AKP Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve partisinin en yetkili merkez organı olan MKYK'nın üyeleriyle yaşadığı anlaşmazlığın ardından "22 Mayıs'ta olağanüstü kongre çağrısı yapmaya karar verdiğini" açıklaması, parti kanadında ‘nöbet’ değişimi olarak yorumlandı.
Erdoğan ile Davutoğlu arasındaki gerginliğin bitmesinden memnun olduğu dile getiren milletvekilleri gözlerini daha önce AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan tarafından 16-18 Mayıs olarak açıklanan dokunulmazlık oylamasına çevirdi. Anayasa Komisyonu Başkanlığı kaynaklarından alınan bilgiye göre, oylama açıklanan takviminde yapılacak. Yani 16 Mayıs’ta birinci tur görüşmeleri ve oylaması yapılacak. 18 Mayıs’ta ikinci tura geçilecek.
Ancak, kulislerde, ilk turda çıkacak sonuçların yeni bir değerlendirmeye neden olabileceği belirtiliyor. AKP içinde düzenlemenin referanduma götürülmesinden yargılanmalara kadar endişe taşıyan bir kesim var.
Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dokunulmazlık düzenlemesinin 330-366 arasında bir rakamla TBMM’de kabul edilip önüne gelmesi halinde referanduma soğuk bakmayacağı ifade ediliyor.
400 milletvekili ile başkanlık mı?
Siyasi kulislerin ana gündem maddesi ise erken seçim. AKP kanadında Saray’a yakın bazı milletvekilleri bugün çıktıkları canlı yayınlarda baskın ve ya da erken bir seçimin gündemde olmadığını söyledi. Ancak, AKP’de çalkantı süreçten geçen MHP’deki durum gözleniyor.
MHP’de muhaliflerin kongreyi kazanmasından sonra bazı milletvekillerinin ayrılacağı konuşuluyor.
Tüm bunlar konuşulurken Anayasayı değiştirecek 400 milletvekili hesapları da bir kenarda dikkat çekiyor.
Binali Yıldırım , Berat Albayrak, Bekir Bozdağ
AKP’liler olağanüstü kongrelerini şimdiden beklemeye alırken kulislerde genel başkan adayları üzerinde spekülasyonlar var. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın adı daha çok dillendirilirken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak şimdilik o kadar sıcak durmuyor. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ismi de Berat Albayrak gibi öne çıkmış değil.
AKP kanadında Cumhurbaşkanı ile uyumlu başbakan olmasının önemli koşul olduğu da söyleniyor. Davutoğlu döneminde atamaların önemli bölümünün yapılamadığı ve ‘vekaletle’ yürütüldüğüne dikkat çekiliyor.
