Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, darbe girişimine ilişkin olarak, "Cuntacılara ve ihanet şebekelerine karşı duran, din görevlilerimizi, müftülerimizden Allah razı olsun" dedi. "Şimdi milletin değerlerine hep birlikte sahip çıkma zamanıdır" diyen Görmez, "Yıllardır kendilerini demokrasi fedaileri olarak lanse eden bu topluluğun aslında bir husumet fedaisi olduğu gerçeği hakikate dönüşmüştür. Şerefli milletimizin bekasına yönelmiş bu ihanet hareketine karşı soylu direniş olarak tarihe yazılmalıdır. Irk, mezhep, cinsiyet unsurlarıyla ülkemizi fitne ve fesata sürükleyenler karşısında dik durulmalıdır" ifadesini kullandı.
Görmez'in açıklamalarından satır başları şöyle:
"Yıllardır kendilerini demokrasi fedaileri olarak lanse eden bu topluluğun aslında bir husumet fedaisi olduğu gerçeği hakikate dönüşmüştür. Bu türden hastalıklı bir yapının nasıl oluştuğu konusunda hepimizin soğukkanlı analizleri, müzakereleri olduğu açıktır. Diyanet İşleri Başkanlığı olayın vuku bulmaya başladığı andan itibaren aziz milletimizle aynı safta yer tutmuştur, anayasal statüsünün gereklilikleri içerisinde camilerimizi, minarelerimizi, ezanlarımızı meydanların hissiyatıyla buluşturmakta gecikmemiş. Milletin varlığına kast edenler, karşısında ezanlarımızla kilitlenen milletimizi bulmuşlardır. Cuntacılara ve ihanet şebekelerine karşı duran, din görevlilerimizi, müftülerimizden Allah razı olsun.
Uzun bir hazırlıktan sonra devreye sokulan bu projenin başarısızlığa uğramış olması bizi asla rehavete düşürmemelidir. Olası girişimlere karşı tüm din görevlilerimizin teyakkuzda olması gereklidir.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nda görevli olan herkesin, yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim ve peygamberimizin sünneti ve müslümanların tarihi birikimiyle şekillenen prensiplerle hareket etmesi gerektiği unutulmamalıdır.
Bölücü, ayrıştırıcı, ötekileştirici yaklaşımlara asla müsaade edilmeyeceği, tekelci tutumlara izin verilmeyeceği, başta bu yapı olmak üzere istismarcı unsurlarla ilişkisi olanın başkanlıkta mevcudiyetine izin verilmeyecektir. Her düzeyde yöneticinin sorumluluğunu bu hususta bir kez daha teyit ediyoruz. İslam dünyasının muhtelif ülkelerinde fitne ve fesat ortamı oluşturma, kaos yaratma, siyasi istikrarsızlıklar çıkarma asla dikkatten uzak tutulmamalıdır. Yeni şiddet ve şebekelerin üretilmesine asla izin verilmemelidir.
Farklılıklarımızı bir kenara bırakarak, her vatandaşımızın canını kendi canımız gibi aziz, inancını kendi inancımız gibi masum bilme vaktidir. Şimdi milletin değerlerine hep birlikte sahip çıkma zamanıdır.
Şerefli milletimizin bekasına yönelmiş bu ihanet hareketine karşı soylu direniş olarak tarihe yazılmalıdır. Irk, mezhep, cinsiyet unsurlarıyla ülkemizi fitne ve fesata sürükleyenler karşısında dik durulmalıdır.