Politika

DEM Parti'den İstanbul Barosu'na dava açılmasına tepki: Hukuki temelden yoksundur ve doğrudan siyasi baskıyla açılmıştır

15 Ocak 2025 14:08

Güncelleme: 15 Ocak 2025 14:13

DEM Parti'den yapılan açıklamada, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu'nun İstanbul Barosu hakkında açtığı davaya tepki gösterilerek, "İstanbul Barosu'nun ve meslek örgütlerinin yanındayız ve bu tür girişimlere karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Savunma makamı susturulamaz" denildi.

TIKLAYIN - İstanbul Baro Başkanı ve yönetimine dava: Görevlerine son verilmesi talep edildi

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın İstanbul Barosu yönetimine yeniden seçim talebiyle açtığı davaya tepkiler gelmeye devam ediyor. DEM Parti Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu'ndan yapılan açıklamada, 'Yerel yönetimlere yönelik kayyım atamalarıyla başlayan bu politika, şimdi de barolar gibi anayasal kuruluşlara yönelik müdahalelerle derinleştirilmektedir" denildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"İstanbul Barosunun ifade özgürlüğü, hapishanelerdeki tecrit uygulamaları, hukuksuz gözaltı ve tutuklamalar, kadın ve çocuklara yönelik şiddet gibi toplumsal meselelerde sergilediği net ve ilkeli duruş, bu müdahaleyi açıklayan en önemli gerekçelerden biridir. Daha önce Türk Tabipleri Birliği de halk sağlığını savunan ilkeli duruşu nedeniyle iktidarın hedefi haline gelmişti. AKP iktidarı, demokratik yollarla seçilmiş yerel yönetimleri kayyım atamalarıyla işlevsizleştirerek halkın iradesini yok saymıştır. Benzer şekilde bugün de baroların demokratik işleyişine müdahale edilmeye çalışılmaktadır. Oysa Anayasa’nın 135. maddesi ve Avukatlık Kanunu’nun 76. ve 95. maddeleri uyarınca, baroların görevden alınması veya yönetimlerinin değiştirilmesi yalnızca üyelerinin iradesiyle mümkündür. Savcılığın açtığı bu dava hukuki temelden yoksundur ve doğrudan siyasi baskıyla açılmıştır.

"Tüm toplumu baskılara karşı demokrasiyi savunmaya çağırıyoruz"

Bu girişimler, tüm baroları ve meslek örgütlerini hedef almaktadır. Barolar gibi anayasal kuruluşların susturulması, savunma makamının etkisizleştirilmesi ve halkın adalet arayışının engellenmesi anlamına gelmektedir. Demokratik işleyişi hedef alan bu tür müdahaleler, yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını ortadan kaldıran tehlikeli bir sürecin parçasıdır. Kayyım politikasıyla halkın iradesine el koyan anlayış, şimdi de meslek örgütlerinin bağımsızlığını ortadan kaldırmaya çalışmaktadır. İfade özgürlüğünü, hukukun üstünlüğünü, savunma hakkını ve demokratik değerleri savunan İstanbul Barosunun ve meslek örgütlerinin yanındayız ve bu tür girişimlere karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Savunma makamı susturulamaz, demokratik irade yok edilemez! Tüm toplumu bu tür baskılara karşı meslek örgütlerinin özerkliğini ve demokrasiyi savunmaya çağırıyoruz." (ANKA)

 

 


2024’ün gözden kaçan 26 dizi ve filmi

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir