20 Mart 2025 18:22
Güncelleme: 20 Mart 2025 19:01
T24 Haber Merkezi
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eski hukuk danışmanı ve ceza hukukçusu Prof. Dr. İzzet Özgenç, gözaltına alınan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında yürütülen soruşturmaya ilişkin olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "Edindiğim bilgiye göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturmalar konusu iş ve işlemlerle ilgili olarak müfettiş incelemeleri ve raporları, ilgilisine göre İçişleri Bakanlığı'ndan veya İstanbul Valiliği'nden temin edilmiş soruşturma izinleri mevcut değildir" dedi. Özgenç, İmamoğlu'nun diplomasının iptal edilmesine ilişkin olarak da "İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın malum yatay geçiş ve diploma sahteciliği konusunda başlattığı soruşturma da, hukuki olmaktan ziyade siyasi amaç taşımaktadır. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı kendisine vazife olmayan bir olayı soruşturma konusu yapmıştır" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı eski Hukuk Danışmanı ve 2005’de yürürlüğe giren Türk Ceza Kanunu’nu hazırlayan iki isimden biri olan Prof. Dr. İzzet Özgenç, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alındığı soruşturmaya ilişkin olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bilgi notu gönderdiğini duyurdu.
Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Özgenç, İmamoğlu'na yönelik soruşturmada dosyanın usulsüz yürütüldüğünü vurguladı.
Prof. Dr. İzzet Özgenç, "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı hakkında başlatılan soruşturma ile ilgili olarak Sayın Cumhurbaşkanı'na gönderdiğim bilgi notudur" notunu düştüğü paylaşımında İBB Başkanı hakkındaki soruşturmanın hukuk zemininde yürütülmediğini belirtti.
Özgenç'in Cumhurbaşkanı Erdoğan'a gönderdiği bilgi notu şu şekilde:
"İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve ilgili sair kişiler hakkında yapılan adli soruşturma, hukuk zemininde yürütülmemektedir.
Bu soruşturma öncesinde Büyükşehir ve ilçe belediyeleri ile bağlı ve ilgili kuruluşlar bünyesindeki iş ve işlemlerle ilgili olarak İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişleri marifetiyle inceleme yapılması ve bu incelemelere bağlı olarak düzenlenen raporlar esas alınarak, gizlilik içinde adli soruşturma süreçlerinin başlatılması gerekirdi.
Müfettiş raporları esas alınarak adli soruşturma başlatıldıktan sonra, işlendiği tespit edilen suçlardan hareketle, Cumhuriyet savcıları söz konusu olaylar bağlamında bir suç örgütünün varlığı, bu örgütün yönetici ve üyeleri ile ilgili tespit ve değerlendirmelerde bulunabilirler.
Bu yöntemin işletilmesi, Büyükşehir ve ilçe belediyeleri ile bağlı ve ilgili kuruluşlar bünyesindeki iş ve işlemlere ilişkin bilgi ve belgelerin daha sağlıklı bir şekilde toplanması ve muhafaza altına alınması sağlanmış olurdu.
Edindiğim bilgiye göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturmalar konusu iş ve işlemlerle ilgili olarak müfettiş incelemeleri ve raporları, ilgilisine göre İçişleri Bakanlığı'ndan veya İstanbul Valiliği'nden temin edilmiş soruşturma izinleri mevcut değildir. Her ne kadar bazı iş ve işlemlerle ilgili olarak müfettiş incelemesi mevcut ve soruşturma izni verilmiş ise de, yapılan yargısal denetimlerde, bu kararlar iptal edilmiştir.
Şayet bu bilgi doğru ise; Büyükşehir ve ilçe belediyeleri ile bağlı ve ilgili kuruluşlar bünyesindeki iş ve işlemlere ilişkin olarak usulüne göre yapılmış müfettiş incelemesi olmaksızın ve gerekli izinler alınmaksızın, hangi mülahazayla olursa olsun, doğrudan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından adli soruşturma sürecinin başlatılması, doğru olmamıştır.
Bu soruşturma sürecinde gizlilik ihlal edilmiştir. Söz konusu soruşturmada, maddi gerçeğin araştırılıp, suç işlenmiş olup olmadığının tespiti amacından ziyade, işlendiği kabul edilen suçlar konusunda kamunun ikna edilmesini sağlamak amacına yönelik bir yöntem izlenmektedir.
Soruşturma konusu iş ve işlemlerle ilgili olarak bir şekilde temin edilen ve fakat normal gazetecilik faaliyetiyle elde edilmesi mümkün olmayan bilgiler çeşitli televizyonlarda haber ve program konusu yapılarak, hakkında soruşturma yapılan kişilerin suçlu oldukları yönünde toplumda kanaat oluşturulmaya çalışılmaktadır.
Ayrıca belirtmem gerekir ki, esasında birbirinden müstakil olarak ele alınması gereken pek çok konu, bu soruşturma sürecinde toplu olarak ele alınmıştır. Bu durum, başlatılan soruşturmanın sağlıklı yürütülmesine engel teşkil eder.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın malum yatay geçiş ve diploma sahteciliği konusunda başlattığı soruşturma da, hukuki olmaktan ziyade siyasi amaç taşımaktadır. Söz konusu yatay geçişle ilgili iş ve işlemler ancak 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu, m. 58 hükümlerine göre soruşturma konusu yapılabilir. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı kendisine vazife olmayan bir olayı soruşturma konusu yapmıştır. İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü'nün diploma iptaline ilişkin kararının hukuka aykırılığı, izahtan varestedir."
Gökçer Tahincioğlu: Sabahattin Ali cinayeti sadece bir devlet operasyonu değil, cezalandırma mekanizması; hem öldürüldü hem de unutturulmak istendi |
© Tüm hakları saklıdır.