T24 - Cengiz Özdemir Franz Liszt'in İstanbul günlerini anlattı: Beyoğlu'nda Galataray'dan Tünel'e inerken sol tarafta bulunan Nur-u Ziya Sokak bana her zaman iki büyük müzisyeni hatırlatır. Biri Ruhi Su diğeri de Franz Liszt'tir. Her ikisinin de yolu bu sokaktan geçmiş, Ruhi Su çok uzun yıllar Liszt ise sadece beş hafta bu sokakta kalabilmiştir. Sokağın sol tarafında yer alan Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Locası binasının yan tarafında küçük bir plaketten Franz Liszt'in 1847 yılında o binada kaldığını öğreniyoruz.
Franz Liszt 22 Ekim 1811 yılında Macaristan'da doğuyor. Henüz çok küçük yaşta yeteneği farkedilince babası tarafından Viyana'ya piyano eğitimi almaya gönderiliyor. Burada virtiözlük derecesinde kendini geliştiriyor. Çok erken yaşta babasını kaybetmesi üzerine geçimini sağlamak için piyano dersleri vermeye başlıyor.
Ancak bir yandan da Paganini, Berlioz gibi döneminin ünlü müzisyenleriyle tanışıyor. Lamartin'in şiirlerini besteliyor. Erken yaşlarda tanıştığı Agoult Kontesi Maria Duplesis ile tanışıyor. O sırada evli olan kontesla alışılmışın dışında bir ilişki yaşıyor. Kontes'ten olan üç kızından biri de büyüdüğü zaman tıpkı annesi gibi kocasını terkedip babasının yakın arkadaşı Richard Wagner ile sıradışı bir ilişki yaşıyor.
(Franz Liszt)
Franz Liszt 1840-47 yılları arasında Portekizden Rusya'ya dek neredeyse tüm Avrupa'yı kapsayan bir turneye çıkar. Bu turne kapsamında 8 haziran 1847 yılında İstanbul'a gelir. Ancak onun hayali buraya Maria Duplesis ile birlikte gelmekti. Oysa Maria 1847 Şubatında Paris'te hayata veda etmiştir. Dolayısıyla bu gezi sanatçı için bir yas gezisi haline gelmiştir.
Aslından Önce Sahte Liszt mi Geldi?
Takvim-i Vakayi gazetesi 2 Aralık 1846 tarihli sayısında "bazı haberlere göre piyano ustalarının en meşhurlarında Mösyö Liszt İstanbul'a gelmekte imiş" sözleriyle sanatçının gelişini müjdeliyordu. Ancak bu haberin yayınlandığı sırada Alman piyanist Eduard Lisztmann İstanbul'a gelmiş ve sarayda sultanın huzurunda konserler vermiş, ondan çeşitli hediyeler almıştı. Gerçek Liszt gelmeden üç hafta önce de şehirden ayrılmıştı.
Liszt'in 1884 yılında yani bu ziyaretten 37 yıl sonra kuzenine yazdığı mektuba inanacak olursak İstanbul'a iner inmez sahtekar olduğu gerekçesiyle tutuklanmış ve sahte Liszt yüzünden eziyet çekmiş. Neyse ki bu olayın tamamen uydurma olduğunu Prof Dr Ömer Egecioğlu'nun kanıtladığını öğreniyoruz.
Eğecioğlu "Liszt- Lisztmann Olayı" başlıklı makalede gerçekten Lisztman isimli bir bestecinin İstanbul'a geldiğini, sarayda konserler verdiğini, ancak hiçbir zaman Liszt'in adını kullanmadığını dönemin yerli ve yabancı gazetelerini, konser broşürlerini tarayarak kanıtlıyor. Bu durumda Liszt bir sanatçı egosuyla yalan söyleyerek kendi efsanesini yaratmaya çalışmış diyebiliriz.
Peki Liszt İstanbul'da neler yaptı? Herşeyden önce Eski Çırağan sarayında Sultan Abdülmecit'in huzurunda piyano resitalleri verdi. Cam bir piyano ve cam bir koltuğun üzerine oturarak. Bu piyano ve koltuk halen sarayın Camlı Köşk bölümünde görülebilir. Bu resitaller için ikinci bir piyano Sebastian Erhard tarafından imal edilmiş ve daha sonra ünlü Rum Mihail Baltazzi tarafından 16 bin altına satın alınmıştır.
Ayrıca Müzika-i Hümayun başkanı Don-İzzet Paşa'nın (Donizetti) bestelediği Mecidiye Marşına eklemeler yaptı. Nuru Ziya sokakta bulunan (eski Polonya sokağı) nota basımcısı A.Commandiger'e ait 19 numaralı eve yerleşti. Burada beş hafta kaldı. Padişahın ilgisine mazhar oldu ve kendisine 4. dereceden Mecidiye nişanı ile 12500 altın değerinde mücevherli bir kutu hediye edildi.
Kuşkusuz Abdülmecit Osmanlı tarihindeki Batı müziğine en düşkün sultandı. Dolmabahçe Sarayı inşa edilirken sarayın hemen yanında bugün çay bahçesi olan alanda muhteşem bir tiyatro inşa ettirmiş, burada operalar, tiyatrolar, konserler tertip ettirmişti. Bu nedenle sadece Liszt değil, Staruss, Donizetti gibi bir çok bestekarı İstanbul'da konuk ve ihya etmiştir.
Liszt ise Macar Milli Akademisinin başkanlığına getirilmiş ve onun öğrencisi olan Geza Hegyei Sultan Abdülmecit'in Torunu son Osmanlı halifesi olan Abdülmecit'e piyano dersleri vermiştir. Cumhuriyetin ilanı ile Sultan olamayan halife Abdülmecit ise gerçek bir müzik tutkunu ve iyi bir ressamdır. Onun "Sarayda Beethoven" adlı resmi zaten bu özelliklerinin en çarpıcı belgesidir.
(Halife Abdülmecit'in Yaptığı Haremde Beethoven Resmi)
Hacettepe Üniversitesi 18-22 Ekim tarihleri arasında doğumunun 200. yılı nedeniyle Uluslararası Franz Liszt Müzik festivali organize etmiş. Liszt'in doğum günü olan 22 Ekim festivalin son günü ve İdil Biret onur konuğu olarak bir konser verecek. İzleyebilen kaçırmasın derim.