DEM Parti İstanbul İl Örgütü, pazar günü İstanbul’un Esenyurt ilçesinde “Filistin ile Dayanışma Mitingi” düzenleyecek. DEM Parti İstanbul İl Eş Başkanı Gonca Yangöz, mitinge ilişkin “İsrail’le tüm askeri, ticari, diplomatik, akademik, kültürel ilişkilere son verilsin diyoruz. Türkiye başta olmak üzere bölge devletlerinin savaşı besleyen, büyüten politikalarına dur diyoruz. Filistin halkının gerçek dostları olan bölge halklarını, savaşların sona ermesi için mazlum halkların yanında olmaya çağırıyoruz” açıklamasını yaptı.
DEM Parti İstanbul İl Örgütü, İsrail’in saldırıları nedeniyle pazar günü İstanbul Esenyurt’ta “Filistin ile Dayanışma Mitingi” düzenleyecek. Mitinge ilişkin partinin Beyoğlu’nda bulunan il binasında basın toplantısı düzenlendi. Toplantıya İstanbul Milletvekilleri Kezban Konukcu Kok ile Çiçek Otlu ve İstanbul İl Eş Başkanları Gonca Yangöz ve Murat Kalmaz katıldı.
Kalmaz, “Bütün dünya halkları bu savaşların durması için dayanışma mitingleri düzenliyor, bu savaşların durması için çağrılar yapıyorlar. Biz de DEM Parti olarak İsrail’in başlatmış olduğu savaşın durdurulması ve Filistin halkıyla dayanışma için miting düzenliyoruz” dedi.
"Ancak ezilen halklar dayanıştığında Ortadoğu'ya barış gelecek"
Konukcu Kok da sivil halkların katledildiğine dikkat çekerek ezilen hakların ses çıkarması gerektiğine vurgu yaptı. Konukcu Kok, “Dünyanın dört bir tarafında etkili eylemlerle ses çıkaranlar oldu. Biz de DEM Parti olarak Türkiye ile Kürdistan’daki halklarımızla ezilen halkların birlikte mücadele ettiği bir parça olarak Filistin halkıyla dayanışmak için 14 Ocak’ta Esenyurt’ta etkili bir miting düzenleyeceğiz. Biliyoruz ki ancak ezilen halklar dayanıştığında Ortadoğu’ya onurlu bir barış gelecek. İş birlikçi ve iki yüzlü devletler ifşa edilmeden biz gerçek ve onurlu barışa ulaşamayacağız” diye konuştu.
"İsrail Batı Şeria'ya yöneldi"
Parti adına hazırlanan ortak açıklamayı da Yangöz okudu. Aylardır Gazze’de soykırım yaşandığını belirten Yangöz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İsrail; kadın, çocuk, genç, yaşlı demeden katliam yapıyor, yerleşim alanlarını yerle bir ediyor. İsrail’in işgalci savaşı nedeniyle 7 Ekim’den bu yana 23 bini aşkın sivil yaşamını yitirdi. 10 bini çocuk, 7 bini kadın katledildi. 70 bine yakın kişi yaralanırken hastaneler başta olmak üzere tüm yaşam alanları bombalarla yıkıldı. Hayatta kalan yaklaşık 2 milyon insan, 3,5 aydır abluka ve saldırı altında susuzluk, açlıkla, bulaşıcı hastalık riskiyle yaşıyor; yaralıları tedaviye erişemeden ölüyor, ölüleri gömülemiyor. Mezarlıklar tahrip ediliyor. Gazze’yi ölüm kentine dönüştüren İsrail, şimdi de Batı Şeria’ya yönelmiş durumda. İsrail, savaşı tüm bölgeye yaymaya çalışıyor; Lübnan’ı, Suriye’yi bombalıyor, suikastler gerçekleştiriyor. Filistin topraklarını işgal ederek kurulan İsrail, daha önce de olduğu gibi yaptığı hiçbir katliam ve savaşın hesabını vermiyor. Bütün anlaşmalara ve insani değerlere gözlerini, kulaklarını kapatmış durumda.
"En büyük ihracat ise savaş sanayi alanında yapılıyor"
Halkların mozaiği olan Ortadoğu, kapitalist modernitenin, emperyalist güçlerin rekabet sahası olmuş durumda. Uluslararası sermaye güçleri savaş sanayisinden beslenirken halklara ölüm reva görülüyor, doğa ve halkların tarihi yok ediliyor. Filistin halkı ve toprakları adeta yeryüzünden silinmek isteniyor. Tıpkı Kürt halkına yapılmak istenen gibi. Kürt halkının yaşadığı Kuzey Doğu Suriye’de, Güney Kürdistan’da da yaşam alanları, hastaneler, tahıl depoları bombalanıyor. Demokrasi ve barış söyleminde yarışan dünya devletleri soykırıma suç ortaklığı yapıyor. Ortadoğu halklarının savaş altında yaşamasına onay veriyor ya da görmezden geliyor. Türkiye’de ise ikiyüzlü politika yine devrede. ‘Filistin davamız’ denilirken İsrail’le siyasi, ekonomik, ticari, askeri ve kültürel ilişkiler devam ediyor. Türkiye, İsrail’le ekonomik ortaklıkta ilk sırada yer alırken ticaret hacmi 20 yılda yüzde 532 artış gösterdi. En büyük ihracat ise savaş sanayi alanında yapılıyor.
"AKP-MHP iktidarı İsrail'e lojistik desteğini sürdürüyor"
Gazze’ye yönelik saldırının başladığı 7 Ekim’den bu yana ticarette herhangi bir yaptırım görülmedi. Aksine İsrail’in ihtiyaç duyduğu temel ham maddelerinin Türkiye’den kalkan gemilerle taşındığı açığa çıktı. İstedikleri kadar mitingler düzenlesinler, istedikleri kadar ‘din kardeşliği’ adıyla Filistin’e destek verdiklerini söylesinler; AKP-MHP iktidarı, İsrail’e lojistik desteğini sürdürüyor. Ortadoğu’da halkların gönüllü birliğiyle adil ve onurlu bir yaşamın barış içinde, özgürlük içinde sağlanması mümkün. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi olarak Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde halkların katledilmesine dur diyoruz. Kürt halkının, Filistin halkının en temel talebi olan özgürlük ve onurlu barış mücadelesi talebini savunduk savunacağız diyoruz.
"Mazlum halkların yanında olmaya çağırıyoruz"
İsrail’le tüm askeri, ticari, diplomatik, akademik, kültürel ilişkilere son verilsin diyoruz. Türkiye başta olmak üzere bölge devletlerinin savaşı besleyen, büyüten politikalarına dur diyoruz. Filistin halkının gerçek dostları olan bölge halklarını, savaşların sona ermesi için mazlum halkların yanında olmaya çağırıyoruz. Şimdi, Filistin’e ses olmanın zamanıdır. Esenyurt’ta 14 Ocak’ta düzenleyeceğimiz Filistin Halkıyla Dayanışma Mitingimize tüm halkımızı davet ediyoruz. Ezilen halkları, emperyalizme ve sömürgeciliğe karşı ortak ses çıkarmaya çağırıyoruz.”