Politika

DEM Partili Tiryaki'den 'kayyım' tepkisi: "Ya, benim istediğimi seçersiniz ya da ben gasbederim' diyorsunuz

29 Ocak 2025 20:18

Güncelleme: 29 Ocak 2025 20:20

DEM Parti'nin kayyum uygulamalarının neden olduğu toplumsal tahribatların araştırılması amacıyla verdiği araştırma önerisi reddedildi. DEM Parti Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki, "Görevden aldığınız Safiye Alağaş hakkında tek bir tane suçlama var: 'Jin News' adlı şirketin müdürü olmak ve imza yetkilisi olmak. İnternet haberciliği yapan, Ticaret Sicili Gazetesi'nde kaydı olan, ticaret siciline kaydedilmiş bir şirketin müdürü olduğu için altı yıl üç ay hapis cezasıyla cezalandırıldı Belediye Başkanımız. 'Ya, benim istediğimi seçersiniz ya da ben gasbederim' diyorsunuz. Darbecisiniz ve darbeci olarak anılacaksınız" dedi.

DEM Parti'nin kayyum uygulamalarının neden olduğu toplumsal tahribatların araştırılması amacıyla TBMM Başkanlığı'na sunduğu araştırma önerisi AKP ve MHP'li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. 

Önerinin gerekçesini açıklamak için söz alan DEM Parti Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki, şunları söyledi:

"Kayyum uygulaması bir darbedir; seçilmiş belediye başkanlarının görevden uzaklaştırılması, seçilmiş belediye meclislerinin görevden uzaklaştırılması, yerlerine atanmış bir valinin vali yardımcısının ve kaymakamın görevlendirilmesi bir darbedir, tıpkı seçilmiş Meclis'in lağvedilmesi ve atanmış askerlerin el koyması gibi. Türkiye siyasi tarihi yazıldığında en karanlık olaylardan biri seçilmiş belediye başkanlarının görevden uzaklaştırılması ve yerlerine kayyum atanması olarak yazılacaktır. 60 darbesi ne ise, 82 darbesi ne ise, 71 Muhtırası ne ise, 28 Şubat ve 15 Temmuz ne ise kayyum darbeleri de odur, her ikisinin de dayandığı bir darbe yasası vardır. Kayyum darbesine olanak tanıyan 5393 sayılı Yasa'nın 45'inci maddesi Türkiye'deki bütün seçim yasalarının yok sayılması anlamına gelmektedir; Anayasa’nın yok sayılması anlamına gelmektedir, seçimlere dair 298 sayılı Yasa'nın yok sayılması anlamına gelmektedir. Mahallî idare seçimlerini düzenleyen 2972 sayılı Yasa'nın bütün maddelerinin yok sayılması anlamına gelmektedir ve aynı zamanda Anayasa'yı yok saymak anlamına gelmektedir.

Bugün değil ama bir gün bu Anayasa'yı ihlal eden o valiler, o kaymakamlar, o vali yardımcıları ve o İçişleri Bakanları, emin olun, Anayasa'yı ihlalden yargılanacaklardır. Çünkü kayyum atadığınız kimseyle ilgili, yürüttükleri görevle ilgili bir suçlama yok. En son görevden aldığınız Safiye Alağaş arkadaşımız, Siirt Belediye Başkanı ne için görevden uzaklaştırıldı, biliyor musunuz? Örgüt üyeliğinden altı yıl üç ay hapis cezası verildi. İsteyen herkesle duruşma tutanağını paylaşabiliriz. Belediye Eş Başkanımızla ilgili dün verilen mahkeme kararı ne biliyor musunuz? Tek bir tane suçlama var Belediye Başkanımıza: 'Jin News' adlı şirketin müdürü olmak ve imza yetkilisi olmak. İnternet haberciliği yapan, Ticaret Sicili Gazetesi'nde kaydı olan, ticaret siciline kaydedilmiş bir şirketin müdürü olduğu için altı yıl üç ay hapis cezasıyla cezalandırıldı Belediye Başkanımız. 'Ya, benim istediğimi seçersiniz ya da ben gasbederim' diyorsunuz. Darbecisiniz ve darbeci olarak anılacaksınız.

Aydın: "Adalet siyasetin adeta giyotini hâline getirildi"

Yeni Yol Partisi İstanbul Milletvekili Birol Aydın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde aldığı ceza sonrası belediye meclis üyeleri arasında yapılan seçimde Ali Müfit Gürtuna'nın belediye başkanı seçildiğini hatırlatarak kayyum uygulamasına tepki gösterdi. Aydın, "Bir hafta önce neden olmadı bu, iki hafta önce neden olmadı ya da ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu karar daha sonraki mahkeme kararları beklenmeden neden apar topar uygulamaya konuldu? Kayyum uygulamalarının yargının siyasallaşması ve siyasetinde yargıçlığa heveslenmesinin bir sonucu olduğunu görüyoruz. Garabet işte tam da burada, adalet siyasetin adeta giyotini hâline getirildi" dedi.

Olgun: "Belediyeyi hukuk dışı yollarla ele geçiren anlayış, yarın başka kurumları da aynı keyfiyetle yönetmeye kalkışabilir"

Görevden alınan belediye başkanlarının yerine atanacak kişilerin belirlenmesi sürecinin tek bir makamın inisiyatifine bırakılamayacağını belirten İYİ Parti Afyonkarahisar Milletvekili Hakan Şeref Olgun ise şöyle konuştu:

"Burada bir demokrasi krizini tartışıyoruz. Kayyum atamaları artık istisna değil, sistematik hâle gelmiş bulunmaktadır. 2016 yılında çıkarılan 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname seçilmişlerin görevden alınmasını kolaylaştıran, belediye meclisinin yetkisini işlevsiz hâle getiren ve yürütme organının keyfî kararlarını yasallaştıran bir adım olmuştur. Görevden alınan belediye başkanlarının yerine atanacak kişilerin belirlenmesi süreci tek bir makamın insafına bırakılamaz, bırakılmamalıdır. Eğer gerçekten hukukun üstünlüğüne inanıyorsanız ya mahkeme kararlarının kesinleşmesini bekleyeceksiniz ya da bizim kanun teklifimizin 2'nci maddesine uygun şekilde bir düzenleme yapılarak hukuki denetime açık olacaksınız.

Bu durum, sadece bugünün meselesi değil, geleceğin de temel sorunudur çünkü bugün muhalif belediyelere uygulanan bu yöntem, yarın herkes için bir tehdit hâline gelebilir. Bugün bir belediyeyi hukuk dışı yollarla ele geçiren anlayış, yarın başka kurumları da aynı keyfiyetle yönetmeye kalkışabilir. Eğer demokrasiye gerçekten inanıyorsanız, kayyum atamalarının hukuka uygun ve şeffaf bir sürece bağlanmasını sağlamak zorundasınız."

Karakoz: "Bu uygulamaları maklubeye beraber kaşık salladığınız FETÖ zamanlarından hatırlıyoruz"

CHP Aydın Milletvekili Evrim Karakoz da iktidarın kayyum uygulamalarıyla siyasi irade gaspı yaptığına dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:

"Maalesef bir sabah uyanıyoruz belediyelere kayyum atandığını öğreniyoruz, bir sabah uyanıyoruz belediye başkanlarının tutuklandığını öğreniyoruz, bir sabah uyanıyoruz gazetecilerin gözaltına alındığını öğreniyoruz. Bu ülkede parti genel başkanları tutuklanır oldu, bu ülkede siyasetçiler sırf eleştirdikleri için ifadelere çağrılır oldu, bu ülkede belediye başkanlarının konuşmaları daha bitmeden soruşturmalar açılır oldu. Diğer taraftan ama çok güzel konuşuyorsunuz, hamaseti de güzel yapıyorsunuz, 'millî irade' diyorsunuz, 'sandık' diyorsunuz, 'demokrasi' diyorsunuz ama bu söylemler siz sandıktan çıkarsanız geçerli oluyor. Eğer millet sandıkta sizi tercih etmezse ortada ne demokrasi kalıyor ve hukuk kalıyor ne millî irade kalıyor. Eleştirmeyelim istiyorsunuz, konuşmayalım istiyorsunuz, her yaptığınızı ve dediğinizi onaylamamızı, sizin çizdiğiniz istikamette yürümemizi istiyorsunuz ama biz eleştireceğiz, ama biz konuşacağız; biz demokrasiyi, insan haklarını, hakkı, hukuku ve adaleti savunacağız.

Belediye meclislerini de devreden çıkarıp toptancı bir anlayışla, demokrasi, seçim tanımadan insanların siyasi iradesini gasbediyorsunuz. 22 yılda ülkemizi öyle bir felakete sürüklediniz ki ekonomi, tarım, eğitim, sağlık, güvenlik ve daha pek çok şey çökme noktasına geldi, kamu kurumlarına olan güven hiç olmadığı kadar aşağılara düştü, insanlar mutsuz. Milletin gerçek dertleri gündeme gelmesin istiyorsunuz, milleti baskıyla tahakküm altına almaya çalışıyoruz. Şu anda yapmış olduğunuz bu uygulamaları maklubeye beraber kaşık salladığınız FETÖ zamanlarından hatırlıyoruz. Şimdi de FETÖ taktikleriyle milletin iradesini gasbediyor, hukuk dışı uygulamaları olağan hâle getirmeye çalışıyorsunuz." (ANKA)

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir