Gündem

'Çuval olayını protesto ettim diye Ergenekon davasında müebbet aldım'

Ergenekon davasında müebbet hapisle cezalandırılan emekli Orgeneral Hurşit Tolon, Türk askerinin başına 2003'te çuval geçirilmesini protesto ettiği için cezalandırıldığını öne sürdü

09 Ağustos 2013 22:39

Silivri Cezaevi’nde Ergenekon davasında ceza alan isimlerden CHP Milletvekili Mustafa Balbay, gazeteci Tuncay Özkan, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ve emekli Orgeneral Hurşit Tolon'u ziyaret eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan çarpıcı bir iddia ortaya attı. Tezcan, Ergenekon davasında müebbet hapis cezası alan Tolon’un görüşmede, ‘2003 yılında Türk askerinin başına çuval geçirilmesi olayını protesto etmek için ABD’de yapılan bir törene katılmaması nedeniyle cezalandırıldığını’ söylediğini aktardı.

 
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, Ergenekon davasında çeşitli hapis cezalarına çarptırılan CHP Milletvekili Mustafa Balbay, gazeteci Tuncay Özkan, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ve emekli Orgeneral Hurşit Tolon'a, cezaevinde bayram ziyaretinde bulundu.
 
Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ne sabah saatlerinde giden Tezcan, Balbay, Özkan, Başbuğ ve Tolon'u ziyaret ederek, bayramlarını kutladı. Tezcan'ın ziyareti yaklaşık 7 saat sürdü.
 
Cezaevi çıkışında gazetecilere açıklama yapan Tezcan, Balbay, Özkan, Başbuğ ve Tolon'la bayramlaştıklarını, sohbet ettiklerini ve 5 Ağustos'ta açıklanan kararı değerlendirdiklerini belirterek, şunları söyledi:
 

'Gazetecilik faaliyeti cezalandırıldı'

 
"Özellikle Balbay ve Özkan'ın aldığı cezalara baktığımızda, “kişisel verileri kaydetmek”, “devlete ilişkin bilgileri kaydetmekten” ceza alıyorlar. Tuncay Özkan, aynı zamanda bu bilgiler nedeniyle, “darbeye teşebbüs” suçundan müebbet ağır hapis cezası alıyor. Bunlar çok ağır cezalar. Beraat etmesi gereken sanıkların bu cezaları alması gerçekten vicdanları kanatan bir durum… Hem Balbay'la, hem Özkan'la konuştuğumuzda, örneğin “kişilere ait bilgileri ele geçirmek” ya da “devlete ait bilgileri ele geçirmekten” ceza alan Mustafa Balbay, daha önce bunların tamamını kitaplarında yazmış. Yani tamamı gazetecilik faaliyeti. Gazetecilik faaliyetinden örgüt üyesiymiş gibi hüküm giymiş olmalarını kabul edemiyorlar. Kabul etmek mümkün değil. Siz gazetecisiniz. Sizin topladığınız, aldığınız, kayda geçirdiğiniz bilgilerin, sizin aleyhinize böyle bir suç delili olarak kullanılabilmesi mahkemenin mantığıyla baktığınızda gayet mümkün. Demokrasilerde bunu kabul etmek mümkün değil."
 

Tolon'un ‘çuval’ iddiası

 
Görüşmede Hurşit Tolon'un kendisine, "Bana sivil toplum örgütlerinin toplantılarına niye katıldığımı soruyorlar. Bundan dolayı ceza verdiler" ifadesini kullandığını aktaran Tezcan, Tolon'un dile getirdiği bir iddiayı da şu şekilde anlattı:
 
"Hurşit Tolon gözaltına alındığında 129 CD'ye el konuluyor evinde. Bunlardan 111'i iade ediliyor. Bunları çıkarttığınızda 18 CD'nin ellerinde olması gerek ama 21 CD var. 3 tane CD ilave edilmiş. Bu 3 CD, hiçbir arama tutanağında yok. Müebbet hapis cezasına çarptırıldığı bilgilerin bu CD'lerde ele geçtiği iddia ediliyor. Tolon, 'Bende bulmadıkları sahte CD ile beni müebbete mahkûm ettiler' diyor. 'Bu, çuval geçirilmesine karşı ABD'de protesto edip Türkiye'ye dönmemin intikamıdır' diyor. 'Ben Türk askerine çuval geçirildiğinde ABD'deydim. Burada ilk tepkiyi gösteren ve geri dönen komutandım. Bunun bedelini, hesabını böyle sordular' diyor. 'Ben ayakta ölmeye ant içtim, diz çökerek ölmeyeceğim. Bu mahkemelere, bu adaletsizlikere diz çökmeyeceğim' diyor."
 

Başbuğ'u duygulandıran an

 
Tezcan, İlker Başbuğ ile de görüştüğünü ve Başbuğ'un basında yer alan görüşlerini kendisine de aktardığını anlatarak, Başbuğ'un, "Ben, mahkeme kararıyla terör örgütüymüş gibi gösterilen Türk Silahlı Kuvvetleri'nin komutanıydım. Beni oraya atayan başbakan ve cumhurbaşkanının kararıdır, bu siyasi iradedir. Dolayısıyla bu siyasi irade, eğer TSK'nın bütün genel komuta kademesi suç örgütüyse, o zaman bizi oraya atayanların, siyasi iradenin de siyasi sorumluluğu vardır. Eğer değilse, o zaman bunu engelleyecek düzenlemeyi yapmak o siyasi iradenin elindedir" ifadelerini kullandığını kaydetti.
 
İlker Başbuğ'un, kararın açıklandığı andaki bir anısını kendisiyle paylaştığını da belirten Tezcan, bu anıyı şöyle anlattı:
 
"Başbuğ kararı dinlerken, salondaki uzman çavuşlar yanına gelmişler, gözleri dolu dolu demişler ki, 'Komutanım sağlığınıza dikkat edin'. Boğazları düğümlenerek, gözleri dolu vaziyette demişler bunu. 'En çok bundan etkilendim. Gözlerim doldu' diyor. 'Bana verilen müebbet hapis cezasından değil ama o askerlerin bana gösterdikleri, TSK'ya gösterdikleri saygı, bütün o itibarsızlaştırma kampanyasına rağmen, 'Komutanım sağlığınıza dikkat edin' sözü beni en çok etkileyen olaydı' diyor."
 

‘Çözüm basit; parlamento el koyar’

 
Tezcan, 5 Ağustos'ta çok önemli bir sürecin yaşandığını, Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın bu yöndeki açıklamaları olduğunu ifade ederek, "Hepsi üzüldüğünü söylüyor ama 5 Ağustos'ta burada yaşanan ve herkesin üzüldüğünü söylediği bu hukuksuz sonuç aniden ortaya çıkmadı. 6 yıldan bu yana devam eden hukuksuz bir yargılama sonucunda buraya gelindi" şeklinde konuştu.
 
Şimdi hiç kimsenin bunları bilmiyormuş gibi davranmaması gerektiğini vurgulayan Tezcan, şöyle devam etti:
 
"Başbakan, Cumhurbaşkanı ve parlamentoda çoğunluğu elinde bulunduran iktidar partisi eğer bu adaletsizlikleri görüyorsa, eğer başından bu yana devam eden haksızlığı görüyorsa, çözüm çok basittir. Parlamento olaya el koyar. Parlamento idaresi meclisi toplar ve bu adaletsizliği ortadan kaldıracak yasal düzenlemeleri yapar ve bitiririz. Şimdi yol yakınken bir kere daha çağrıda bulunuyorum. Bu adaletsizliği ortadan kaldıracak nokta, parlamentonun hukuka ve adalete sahip çıkacak bir karar almasıdır."
 

Tolon’un sözünü ettiği ‘Çuval Olayı’ nedir?

 
Çuval olayı, 4 Temmuz 2003 günü Kuzey Irak'ın Süleymaniye kentinde karargâh kurmuş bulunan (bir binbaşı komutasında) 11 Türk Silahlı Kuvvetleri mensubunun ve Türkmen mihmandarlarının Irak'taki işgal kuvvetlerinin bir parçası olan Amerikan 173. Hava İndirme Tugayı'na bağlı askerlerce ve yanlarında peşmergelerin de bulunduğu bir ortamda, sürpriz bir baskın sonucu derdest edilmeleri ve başlarına çuval geçirilmek suretiyle götürülüp 60 saat süresince alıkonularak sorguya çekilmeleri hadisesini tanımlamak için kullanılan terim…
 

Amerikan Bağımsızlık Günü'nde operasyon

 
ABD'nin sonradan özür dilediği belirtilmişse de, hadise Türkiye - ABD ilişkilerini derinden yaralamıştı. Operasyon için ABD'nin en önemli milli bayramı olan 4 Temmuz (Bağımsızlık Günü - Independence Day) tarihinin seçilmiş olması, günün Cuma'ye denk gelmesi, bu şartlarda konuyu süratle ve diplomatik tarzda çözüme kavuşturabilecek yetkili Amerikan makamlarına ulaşmanın uzun sürmesi ve Türk askerlerinin bu yüzden 60 saat gözaltında bekletilmeleri, Amerikan askerlerince küçük düşürücü kasıtlı hareketlere başvurulmuş olması, "Çuval hadisesi"nın bir provokasyon olduğu görüşlerinin dile getirilmesine sebebiyet vermişti.
 

İlgili Haberler