Yeniçağ Gazetesi Ankara Temsilcisi Ahmet Takan, TSK'daki cuntacılar tarafından düzenlenen darbe girişiminin başarısız olmasının ardından, 15 askeri helikopterin kaybolduğunu öne sürdü. Takan, "Dedeağaç'a kaçanlar anında görüntüleri ile deşifre edilirken, kayıp 15 helikopterle ilgili bilgiler neden kamuoyundan saklanıyor. Bunların içinde kimler vardı? Bizler, kaos içinde doğruları bulmaya çalışırken, karartma operasyonları neticesinde 15 helikopter içindeki hainler güvenli ellere mi kavuştu?" diye yazdı.
Ahmet Takan'ın, "Genelkurmay karargâhındaki darbe operasyonunu yöneten şok isim!.." başlığıyla yayımlanan (18 Temmuz 2016) yazısı şöyle:
15 Temmuz gecesi yaşanılan alçak darbe girişiminin tüm kirli yönlerinin, iki yüzlülüklerinin öyle uzun uzadıya gizli kalacağını sanmıyorum.
Birileri bir hesap yaptı;
Havada, tek hizada uçan kuş sürüsünün en sonunda bulunanına bir taş isabet ettirip hepsini birden düşürmeyi hedefledi. Şimdilik (!) başarılı olmuş gibi gözüküyor. O tek taş, sürünün sonundaki kuşa isabet edince önündekiler de düşmeye başladı...
Çakma ABD darbesinin "başarılı" olduğunu dün yazmıştım. Devlet işleyişinde ve millet hayatına olan etkilerde, bu gibi hain saldırıların nasıl, neler olduğundan daha da önemlisi sonuçları ve kim/kimlere yaradığıdır. Dün, TSK'ya -tamamen bitirmeye yönelik- indirilen büyük darbeye, temel yapı taşımız ordu-millet anlayışımıza düzenlenen suikastı, TSK'nın itibarsızlaştırma operasyonları ile birlikte değinmiştim. Sıcağı sıcağına yaptığım değerlendirmeler ile birlikte hain darbe girişiminin devlet mekanizmasında atom bombası yemiş gibi etki meydana getirdiğini de net olarak aktarabilirim. "Darbe girişimi başarısız oldu" söylemlerine kanmayın, aldanmayın!.. Darmadağın oldu devlet koridorları. TSK, emniyet, yargı ve tüm bakanlıklarda koordinasyon tamamen koptu. Tam bir devlet dağınıklığı görüntüsü hâkim. Kimse kimseyle konuşmuyor. Herkes birbirine düşman gözü ile bakıyor. Yazılan ince senaryo ile gerçekleştirilen darbe girişimi neticesinde devlet, başka bir darbeci ekibin eline geçiyor. Yönetim tarzı ile ilgili de herhalde bir-iki cümle yazmama gerek yok!.. "Darbe başarılı oldu" fikrime katılmıyorsanız o zaman "maksat hasıl oldu" penceresinden bakın olup bitenlere!..
***
Bu alçakça düzenlenen darbe girişimi hakkında "çok özel" başlığı altında televizyonlarda çok şey söyleniyor. Gazetelerde de bir hayli şey yazılıp çiziliyor. Bu özel ve kapı arkası bilgilerin aktarılması habercilik mesleği açısından da çok önemli ve değerli. Tam bu noktada yukarıda anlatmaya çalıştığım meramıma açıklık getirmesi açısından o dehşet gecesinde Genelkurmay karargâhında en kritik katta neler olup bittiğine dair sizlere yazabileceğim kadarıyla çok özel bir pencere açacağım;
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın darbeciler tarafından enterne edildiği an... Akar'ı emir subayı ve özel kalem müdürü ile enterne ediyorlar. Yıllardır kendi mahiyetinde çalışan askerleri Akar'ın kafasına silah dayıyor. Kemerle boynunu sıkıyor. Neden?.. Akar'ın önüne, darbecilerin TRT ekranlarından yayınlanan darbe bildirisi konuyor. Akar'dan bunu okuması isteniyor. Fakat burada çok önemli bir ayrıntı var. Darbeciler, Akar bunu okurken televizyon kanallarında yayınlanması için görüntülü-sesli kayıt yapılacağını söylüyor. Akar direniyor ve reddediyor. Bu arada kavga çıkıyor. Dışarıdan seslere koşanlara müdahale edilirken şehit düşenlerin olduğu söyleniyor. Bu arada Genelkurmay Başkanı'nın odasına girmeyen ve karargâhta darbe operasyonunu sevk ve idare eden bir isim var. O kişi daha sonra, Genelkurmay Başkanı'nın Akıncı Üssü'ne götürüldüğü helikoptere kendini kelepçelettirerek biniyor. Tezgâh, (beni de darbeciler derdest etti-aht-) Akar kurtarıldıktan sonra ortaya çıkarılıyor. Aynı helikopterde bulunan bir paşa kendisinin yardıma koşarken, Genelkurmay Başkanlığı Stratejik Dönüşüm Daire Başkanı Tümgeneral Mehmet Dişli'nin darbecilere emirler yağdırarak sevk ve idare yaptığını tek tek Akar'a anlatıyor. Genelkurmay Başkanı çok şaşırıyor. Tümgeneral Mehmet Dişli, R. Erdoğan'ın gözde yakınlarından AKP Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli'nin öz kardeşi. AKP iktidarında terfi ettirildi. Başkanı olduğu dairenin adı; Proje Yönetim Daire Başkanlığı'ydı. Kendi önerisi kabul edildi ve dairenin adı "Stratejik Dönüşüm Daire Başkanlığı" oldu. Hulusi Akar, bu acı gerçeği de öğrendikten sonra, "Niye dairenin adını stratejik dönüşüm yaptırmış şimdi anlaşıldı. Neyi dönüştürmek istedikleri ortaya çıktı" diyor. Yapılan süratli incelemenin ardından AKP Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli'nin kardeşi Tümgeneral Mehmet Dişli tutuklanarak göz altına alındı. Bu satırların kaleme alındığı dakikalara kadar bu çok önemli ayrıntı medya haberleri arasında yoktu!.
En azından bu olay bile, çakma ABD senaryosu hakkındaki kuşkularımı kuvvetlendiriyor. ABD ve İngiliz medyasında yakın zamanda çıkan "Erdoğan darbe yaptıracak" yazı ve haberleri hiç hafızamdan çıkmadı. Tekrar tekrar sormak gerek; "kumpas" itiraflarının ardından bu komutanları AKP niye terfi ettirdi?.. Bu terfilerde gerçek sorumlular kimler? Bugün, vatana ihanet eden eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk'ün geçen sene emekli edilmemesi ve YAŞ üyesi olarak görevine devam etmesi için siyasi iktidarın Genelkurmay'a yaptığı ağır baskıyı en iyi bilenlerdenim.
***
Darbe girişimi sonrasında haklı olarak gözlerimizi helikopterle Dedeağaç'a kaçan ve iade edilen hainlere çevirdik. Bu arada kayıp olan başka helikopterler hakkında cılız haberler çıktı sağda solda. Sağlam kaynaklardan öğrendiğime göre; şu anda tespit edilen kayıp helikopter sayısı 15. Ve en son hepsi Erzincan semalarında görüldü. Bu satırların yazıldığı anlarda en son gelişme buydu.
Şimdi en can alıcı soruyu gündeme getirmek gerek;
Dedeağaç'a kaçanlar anında görüntüleri ile deşifre edilirken, kayıp 15 helikopterle ilgili bilgiler neden kamuoyundan saklanıyor. Bunların içinde kimler vardı?.. Bizler, kaos içinde doğruları bulmaya çalışırken, karartma operasyonları neticesinde 15 helikopter içindeki hainler güvenli ellere mi kavuştu?..
Son not; Dün Ankara'ya özenle seçilen 3 bin 500 özel harekât polisi getirildi!..