Yara Bakımı ve Doku Onarımı Derneği Başkanı Prof. Dr. Hakan Uncu, uzuv kaybı ve ölümlere neden olan diyabet hastalığının yaygınlaştığına dikkati çekerek, farkındalığı artırmak için "kırmızı çorap" sembolüyle hareket başlattıklarını bildirdi.
İzmir'de Türkiye Diyabet Derneği tarafından 7. Diyabet ve Eşlik Eden Hastalıklar Tedavisi Kongresi düzenlendi.
Kongreye katılan doktorlar, hastalığın sembolü olarak belirlenen ve diyabet hastalarına özel tasarlanan kırmızı çorapları ellerine giyerek poz verdi.
Yara ve Doku Onarım Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Uncu, Türkiye'de yaklaşık 10 milyon diyabet hastasının olduğunu ve bu hastaların dörtte birinin ayağında problem bulunduğunu söyledi.
Bacağı kesilen hastaların yüzde 50'si 3 yıl içinde ölüyor
Kırmızı çorapla diyabette ayak sağlığının önemine dikkati çekmek istediklerini ifade eden Uncu, şu bilgileri verdi: "Ayakta diyabet olunca bir duyu kaybı oluyor, renk soluyor. Kırmızı rengi seçme sebebimiz de bu oldu. Diyabetli hastaların ayağında mesela ayakkabısının içine kum girdiğinde ya da sahilde yürürken bir diken battığında küçücük bir yara açılır.
Zaman içerisinde küçük bir delikle başlayan yara, bütün bir bacağın kesilmesiyle sonuçlanabiliyor. Bacağı kesilen hastaların yüzde 50'si de 3 yıl içinde hayatını kaybediyor. Sosyal bir problem, ailede bir yük, masraf, eziyet, iş kaybı... Bunlar diğer yönleri ama sonuç olarak hasta hem bacağını hem hayatını kaybedebiliyor. Bu yüzden bu yaralar olmadan önce önlemek her zaman tedaviden iyidir."
Diyabet oranının en hızlı yükseldiği ülke Türkiye
Diyabet hastalarını ayak tabanlarını düzenli kontrol etmeleri, ayaklarını ılık suyla yıkamaları ve ıslak bırakmamaları konusunda uyardıklarını ifade eden Uncu, kaliteli malzemeyle yapılmış, ayaklarına vurmayan ayakkabı ve çorapların giyilmesini önerdiklerini dile getirdi.
Diyabetin göz ve böbrek gibi bölgelere de hasarlar verdiğini ancak ayak yaralarını ön plana çıkardıklarını kaydeden Uncu, sözlerini şöyle tamamladı: "Hastalar diyabeti yarayla çok bağdaştıramıyor ve maalesef sorunu yanlış önerilerle, bazı kremlerle çözmeye çalışıyorlar. Bu hastaların bir kısmında kan şekerine bile bakılmıyor. 2050 yılında diyabetli sayımızın iki katına çıkacağı öngörülüyor. Bu, çok kötü bir oran. Avrupa ülkelerine bakarsak diyabet oranının en hızlı yükseldiği ülke biziz."