Politika

Demirtaş: İnternetin sansüre tutulması bir facia, Gül yasayı veto etmeli

BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş 'demokratikleşme paketinin 'Çözüm Süreci’ne yönelik değil, AKP'nin kendi güvenliğini sağlama açısından hesapladığı ve hayata geçirdiği paketlerdir' dedi

10 Şubat 2014 16:00

BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Topluma haber alma, bilgi edinme hakkı sağlayan internet ortamının da sansüre tabi tutulmasının bir facia olacağını sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül biliyordur. Bunu bile bile yasayı onaylarsa kesinlikle doğru bir iş yapmamış olur" dedi. Demirtaş, seçim ittifakları iddialarına ilişkin merkezi düzeyde CHP ya da başka bir parti ile ittifak arayışları, görüşmeleri olmadığını ifade ederek, "Bu net olarak kapanmış, bitmiş bir tartışmadır" dedi.

Ferit Aslan ve Serdar Sunar’ın DHA’da yer alan haberine göre,  Demirtaş, Abdullah Öcalan'ın yakalandığı dönemde çekilen sorgu görüntüleri ile ilgili olarak ''bunun yapanlar; Kürtler'i özgürleştireceklerini, bu beladan kurtaracaklarını söyleyerek bu tür yayınları yapıyor. Dikkat ederseniz bu açıklamaları yapan, bunu yayınlayanlar, çarpıtarak, montajlayarak servis eden çevrelerin hiçbiri Kürtler ile ilgili tek hak kırıntısından bile söz etmiyor. Tümü ile süreci bozup savaşı yeniden başlatmak üzerine bir siyaset kurmuş durumdalar'' dedi. 

Demirtaş, demokratikleşme paketinin doğrudan çözüm anlayışı ile hazırlanan paket olmadığını belirterek, şöyle konuştu:

"Bunlar, ‘'Çözüm Süreci’’ne yönelik yapılmış hamleler değil. Daha çok AKP'nin kendini güvenceye, garantiye, kendi güvenliğini sağlama açısından hesapladığı ve hayata geçirdiği paketlerdir. Son paket hazırlıklarında da görüldü ki paketlerin tek derdi; kendini kurtarmak. Türkiye, Türkiye toplumu, Kürt sorunu AKP'nin çok umurunda değil. Sayın Öcalan'ın İmralı'da yapılan görüşmede verdiği mesaj bu içeriktedir ve haklıdır. Bizim eleştirilerimiz de bu yönlü zaten."

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, AKP'nin, bütün süreci seçime endeksli kullanma ve zaman kazanma niyetinde olduğu için seçim yaklaştıkça daha fazla gerilime yol açtığını söyledi. Demirtaş, şöyle devam etti:

"Bu ‘'Çözüm süreci ruhunun'’ zehirlenmesine yol açıyor. Elbette ki, bu da İmralı'daki görüşmelerin tansiyonunun giderek yükselmesine neden oluyor. Bu ön görülemeyen bir durum değildi. Çözüm sürecinin iyi gitmediğini aylardır açıkça ifade ediyorduk. Gelinen noktada, AKP ya gerçekten bütün uyarıları dikkate alıp kalıcı demokrasi adımlarına vesile olacak girişimlerde bulunur ya da çözüm sürecini kendi elleriyle sonlandırmış olur. Görünen o ki seçime kadar AKP'nin bugüne kadar beklenen bütün adımları atması gerekiyor, onun dışında başka ihtimal görmüyoruz."

İşçi Partisi tarafından dağıtılan ve Abdullah Öcalan'ın 1999 yılında çekilen sorgu görüntülerini de değerlendiren BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, şöyle konuştu:

"Çözüm sürecini hedefleyen girişimler olduğu ortada, aşikar. Bunun yapanlar; Kürtler'i özgürleştireceklerini, bu beladan kurtaracaklarını söyleyerek bu tür yayınları yapıyor. Dikkat ederseniz bu açıklamaları yapan, bunu yayınlayanlar, çarpıtarak, montajlayarak servis eden çevrelerin hiçbiri Kürtler ile ilgili tek hak kırıntısından bile söz etmiyor. Tümü ile süreci bozup savaşı yeniden başlatmak üzerine bir siyaset kurmuş durumdalar. Bütün hedefleri budur. Yoksa Kürt sorununu çözmek, Türkiye'de demokrasi gibi amaçları hedefleri taşımıyorlar. Montajlama görüntüler ile tümü ile çarpıtma esas alınıyor. Son derece ahlaksız bir yaklaşımdır. Şunu unutuyorlar; Bu halk Abdullah Öcalan'a sonuna kadar güveniyor. 15 yıldır Abdullah Öcalan bir adada tek başına bir direniş sergiliyor. Bunların, bu çevrelerin ömrü hayatında görmedikleri bir direnişi sergiliyor. 'Abdullah Öcalan İmralı'da teslim' oldu diyenler 15 yıl boşunca Kürtler'in Ortadoğu'da Türkiye'de gelinen noktaya aşamaya bir daha baksın. Abdullah Öcalan İmralı'da teslim mi olmuş yoksa faşizan zihniyeti teslim mi almış daha iyi anlaşılır. Ötesi boş tartışmadır."

BDP Genel Başkanı Demirtaş, yerel seçim öncesi gündeme gelen ittifak arayışları ile ilgili olarak şöyle konuştu:

"Hiçbir partiye ittifak çağrımız olmadı. 'Yerel düzeyde adaylar demokratik ilkelere inanmış adaylar açık ve şeffaf işbirlikleri ittifakları yapabilirler', 'BDP olarak bu tür girişimleri destekleriz', 'Yeri geldiğinde bağımsız bir aday ile ittifak olabilir' dedik. Yeri geldiğinde demokratik sol bir hareket, çevre ile platform başka bir parti ile olabilir. Yeter ki ilkeler çerçevesinde açık ve şeffaf olsun. Buna kapalı olmadığımızı ve BDP olarak bunu destekleyeceğimizi açıkladık. Merkezi düzeyde CHP yada başka bir parti ile ittifak arayışımız yok, görüşmemiz yok. Bu saatten sonra da olmaz. Bu net olarak kapanmış, bitmiş bir tartışmadır. Yerel düzeyde örnek vermek açısından söylüyorum; Adana'nın herhangi bir ilçesinde birbirine destek vermek isteyen adaylar ilkeler çerçevesinde uzlaşır, bir aday etrafında birleşirlerse bu uzlaşmada kamuoyuna açık, şeffaf yapılırsa biz böyle bir ittifaka karşı çıkmayız. Adaylarımızın önünün açık olması bakımından en azından adaylarımıza verilen bir destektir. Dolayısı ile CHP ile ittifak arayışı, tartışması yok. Tam tersine yerelde ittifaklara açık olduğumuzu belirten net bir politikamız vardı. Onun ötesinde bir ittifak politikamız olmayacaktır."

Demirtaş, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün sosyal medyayı aktif kullanan bir lider olduğunu, bu alanın özgürlüğünün ne kadar önemli olduğunu, yazılı medyanın görsel medyanın bu kadar baskı altına alındığı bir dönemde internet ortamının da sansüre tabi tutulmasının bir facia olacağını bildiğini söyledi. BDP lideri, "Bunu bile bile yasayı onaylarsa kesinlikle doğru bir iş yapmamış olur. Bu yasanın veto edilip parlamentoya geri gönderilmesi lazımdır. Sayın Cumhurbaşkanına yakışan budur. Onun ötesindeki her türlü tutum, şaibeli bir yasaya sayın Cumhurbaşkanının ortak edilmesi anlamına gelir. Umut ediyorum Çankaya'dan veto edilip bu hafta parlamentoyu geri gelir" diye konuştu.