Politika

DP lideri Uysal açıkladı: Altılı Masa, başörtüsü için yeni teklif hazırlıyor

"Seçim takvimi başlayana kadar aday açıklanmaz"

06 Ocak 2023 13:00

Eray Görgülü

Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Gültekin Uysal, Altılı Masa olarak başörtüsü ile ilgili yeni bir anayasa teklifi hazırlayacaklarını açıkladı. İktidarın referanduma gitme niyetiyle başörtüsü konusunu suistimal ettiğini belirten Uysal, Meclis’te grubu bulunan tüm partilere teklife destek olmaları çağrısında bulunacaklarını söyledi.

Uysal, gazete, televizyon ve internet medyasının temsilcileriyle bir araya gelerek gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Gelecek Partisi ev sahipliğinde düzenlenen Altılı Masa buluşmasına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Uysal, başörtüsü tartışmasına yönelik Altılı Masa olarak yeni bir hazırlık sürecinde olduklarını açıkladı.

"Muhalefet olarak ayrı bir teklifimiz olacak"

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başörtüsü teklifini referanduma götürme niyetinde olduğunu ve suistimal etmek istediğini belirten Uysal, şöyle konuştu:

Türkiye’de bugün başörtüsüyle ilgili aklı selim hiç kimsenin itirazı yok, ortak bir kabul ve ortak pratik var bu noktada. Gelinen noktada iktidarın teklifi var. Önümüzdeki hafta basına yansıyan şekliyle de siyasi parti gruplarıyla tekrar görüşmeler olacak. CHP’nin zaten bir yasa teklifi var ama dünkü değerlendirmemizde hem yasa hem anayasa teklifi sürecinde sadece Cumhuriyet Halk Partisi değil, Meclis’te temsiliyeti olan milletvekilleri olan, grubu olan partiler olarak biz hazırlığımızı gerçekleştireceğiz. Bu noktada muhalefet olarak ayrı bir anayasa değişikliği teklifimiz olacak. İktidarın manipülasyonlarına imkan vermeyecek şekilde sürecin işlemesini istiyoruz.

“İktidarın manipülasyonlarına imkan vermeyeceğiz”

Önümüzdeki hafta teklife yönelik çalışmanın somutlaşacağını da belirten Uysal, şöyle devam etti: ”Başörtüsü ile ilgili bu noktada teklifin verilmesi hususunu değerlendiriyoruz. Önümüzdeki hafta bunun çerçevesi netleşir. Çok temel olarak iktidarın metnindeki birtakım düzenlenmesi gereken hususların olduğu açık. Bizler bu noktada hazırlığımızı yaparak, farklı endişeleri giderecek iktidarın suistimallerine iktidarın manipülasyonlarına imkan vermeyecek şekilde bir sürecin işlemesini istiyoruz açıkçası.

“Tüm partilere destek için çağrımız olacak”

Uysal, anayasa değişiklik teklifi için 200 milletvekilinin imzasının gerektiği ancak Altılı Masa'yı oluşturan partilerin Meclis’teki sandalye sayısının 175 olduğunun hatırlatılması üzerine de, “Milletvekillerinin imzasına açmak noktasında bir düşüncemiz var. Anayasa değişikliklerinde parti disiplini çerçevesinde bağlayıcı bir karar alınamayacağını biliyoruz” dedi.

Uysal, Meclis’teki bütün siyasi partilere teklife destek olmaları çağrısında bulunacaklarını da belirterek, önümüzdeki hafta tekliflerinin netleşebileceğini dile getirdi. Uysal, muhalefet olarak tekliflerinin yalnızca başörtüsünü kapsayacağını, aile ile ilgili herhangi bir düzenlemeye gitmeyeceklerini de belirtti.

Seçim takvimi başlayana kadar aday açıklanmaz

Uysal, cumhurbaşkanlığı adaylığına yönelik sorularla ilgili de şu ifadeleri kullandı:

Çok uzun süredir sorulan soru cumhurbaşkanlığı adaylığı. Hedef, aday değil aday ve kadroyu paket program halinde milletin önüne koymak. Usuller modeller her siyasi parti farklı verilerden kaynaklardan kendi perspektifinde değerlendirerek, değerlendirme yapacaktır.

Usule ilişkin değerlendirme olmadı ama bu süreç hem birebir hem de karşılıklı değerlendirmeler yapılacaktır. 26’sındaki toplantılara kadar ikili, üçlü ziyaretler ile kademe kademe netleşecektir. 26’sı toplantı ve sonrası seçim takvimi başlayıncaya kadar ben adayın açıklanacağı kanaatinde değilim. Karşılıklı istişare ile takvim değişir. Ne 1 saat önce ne bir saat sonra tabi zamanlaması var saat işlemeye başladı.

Ekmeleddin İhsanoğlu tecrübesi ortada

Uysal, adayın Altılı Masa içerisindeki liderlerden birinin mi olacağına dair soruya da şu yanıtı verdi:
Adayın siyasi sorumluluğu olan icraat iddiası olan kişi olması, kişilerin karakterleri çok önemli. Milletin tercihleri belirli olacaktır. Adayı belirleme noktasındaki yaşadığımız süreç Ekmeleddin İhsanoğlu tecrübesi, 2018 tecrübesi ortada. Muhalefetin enerjisini en azami noktasında sandığa yansıtma yolu ortak adaydan geçmekte. Ortak fikri tüm liderler benimsedi. Ortak kararlılık ortak aday çıkması hususunda. Bir büyük sorumluluk var milletin beklentisi var. O beklentiyi zedeleyecek adım olmaz, o beklentiyi karşılayabilecek şekilde çalışma yürütüyoruz.

“Tüm genel başkanlar, bu iddiaya sahiptir”

Ortada ortak bir irade var. Ortak aklı hukuku kurum kültürünü merkeze alırken farklı uygulama olmaz. Siyasi sürecin etkin yürütülmesi için de ortak bir sorumlulukla yürüteceğiz. Seçilecek cumhurbaşkanının makamında sorumluluklar var o sorumlulukta o yetkilerini kullanacaktır. Bu çerçevede değerlendirme yapabilirim.

Kemal Kılıçdaroğlu ve isimler üzerinde hiçbir değerlendirme olmadı. Ortak bir aday çıkmıyorsa tüm genel başkanlar bu iddiaya sahiptir. Ana muhalefet meclisin ikinci büyük partisidir. Sayın Kılıçdaroğlu da bu süreçte değerlendirilecektir. Ben adayın, siyasi parti genel başkanlarından biri olması gerektiğini paylaştım.

Davutoğlu’nun sözlerine yanıt

Davutoğlu’nun katıldığı bir programda Altılı Masa'nın yönetim modeline ilişkin, “Cumhurbaşkanı içeriden veya dışarıdan olsun, genel başkanlar doğrudan karar süreçleri içerisinde imza yetkisine sahip bulunacaklar. Cumhurbaşkanı kadar her stratejik kararda imza yetkisine sahip olacak” sözleri ile ilgili de şöyle dedi:

30 Ocak’taki toplantıda, geçiş sürecine dair nihai çerçeve çıkacak. Ben, Sayın Davutoğlu benzer açıklama yapmak istemem. Şunu ifade edeyim, bu süreç karşılıklı işbirliği ve mutabakat süreci. Kamuoyuna açıklandıktan sonra değerlendirme yaparım.

Ortada ortak bir irade var. Ortak aklı hukuku kurum kültürünü merkeze alırken farklı uygulama olmaz. Siyasi sürecin etkin yürütülmesi için de ortak bir sorumlulukla yürüteceğiz. Seçilecek cumhurbaşkanının makamında sorumluluklar var o sorumlulukta o yetkilerini kullanacaktır. Bu çerçevede değerlendirme yapabilirim. Kemal Kılıçdaroğlu ve isimler üzerinde hiçbir değerlendirme olmadı.

Ortak bir aday çıkmıyorsa tüm genel başkanlar bu iddiaya sahiptir. Ana muhalefet, Meclis'in ikinci büyük partisidir. Sayın Kılıçdaroğlu da bu süreçte değerlendirilecektir. Ben adayın, siyasi parti genel başkanlarından biri olması gerektiğini paylaştım.

Seçim tarihi 

Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Gültekin Uysal, seçim tarihinin 14 Mayıs’a çekileceği söylentilerine ilişkin, “14 Mayıs tarihi için biz mutlu oluruz. Sayın Erdoğan’ın zaman zaman Demokrat Parti referansı, zaman zaman Menderes’e referansını hangi niyetle verdiğini biliyoruz. Demokrat Parti olarak, 14 Mayıs'ta yapılıyor olması bizim sözümüzü çok daha da etkili hale getirme imkanı, o açıdan kendilerine teşekkür ederiz” dedi. Toplumsal muhalefetin enerjisini en azami noktada sandığa yansıtabilmenin yolunun ortak adaydan geçtiğini vurgulayan Uysal, “Seçim takvimi başlayıncaya kadar ben, adayın açıklanabileceği kanaatinde değilim” diye konuştu.

Sinan Ateş cinayeti

Türkiye’nin genel siyasi yapısını analiz ettiğimizde, bu oyun öngörülüyordu. Keşke bunlar gerçekleşmeseydi ama yaşanan hadiseler, akabinde Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş'in Ankara’nın göbeğinde bir saldırıya muhatap olmuş olması, uzunca bir dönemdir maalesef iktidarın, meşru güçlerin dışında bir alan inşa ederek pek çok saldırıya kamunun hukuk devleti niteliğiyle beraber etkili mücadele vermemesi, birtakım insanların suçtan, soruşturmadan ari hissederek en nihayetinde Türk siyasetinde önemli bir figür diyebileceğimiz Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı’nı kaybettiğiniz noktasına geldi. Bütün bunların, önümüzdeki dönem, seçime kadar Türkiye’nin yaşayabileceği birtakım farklı farklı operasyonel müdahaleler, siyasal iklimin altüst oluşuna vesile olabilecek müdahalelere imkan vereceği endişesini taşıyoruz. Bu açılardan değerlendirdiğimizde; ‘sokağın aklı yoktur’ denir, sokaktan medet umanların birtakım yedeklerine aldıkları hukuk dışı unsurlarla beraber siyasetin mecrasından çıkmasına vesile olmazlar dileğini paylaşıyoruz.

"Anlaşılıyor ki 30 Nisan veya 14 Mayıs arasında"

Özellikle son bir hafta, 10 gündür, uzun süredir kapalı kapılar ardında konuşulan, zaman zaman sizlerin kamuoyuna hissettirdiği seçimin öne alınması noktasında, iktidarın sözcüsünden başlayarak Sayın Erdoğan’ın beyanları var. Anlaşılıyor ki 30 Nisan veya 14 Mayıs arasında. Her iki tarih de olabilir. Baktığımızda, makul bir zaman var hem cumhurbaşkanı adayının belirleneceği süre hem bu ittifak modelinin nasıl gerçekleşeceği en iyi neticeyi alabilmek noktasında. Siyasi partilerin, önceliklerini belirlemek noktasında bir süreç işleyecektir. Siyasi partilerin temsilcileri bu noktada model ortaya koyabilir. Bu çalışmayı yapacaklar ve 26’sında ilk toplantımız, ama toplantıya da kalmadan mutlaka siyasi partilerin birebir görüşmelerinde de bütün bunlar hem şifahi olarak hem resmi toplantılarda gündeme gelecektir.

Cumhurbaşkanı adaylığı 

Cumhurbaşkanı adayının ismi önemli, bunun bilinci içerisindeyiz. Her siyasi parti, mutlaka farklı farklı verilerden, kaynaklardan kendi değerlendirmesiyle beraber siyasetinin reel şartları, güçleri, bütün bunları göz önünde bulundurarak değerlendirme yapacaktır. O açıdan usule ilişkin değerlendirmemiz olmadı ama süreç içerisinde biraz partilerin hem birebirde karşılıklı olarak değerlendirmeler yapacağını düşünüyorum. Hem de 26’sındaki toplantıya kadar beraber, karşılıklı olarak bu istişareleri kademe kademe olgunlaştırarak, gelişmiş bir kanal içerisinde kamuoyu anketlerinden, diğer hangi verilerden beslenileceği hususunda ortak karar çıkarılmadı ama siyasi partiler bundan yararlanacak… Açıkçası; travmatik bir dönem içine girdiğimiz, siyasal süreçte her gün yeni şartların oluştuğu dönemde, -kendi değerlendirmem- seçim takvimi başlayıncaya kadar ben adayın açıklanabileceği kanaatinde değilim.

"Siyasetin zehirlenmesi kimsenin lehine olmaz"

(Sinan Ateş suikastı ile ilgili) Kamuoyuna yansıyanların dışında özel bilgiler (toplantıda) karşılıklı olarak konuşulmadı. Ama hepimiz Ankara’da yaşıyoruz. Bugün, mızrağın çuvala sığmayacağı bir hadise toplumun gözü önünde güpegündüz gerçekleşmiş. Aslında bugüne bir günde gelinmedi; perşembenin gelişi çarşambadan, pazartesiden belli. Pek çok kişiye, gazeteciye, geçmişte siyaset yapmış kişilere pek çok saldırı oldu. Kamu burada etkin bir mücadeleyi yapmış; kovuşturma soruşturma süreçlerini yapmış olsaydı buraya gelmezdi. Sokağın aklı yoktur derken bundan nasıl kaçınabilirsiniz? Özellikle bu zehirli dilden siyasetçilerin, toplum önderlerinin uzak durması gerekir. Siyasetin zehirlenmesi kimsenin lehine olmaz.

Ben, nihayetinde parti kapatmaları ile ilgili nitelikli çoğunluğun gerektiği Anayasa Mahkemesi’nin, çok süratle -tabii Türkiye bir seçim takvimi içerisinde- gönlümüz arzu ederdi ki yargılama sürecinin çok etkin bir şekilde, bu zamana kadar bırakmadan, seçimin bu sıcak atmosferinde bir manipülasyona imkan vermeseydi.

"Bir iddiaya sahip değiliz"

Sayın Kılıçdaroğlu da dahil olmak üzere isimler üzerinden, bu toplantımızda hiçbir değerlendirmemiz olmamıştır. Ama elbette, zaten ortak bir aday çıkmıyorsa tüm siyasi partilerin genel başkanları, tabii olarak bu iddiaya sahibiz. Sayın Kılıçdaroğlu da Meclis’in ikinci büyük partisinin genel başkanıdır. Sayın Kılıçdaroğlu da dahil olmak üzere, bu süreçte değerlendirilecektir. Ben, bu çerçeveden bakınca, adayın siyasi parti genel başkanlarından birisi olması gerektiğini düşünüyorum. Bu, sürecin etkin bir şekilde yürütülmesine daha fazla imkan verecektir.

"14 Mayıs için mutlu oluruz"

14 Mayıs tarihi için biz mutlu oluruz. Sayın Erdoğan’ın zaman zaman Demokrat Parti referansı, zaman zaman Menderes’e referansını hangi niyetle verdiğini biliyoruz. Demokrat Parti olarak, 14 Mayıs'ta yapılıyor olması bizim sözümüzü çok daha da etkili hale getirme imkanı, o açıdan kendilerine teşekkür ederiz. Kendi durduğumuz noktayı da size ifade etmek isterim; biz, kurucu liderlerimizin ortaya koyduğu ruh ve prensipler temelinde siyaset sürdürüyoruz… 14 Mayıs tarihinin Sayın Erdoğan, kendisi için tarihsel referansla beraber bir tartma meselesi yapmak istiyor. O açıdan, operasyonel kiralama yöntemiyle zaman zaman bizim geleneğimizde kimi insanlardan da istifade etmişler, bunlar kendi siyasetlerini aracı kılmışlardır, bizi aparat olarak kullanmışlardır. Ama bütün müdahalelere rağmen bu zamana kadar, iktidarın pek çok sistematik hususlarına rağmen Demokrat Parti olarak bu ölçütlerinden vazgeçmedik. Bugün durduğumuz noktada da seçim tarihinin 14 Mayıs olarak belirlenmesi, bu manada hakikatin ortaya çıkması için vesile olur.

"Kayyum atanabileceğini düşünüyorum"

Özellikle Sayın Erdoğan’ın siyasi macerasına baktığımızda, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı modellemesi var siyasetinde. Bu da tabiidir. Sayın İmamoğlu’nun bir adliye eliyle operasyona muhatap olmasında da bunun önemli olduğu kanaatindeyim. İstanbul Büyükşehir Belediye imkanlarını seçim öncesi ele geçirmek… Böyle bir niyetle hareket ettiklerini de görüyoruz. Evet, kayyum atanabileceğini düşünüyorum. O niyetle toplumsal psikolojiyi ölçerek siyasi iktidarın adım attığını görüyoruz.”