T24 Haber Merkezi
Geçtiğimiz günlerde HSK tarafından Yargıtay'a atanan Eski Başsavcı İrfan Fidan Anayasa Mahkemesi Üyeliği'ne aday oldu. DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, " İktidar, en yüksek yargı merci olan Anayasa Mahkemesi’ne üyelik seçimlerinde liyakat esaslarını göz ardı etmektedir. Tamamen iktidarın hesapları üzerinden Yüksek Yargı şekillendirilmeye çalışılmaktadır" dedi.
HSK atamasından hemen sonra Anayasa Mahkemesine adaylığın rastlantı olmadığının altını çizen Yeneroğlu, "Yargıtay üyeliği bir atlama tahtası olarak kullanılmaktadır. Bu durum Yargıtay üyeliğinin de itibarını da ayaklar altına almaktadır. Yüksek yargımızı rencide edecek bu uygulamalara son verilmelidir" diye ifade etti.
Aday olan bazı üyelerin çekilmesi üzerine baskı yapıldığını iddia eden Yeneroğlu, "Bu iddialar Sn. Fidan’ın Yargıtay’a atanmasının ve Anayasa Mahkemesi üyeliğine aday olmasının olağan olmadığını, bilakis planlı bir şekilde bu konuma getirildiğini açıkça ortaya koymaktadır" dedi.
İrfan Fidan'ın adı nasıl duyuldu?
TSK’daki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişiminin ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na getirilen İrfan Fidan’ın ismi, kamuoyunda 17-25 Aralık soruşturmalarının ardından duyuldu.
Soruşturma sürecinde özel yetkili savcılıkta görev yapan Fidan, özel yetkili savcılığın kaldırılmasının ardından da görevine cumhuriyet savcısı olarak devam etti. Fidan aynı büroda görevli iki savcı ile birlikte 25 Aralık soruşturmasını devraldı.
Soruşturma sonucunda aralarında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan, dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış ve Reza Zarrab'ın da bulunduğu 96 şüpheli hakkında “takipsizlik” kararı verildi.
İrfan Fidan daha sonra, "Selâm Tevhid’de şüphelilere kumpas kurulduğu” iddiasıyla soruşturma başlattı. Bu soruşturma devam ederken başsavcı vekili olarak atandı. Başsavcı vekili Fidan, ‘Selâm Tevhid’de kumpas’ iddiasıyla Fethullah Gülen, eski polis müdürleri Yurt Atayün, Ömer Köse ile askerlerin de aralarında bulunduğu 122 kişiye ‘hükümeti yıkmaya teşebbüs' suçlamasıyla iddianame hazırladı.
MİT TIR'ları haberleri nedeniyle 92 gün tutuklu kalan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün soruşturmasını da İrfan Fidan, yürütüyordu. Fidan, hazırladığı iddianamede Dündar ve Gül için, “devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme”, “devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama”, “darbeye teşebbüs” ve “silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek isteyerek yardım etme” suçlarından ayrı ayrı bir kez ağırlaştırılmış müebbet, bir kez müebbet ve 30 yıla kadar hapis cezası istedi.
İrfan Fidan, “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildiriye imza attıkları için "terör örgütü propagandası" suçlamasıyla tutuklanan akademisyenler Muzaffer Kaya, Esra Mungan, Kıvanç Ersoy ve Meral Camcı hakkında "Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, devletin kurum ve organlarını aşağıladıkları" yönünde görüş bildirdi.
TSK'daki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişimiyle ilgili olarak İstanbul'da başlatılan soruşturmanın da başında olan İrfan Fidan, son olarak aralarında Nazlı Ilıcak'ın da bulunduğu 42 gazeteci hakkında yakalama kararı verilmesini talep etti.
TIKLAYIN | Yargıtay'ın yeni üyeleri resmileşti; atanan yeni üyeler Resmi Gazete'de yayımlandı
TIKLAYIN | Terfi mi, tenzil-i rütbe mi; İstanbul ve Ankara başsavcılarının Yargıtay'a atanmaları ne anlama geliyor?