Başbakan ve AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu arasında gerçekleştirilen koalisyon görüşmesinde, perşembe ya da cuma günü bir kez daha bir araya gelme kararı alındı. AKP adına açıklama yapan Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, "Türkiye'yi hükümetsiz bırakmamak üzere en geniş yelpazede bütün seçeneklerin görüşüldüğünü" duyurdu, "nihai karara perşembe veya cuma günü yapılacak görüşmede ulaşılacağını" söyledi. CHP Sözcüsü Prof. Haluk Koç da, "yapıcı, sonuç alıcı, katkı sağlayıcı" bir yaklaşımla koalisyon sorumluluğunu kolaylaştırıcı olmaya çalıştıklarını vurguladı.
Zorunlu erken seçim için anayasada belirtilen 45 günlük sürenin dolmasına 12 gün kala gözlerin çevrildiği Davutoğlu ile Kılıçdaroğlu görüşmesinden bir kez daha buluşma kararı çıktı. Varılan anlaşmaya göre, iki parti lideri de, partilerinin TBMM grupları ve yetkili organlarına bilgi verip görüş aldıktan sonra perşembe veya cuma günü bir kez daha bir araya gelecekler.
Müzakerenin yemekte de devam ettiği Başbakanlık Konutu'ndaki görüşme, 4 saat 20 dakika sürdü. Görüşmeye, genel başkanlar dışında AKP'den Ömer Çelik, CHP'den de Haluk Koç katıldı.
Haluk Koç: Önce Türkiye, çıkarlarımız değil; bizim siyasi önceliğimiz bu
İlk açıklamayı yapan Koç, Saat 23:15 sıralarında CHP Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, "iki parti liderinin de ülkenin içinde bulunduğu siyasi ortamda sorumluluk alma gailesi içinde olduğunu" belirterek, "Yapıcı, sonuç alıcı ve bugün yaşadığımız çok boyutlu sorunların aşılmasına katkı sunacak bir koalisyon sorumluluğunu kolaylaştırmaya çalışıyoruz" dedi.
"Ülkenin menfaati göz önünde bulundurulduğundan birçok konuda mutabakata varıldığını söyleyebilirim" diyen Haluk Koç'un açıklamasının satır başları şu şekilde:
"Demokrasinin olgunluğu, milli iradenin yansıtıldığı genel seçim sonuçları üzerine, siyaset kurumunun gerekli analizini yapmaktan, üzerine gerekli çözümleri aramaktan geçer. Ahmet Davutoğlu'nun bu yöndeki çabaları da 13 Temmuz'da CHP'yi ziyaretiyle başlamıştır. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da sürecin başından itibaren sorumluluk üstlenme beyanında bulunmuş, CHP’nin pozisyonunu ülke menfaatlerinin yanında belirlemiştir.
Şimdiye kadar yapılan görüşmelerde iki ayrı siyaset damarının, farklı duyarlılıklar yaşayan iki siyaset damarının, birlikte koalisyon oluşturup oluşturamayacağını değerlendirdik. Ülkenin menfaatleri ön plana alındığında, birçok uzlaşılan nokta ön plana çıktı. Yapıcı, sonuç alıcı ve bugün yaşadığımız çok boyutlu sorunların aşılmasına katkı sunacak bir koalisyon sorumluluğunu kolaylaştırmaya çalışıyoruz. Bugün yapılan görüşmelerde, sayın genel başkanlar çeşitli konularda ön görüşmelerden çıkan sonuçlar üzerine görüşlerini ifade ettiler. Bu çerçevede samimi bir şekilde düşüncelerini ifade ettiler, sorumluluklarını yansıtan değerlendirmelerde bulundular. Çarşamba ya da perşembe günü, bir kez daha bir araya gelecekler.
Yapıcı sonuç alıcı ve çok boyutlu sorunların çözüme katkı sağlayacak bir koalisyon amaçlıyoruz. Parti çıkarlarımızı, ülke çıkarlarının önüne koyma lüksünün olmadığını biliyoruz. Siyasette umut ya da mutluluk çok ölçülecek bir şey değil. Önce Türkiye, çıkarlarımız değil. Bizim siyasi önceliğimiz bu."
Ömer Çelik: Olur ya da olmaz, en doğru yolu bulabilmek için samimi bir gayret var
İstikşafi görüşmelerde AKP heyetinin sözcülüğünü yapan Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik de, görüşme sonrasında yaptığı açıklamada, ülkenin hükümetsiz kalmaması için iki partinin de elinden geleni yaptığına dikkat çekti. "Türkiye siyasi hayatında, iki ana damarın, birbirine zıt iki damarın taşıyıcısı olan genel başkanların böylesine görüşme sürecinin ardından bir araya gelmesi ilktir" diyen Çelik'in açıklamasının öne çıkan kısımları şu şekilde:
"Bugün Bakanlar Kurulu’na sunum yaptık, CHP’yle yaptığımız görüşmelerde hangi bakanın alanına giren bir konu varsa, onu gündeme getirdik. MYK’mızdan sonra Bakanlar Kurulu’na da bilgi vermiş oldu. Türkiyeyi hükümetsiz bırakmama sorumluluğu içerisinde, her iki genel başkan çeşitli değerlendirmelerde bulundular. Geniş bir yelpaze ve farklı değerlendirmeler var. İki genel başkan bunları paylaştı, görüşmeler sonrasında ortaya çıkan tablodaki uzlaşılan ya da anlaşılamayan konulardaki görüşlerini ifade ettiler. Genel başkanımız ve ardından Kemal Kılıçdaroğlu, uzun değerlendirmelerde bulundu.
Görüşme, herhangi br sonuca bağlanmadı. Perşembe ya da Cuma, nihai bir değerlendirmeye varmak için tekrar bir araya gelecekler. Türkiye siyasi hayatında, iki ana damarın, birbirine zıt iki damarın taşıyıcısı olan genel başkanların böylesine görüşme sürecinin ardından bir araya gelmesi ilktir. İki zıt akımın genel başkanları açık bir biçimde, samimi bir şekilde görüşlerini paylaşmış oldular. Bu durum, başlı başına Türk siyaseti açısından kazanımdır. Türkiyeyi hükümetsiz bırakmamak konusundaki ihtimallerin en geniş yelpazede değerlendirilmesi, Türk siyaseti açısından kıymetlidir. Perşembe ya da cuma günü yapılacak görüşmede, bu süreçten nasıl bir sonuç çıkacağına karar verecekler.
Tabanları birbirinden farklı, Türk siyasi hareketinin iki zıt ana damarı arasında belli noktalarda uzlaşma sağlanması, büyük bir emek gerektiriyor. Hepimiz için meşakatli ama gerekli bir dönem oldu. Bu iki akımın her konuda anlaşması, Türkiye’de tarihin sona gelmesi demektir."
İlk kez 13 Temmuz’da CHP Genel Merkezi'nde bir araya gelen iki lider, parti heyetlerinin 5 ayrı toplantıda 35 saat mesai yapmasının ardından, Başbakanlık Konutu'nda buluştu. Heyetler arasındaki görüşmelerde belirlenen, “uzlaşılan”, “uzlaşılmayan”, “uzlaşmaya yakın olunan” konu başlıklarının değerlendirildiği toplantıya, iki parti arasındaki heyetler arası görüşmeleri koordine eden Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik ile CHP Parti Sözcüsü Haluk Koç da katıldı.