10 Şubat 2016 15:03
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "PYD'yi terör örgütü olarak görmüyoruz" diyen ABD'nin bu sözlerine tepkisini yineleyerek, "Ey Amerika siz bizimle mi berbersizin yoksa terör örgütü PYD ile birlikte misiniz?" diye sordu. Erdoğan, "DAİŞ'i de biz biliriz PKK'yı da biz biliriz ama siz bunları asla bilemediniz. Bunları tanıyamadığınız için bölge kan revan içinde" dedi.
Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki 20. Muhtarlar Toplantısı'nda konuşan Erdoğan, BM'nin mülteciler için desteğinin 450 milyon dolar olduğunu söyleyerek, "Bizim harcadığımız rakam 10 milyar dolara ulaştı. Sen ne işe yarıyorsun BM? Siz bizimle dalga mı geçiyorsunuz?" ifadelerini kullandı.
Toplantıda, CHP'nin fotoğraf krizine de değinen Erdoğan, "Türkiye kavruluyor, ana muhalefetin en önemli sorunu fotoğrafı kimin indirdiği" dedi. Cumhurbaşkanı, "Zaten o fotoğrafın sahibi sizin durumunuzu görmüş olsa, sizi orada 1 saniye tutmaz. 50 günde fotoğrafın kimin indirdiğini çözemeyenlerden, ülkeye katkı sunmasını beklemek imkânsız olur" şeklinde konuştu.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
"Ekvador'da 750 milyon dolarlık liman anlaşmasını imzaladık. Karşılıklı yatırımlarımızın artması ve çeşitli konularda hemfikir olmamız mutlu ediyor. Bölge ile olan ticaretimizin süratle artması bu ülkelerle hemfikir olduğumuzu görmekten de ayrıca memnuniyet duyuyorum. Senegal Devlet Başkanı ile bir çalışma kahvaltısı yaptık. Karşılıklı olarak Senegal'de müteaahit firmalarımız ne gibi yeni bir proje geliştirebilir bunları tartıştık.
Oturduğu yerde kimse netice alamaz, biz 13-14 yılda bunları yaptık. Birileri Türkiye'yi ısrarla kendi içine kapatmaya, kendi iç meselelerine gömmeye çalışıyor. Türkiye ne zamana atağa kalksa hep aynı oyun sahneye konmuştur. 2023 hedeflerine yürüyen Türkiye'nin ayağına yine aynı çelme takılmaya çalışılıyor.
Bir kez daha ssöylüyorum, başaramayacaklar. Milletimizi bölemeyecekler, ülkemizi parçalayamayacaklar. Minarelerden günde 5 vakit okunan ezanları susturamayacaklar. 79 milyon vatandaşlarımızla sınırlarımız dışında da olsa gönlü bizimle olan kardeşlerimizle tek vatan, tek bayrak, tek millet demeye devam edeceğiz. Tükiye yüz milyonlarca masum, mazlum mü'min için başarının adıdır. Sorumluluğumuz çok büyük. Eğer biz bu ülkeyi sağlam tutmazsak kardeşlerimize yardım eli uzatamayız.
Allah'ın izniyle bin yıldır sayısız şehit ve gazinin fedakârlığı ile bugünlere gelen bu ülkeyi bizden sonraki nesillere daha güçlü bir şekilde teslim edeceğiz. Bir gül bahçesine girer gibi kara toprağa girenler var oldukça Allah'ın izniyle bu milleti kimse bölemez, bu devleti kimse yıkamaz.
Kardeşlerim; Türkiye 2023 hedeflerine doğru olan kutlu yürüyüşü ve terörle mücadelesini kararlılıkla devam ettirecektir. Birileri bizim bu yükü omuzlayamayacağımızı sanıyor ama yanılıyor. Türkiye eski Türkiye değil. Yeni Türkiye'nin henüz temellerini atma aşamasında olabiliriz ama Allah'a şükür sağlamız.
İşte bizim de karşımıza hangi güçler, hangi piyonlar çıkarılırsa çıkarılsın bizim tarihimizden ve milletimizden aldığımız gücümüz var. Eğer mesele sadece silah olsaydı, Alparslan başaramazdı. Biz kendi doğrularımıza ve kendi yüreğimize bakı öyle yürüyeceğiz. Doğru yolda olduğumuzdan zerre kadar şüphemiz yok, mücadelemiz sonuna kadar sürecek. İki özel harekâtçı ellerinde silahla duruyor, arkasında Seni seviyoruz uzun adam. Altında da RT yazıyor. Biz oradaki kardeşlerimizin yanındayız.
PKK nasıl terör örgütüyse PYD öyledir. Hele hele bunlar ana muhalefet temsilcilerinin temsilcileri olunca durum daha da vahim. PKK ile PYD'nin farkı yok. Biz ABD'ye diyoruz ki bunlar teör örgütü. Ey Amerika siz bizimle mi berbersizin yoksa terör örgütü PYD ile birlikte misiniz? DAİŞ'i de biz biliriz PKK'yı da biz biliriz. Ama siz bunları asla bilemediniz. Bunları tanıyamadığınız için bölge kan revan içinde. Karşımızda susup, gıyabımızda farklı konuşuyorlar.
Müslüman Müslüman'ı 'Allah-u ekber' diyerek öldürüyor. Bu nemenem iştir. Bizim bunu düzeltmemiz lazım. Siz her mahallenin Cumhurbaşkanı'sın. Birileri muhtarlara böyle çok farklı gözle bakabilir ama siz seçilmişssiniz. Dolayısıyla sizi seçenlerin en öndeki temsilcilerisiniz.
Cizre'de Sur'da mahalleleri işgal eden teröristlerin neler yaptıklarını siz de takip ediyorsunuz. Askerlerimizin Kur'an'a olan saygısını bilen teröristler Kur'an'ın içine bomba yerleştiriyorlar. Örgüt camilerimizi silah ve malzeme deposuna çeviriyor. Gerçekten de hiçbir kutsalı, hiçbir insani ve ahlaki ölçüsü olmayan bir örgüt var. PKK da, PYD de DAİŞ de öyle... Kendi yandaşlarını dahi ateşe atmaktan sakınmayan bir örgüt. Bu örgütün bir parçası olan PYD'ye müttefik ülkelerin sahip çıkmasından gerçekten üzüntü duyuyoruz.
Tescilli katilleri ülkelerinde sakladılar. Avrupa ülkelerinin bir kısmı çeşitli bahanelerle hâlâ aynı hataya devam ediyor. Bu iş akreple kurbağa hikâyesine benzer. O akrep gelip bir gün mutlaka onları da sokacaktır. Sırf çıkar çatışması yaşadığı nedeniyle bir örgüte sahip çıkmak caizse bölgedeki diğer örgütler neden dışlanıyor. İlkeli olmak lazım ama burada ilke yok. Biz teröriste terörist demeye devam edeceğiz. DAİŞ bahanesiyle bölgeye yerleşen ve kan gölüne çevirenleri ortaya çıkarmaya devam edeceğiz.
Sen ne işe yarıyorsun BM? O kadar kolay bir şeyse siz ne aldınız? Biz 3 milyonu aldık. BM olarak bize verdiğiniz destek 450 milyon dolar. Bizim harcadığımız rakam 10 milyar dolara ulaştı. Hadi verin desteklerinizi. Kendileri geziyorlar, görüyorlar hala 'plan proje getir' diyorlar. Siz bizimle dalga mı geçiyorsunuz?
İstanbul ve Ankara'nın Moskova'dan Washington'dan Tahran'dan farklı olmadığını biz acı tecrübelerle biliyoruz. Suriye'de ölenlerin canını Fransa ve Amerika'dan önemsiz görmek iki yüzlülüğün ta kendisidir. Suriye''deki ateşe odun taşıyanlar bir gün benzer bir ateşin kendilerini de saracağını bilmelidirler. Unutulmasın ki mazlumun ahı yerde kalmaz. Allah bizleri zalimlerin yanında yer almaktan muhafaza eylesin.
Muhtar 'eğriye eğri, doğruya doğru' diyen insandır. Şimdi soruyorum: Türkiye terörle ciddi mücadele içinde, doğru mu? Bu mücadelede akademisyenlerin, aydınların siyasetçilerin güçlü bir duruş sergilediğini söyleyebilir miyiz? Bir grup akademisyen terör örgütü ağzıyla bildiri yayımlıyor. Bir başka gün filanca yazar, filanca sanatçı, örgütün kavramlarıyla şahsıma saldırıyor. Terör örgütünün organizasyonları Ankara'da sadece iki partiyi rahatsız ediyor. Biri malum parti, diğeri de CHP. Öyle ki terör örgütlerine yönelik operasyonları ısrarla toplu infaz şeklinde sunmanın çaabası içindeler.
Kendi devletinin karşısında terör örgütünün yanında yer alarak siyaset yapılmaz. Kongre kazanabilirsin ama milleti kazanamazsın. Terör örgütünün güdümündeki parti bizim için zaten yok hükümünde. Ama CHP'yi aynı yaklaşım içinde görmek bizi endişeye sevk ediyor. Bu anlayışıyla iktidara gelebilecek olan bir ana muhalefet partisinin ülkeyi nasıl yöneteceğine dair kuşkularımız var. Bakınız dünya yanıyor, Türkiye kavruluyor. Ana muhalefetin en önemli sorunu fotoğrafı kimin indirdiği. Zaten o fotoğrafın sahibi sizin durumunuzu görmüş olsa, sizi orada 1 saniye tutmaz. 50 günde fotoğrafın kimin indirdiğini çözemeyenlerden, ülkeye katkı sunmasını beklemek imkânsız olur.
Muhtarlarımızdan ricam bu çarpıklığı bu yanlışı bu tutarsızlığı mahallelerinizde istişare edin. Şayet biz yanlış düşünüyorsak bunları bize aktarın, yoksa vatandaşlarımıza anlatın. Yeni anayasa ve başkanlık sistemi tartışmalarında da aynı çarpık anlayışı var. Şimdi de daha masaya oturmadan masayı devirmenin çabası içindeler. Sürekli yaraları kaşayarak kanatmayı marifet sanıyorlar. Biz 13 yıldır kanayan yaraları sarmanın peşindeyiz.
Okullarımızdaki öğretmen ihtiyacının yüzde 93'ünü halletmiş olduk. Yüzde 7 açığımız var sadece. Artık üniversitesi olmayan ilimiz yok. Şimdi biz üniversiteyi fakir yavrularımızın ayağına getirdik. 13 yılda 18 bin km'yi aşan bölünmüş yol yaptık. Tüneller yaptık. Dağları deldik be. Dağları delmek için aşık olmak lazım. Biz bu millete sevdalı olduğumuz için dağları deldik.
Sen bir zamanlar SSK'nın genel müdürü değil miydin? O hastanelerin koğuşları, tuvaletleri ne haldeydi yaaa. O serumlar ne haldeydi yaa. Ölüler bile rehin alınıyordu yaa. Bu gerçekler ortada. Şimdi helikopter, jet ambulansa kadar dağ taş, kar kış demeden şartları sonuna kadar zorluyoruz. 13 yılda 18 bin kilometreyi aşan bölünmüş yol, 177 tünel yaptık. Dağları deldik be. Bizim bu millete aşkımız vardı, o yüzden dağları deldik. Hala daha bu dağları delmeye devam ediyoruz. Biz aşk ile çalışıyoruz, o yüzden yorulmuyoruz. Ülkemize 29 havalimanı kazandırarak ulaşım sorunun kaldırma gayreti içinde olduk. Evinden çıkıyorsun yarım saatte havaalanına ulaşıyorsun. 15 sene önce bu imkanlar var mıydı? Şimdi inşallah bu daha da artacak. Çünkü benim vatandaşımın ne George'den, ne Helga'dan farkı yok. Benim vatandaşım da aynı insani şartlara sahip olacak. Bunun adımlarını atıyoruz.
Yılda 25 milyar liralık sosyal yardımla 10 milyon vatandaşımıza yardımcı olduk. Tabii muhtarlarımızı da ihmal etmedik. 2002 yılında muhtarların maaşları 100 lira bile değildi, 97 liraydı. Bugün Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren kanunla muhtar maaşları 1300 liraya yükseldi.
İnsanoğlu unutur. Dolayısıyla unutturmamak için 180 kere de olsa tekrar tekrar anlatacaksın. Ve terör örgütü ve paralel yapının saldırılarına rağmen inşallah sizlerle yeni Türkiye'yi inşa edeceğiz."
© Tüm hakları saklıdır.