında bunun ne anlama geldiği kolaylıkla tahmin edilebilir" dedi.
Gıda ve battaniye kadar önemli
UNICEF'nin araştırma kapsamında görüştüğü çocuklardan biri de 12 yaşındaki Kamerun'da yaşayan Waibai. Küçük kız, "İnternetle tanışmam uzun sürdü. Hiç unutmam, bu yılın Ocak ayıydı. O zamana kadar internetin olduğunu dahi bilmiyordum" diyor. "Connect my school" (Okulumu bağla) adlı proje sayesinde okulunda uydu aracılığıyla internete girebilen Waibai'nin en sevdiği site ise sanal ansiklopedi Vikipedi. Kendisi aslen Nijeryalı. Ancak ailesiyle birlikte terör örgütü Boko Haram'ın mezaliminden kaçarak Kamerun'a sığınmış. Raporda, Waibai gibi mülteci çocukların dünyayı ve gerçek hayatı tanıyabilmesi için internetin büyük önem taşıdığına, ancak buna erişimin genelde çok zor olduğuna vurgu yapılıyor.
Afrika'ya yapılan yardımların genellikle gıda ve battaniye gibi acil ihtiyaçlara yönelik olduğunu hatırlatan UNICEF sözcüsü Rudi Tarneden, "Elbette bunlara öncelik verilmesi gerekiyor. Ancak çocuk ve gençler için bu yeterli değil. Onların yeni şeyler öğrenmeye de devam edebilmeleri ve dış dünya ile bağlarını koparmamaları gerekiyor. Bunun önemi yeni yeni farkedilmeye başlandı. Mülteci kamplarında UNICEF tarafından özel çocuk alanları oluşturuluyor. Buralarda çocuklar hem oyun oynuyor hem de internete bağlanabiliyor."
Stephanie Höppner
© Deutsche Welle Türkçe