15 Şubat 2025 21:04
Güncelleme: 15 Şubat 2025 21:07
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Malezya, Endonezya ve Pakistan gezisi dönüşünde yaptığı açıklamalara ilişkin,"Bu ülkelerde devlet adamlarıyla yaptığı görüşmelerde kendisine Osmanlı'dan bahsedildiğini, hilafetten bahsedildiğini kamuoyuyla paylaştı. Sözlerinin ne manaya geldiğini dilerim dönünce idrak eder. Yani havadaki yüksek basınca bağlıyorum söylediklerini. Biz vatandaşlarımız en iyi koşullarda yaşasın, daha zengin, daha özgür, daha mutlu olsun diye çalışırken, Sayın Recep Tayyip Erdoğan Malezya'dan Endonezya'dan ve Pakistan'dan Türkiye'ye sistem ithal etme telaşına kapılmış" dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Kayseri’de Genişletilmiş İl Divan Toplantısı’na katıldı. Burada gündeme dair açıklamalarda bulunan Dervişoğlu, Dervişoğlu, konuşmasının başında geciken Kayseri gezisi için partililerden özür diledi. Bir partilinin “Erciyes’i yalnız bırakanlar utansın” demesi üzerine Dervişoğlu, “Erciyes bizimdir” dedi.
Dervişoğlu, İmralı’da terörist başının mesajlarını ileten DEM Partililer için "Tek sıfatı İmralı kuryesi olan ve bunun için oluşturulmuş heyette bulunan hiç kimseyi İYİ Parti'nin tüzel kişiliği olarak bundan sonra da kabul etmeyeceğim" dedi. "Anayasa ve yeni açılım süreci konusunda dipsiz kuyudan su içmemizi istiyorlar" diyen Dervişoğlu, "Buna izin vermeyeceğimizi bildikleri için de bu zamana kadar yaptıkları bazı demokrasi dışı şeyler bundan sonra da devam edebilir. Ama açıkça söylüyorum; bundan sonra İYİ Parti'den kolay kolay milletvekili transferi yapamazlar" ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son gezileri ve dönüş yolunda basın mensuplarına yaptığı açıklamalara da değinen Dervişoğlu, konuya ilişkin şunları kaydetti:
"Sayın Cumhurbaşkanımızın son bir hafta içinde gerçekleştirdiği yurt dışı gezisinden de bahsetmekte yarar görüyorum. Cumhurbaşkanımız malumunuz geçtiğimiz günlerde Malezya, Endonezya ve Pakistan'a bir gezi düzenledi. Dönerken de gazetecilerle sohbet etti, bu ülkelerde devlet adamlarıyla yaptığı görüşmelerde kendisine Osmanlı'dan bahsedildiğini, hilafetten bahsedildiğini kamuoyuyla paylaştı. Sözlerinin ne manaya geldiğini dilerim dönünce idrak eder. Yani havadaki yüksek basınca bağlıyorum söylediklerini. Biz vatandaşlarımız en iyi koşullarda yaşasın, daha zengin, daha özgür, daha mutlu olsun diye çalışırken, Sayın Recep Tayyip Erdoğan Malezya'dan Endonezya'dan ve Pakistan'dan Türkiye'ye sistem ithal etme telaşına kapılmış.
Neler yaşandı bu gezide bir anlatayım size. Sık sık medya organlarına baskılarıyla gündeme gelen Malezya Devlet Başkanı İbrahim'in Malezya ile 11 yeni anlaşma imzalanmış, bu anlaşmalar ne biliyor musunuz? Bu anlaşmalardan biri bizim RTÜK ile Malezya İletişim Görsel İşitsel Medya Hizmetleri Alanında İşbirliği Protokolü yapılmış. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının basın özgürlüğü konusunda ulaşacağı nokta Malezya mıdır? Sayın Cumhurbaşkanı’na buradan soruyorum. Dilerim ve umarım ki buna cevap verin ya da cevap vermez. Belki benim de hakkımda bir soruşturma başlatabilir o ayrı bir şey. Çünkü doğruyu söyleyen herkese ya soruşturma başlatıyor ya yargılama başlatıyor ya da tutuklama yaptırıyor. Bununla bitmedi.
Diyanet İşleri Başkanlığımızın din hizmetleri ve din eğitimi alanlarındaki iş birliği mutabakat imzaladığı Endonezya ise kendi içinde etnik mezhepsel dini ayrışmaları bir türlü aşamamış bir ülke. Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın model aldığı ülke. Bunları niye anlatıyorum biliyor musunuz, bu ülkelerin de Sayın Recep Tayyip Erdoğan geniş araç konvoyları ile karşılandı ve bizim vatandaşlarımız da dedi ki ‘ana burada pazara çıkamayan Cumhurbaşkanı’nı orada ne biçim karşılıyorlar’. Belki de bunu söyleyene göre ‘Türkiye Cumhurbaşkanı olmasıyla temayüz etmiyor ama Malezya'da, Endonezya'da ve Pakistan'da dünya lideri muamelesi yapılıyor’ diyor. Bana geri kalmış ülkelere liderlik yapacak adam değil; Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne başkanlık yapacak adam lazım.
Pakistan'da ve 24 anlaşma imzalamışsınız. Hayırlı olsun. Hangi Pakistan, bu Pakistan? Ordusunun siyaseti sürekli yönlendirdiği Türkiye'de 12 Eylül ile birlikte eş zamanlı orada da ihtilalin yapıldığı ‘Yeşil Kuşak’ teorisi ucundaki Pakistan. Orada da 24 anlaşma yapmışız. Partilere siyaset izni verildiği ya da verilmediği tartışılamayan bir ülkeden bahsediyoruz. Silahlı kuvvetlerin, ekonomiyi de doğrudan kontrol ettiği ve bunun üzerine büyük yatırımlar yaptığı bir ülkeden bahsediyoruz, Pakistan'dan. Şimdi soruyorum ya Allah aşkına Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'ye model olacak ülkeler bunlar mıdır?
Türkiye elini Pakistan'a Endonezya'ya, Malezya'ya mı uzattı? Yoksa Türkiye; Türkiye'nin geleceğinin huzur ve refah içinde geçmesini temin etmek üzere Mustafa Kemal'in kurduğu cumhuriyette medeni ülkelere mi, demokratik ülkelere mi elini uzattı? Bu ülkeler, bir psikolojik tesir yaratabilir ama bunların hiçbirinin Türk siyasetinde bir karşılığı olmayacaktır ve olmamalıdır ama böyle bir durumdan bir ‘zafer havası’ çıkarmak da aslına bakarsanız problemli bir zihin yapısıdır. Türkiye bu beyler istiyor diye asla geriye gitmeyecektir. Türk milleti olarak ses veriyoruz ve söz veriyoruz: Türkiye bütün bu olumsuzluklara rağmen daha iyiye, daha güzele, daha müreffeh bir Türkiye’ye ve demokrasiye doğru koşacaktır."
Dervişoğlu, toplantının ardından yeni üyelere rozetlerini taktı. Toplam 984 yeni üye için temsili bir tören düzenlendi. (ANKA)
© Tüm hakları saklıdır.