Çocuğunuz bir resim yapıp size gösteriyor. Aslında çok daha iyilerini görmüştünüz; ama nasıl bir tepki göstereceğinizi bekliyor. Ne dersiniz ona? “Muhteşem. Gördüğüm en iyi resim. Mükemmel.” Çocuğunuz mutluluktan uçacak, siz de resmi herkesin göreceği bir yere asacaksınız.
Peki bunlar söylenecek en doğru şeyler midir? Herkesin övgüden hoşlandığını varsayıp güzel sözlerle daha iyisini yapmaya teşvik edeceğimizi düşünürüz. Fakat verilere baktığımızda dengenin ince bir çizgide görüyoruz. Her şey övgüyü nasıl ifade ettiğinize bağlı.
Abartılı övgü
Sorun övgüde değil, abartılı övgüdedir: Yani “güzel” demek yerine, “mükemmel”, “inanılmaz güzel” gibi ifadeleri kullanmaktadır. Ebeveynler özellikle çocuklarında özgüven sorunu olduğu kanaatindeyse bu yola başvurarak soruna çare olmayı umar.
Fakat çocuk övgünün içten olmadığını düşünürse bu yöntem ters tepebilir. Ayrıca bu durum çocuğu gelecekteki zorluklardan kaçınma tutumuna itebilir.
“İnanılmaz güzel bir resim” diye bir yorum yapıldığında, özgüveni az olan çocukların daha sonra zor bir işi üstlenme ihtimalinin “güzel bir resim” denildiğindekinden daha az olduğu görülmüştür. Tek bir kelime işte bu farkı yaratmıştır. Peki neden? Araştırmacılar aşırı övgünün bu çocuklar için erişilmez bir standart koyduğunu ve zoru denemekten caydırıcı olduğunu söylüyor; fakat bu hipotez sınanmış değil.
Nasıl övmeli?
O halde çocuğu övmenin en iyi yolu nedir? Psikolog Eddie Brummelman, çocuğu övmeden önce bir an durup nasıl bir mesaj vereceğiniz konusunda düşünmeniz,övgünüzle ona çok yüksek standartlar belirleyip gelecekte onları tutturmada korkuya kapılmasına neden olmamanız gerektiğini söylüyor.
Överken hangi özellikleri öne çıkaracağınız önem taşıyor. Stanford Üniversitesi’nden Profesör Carole Dweck çocukları yeteneklerinden dolayı övmek (örneğin ne kadar zeki olduklarını söylemek) ile gösterdikleri çabadan dolayı övmek (örneğin “çok uğraştın” demek) arasında büyük bir fark olduğunu belirtiyor.
Bir deneyde, “zeki” oldukları için övüldüğünde çocukların sonraki çalışmada temkinli adım atıp bildikleri kolay alıştırmaları seçtikleri ve başarısız olduklarında da daha fazla strese girdikleri görülmüştür. Bu yaklaşım onlara, zeki olmanın kendilerinin kontrolünde olmayan sabit bir özellik olduğu mesajını verir. Yüksek standardı tutturamama kaygısıyla yeni bir şey denemekten alıkoyabilir.
Motivasyon
Dweck, çocuğun bir şeyi başarmak için izlediği süreç üzerinde yoğunlaşmak gerektiğini, örneğin “o iş üzerinde yoğunlaşmana hayran kaldım” gibi bir övgüde bulunmanın daha doğru bir yaklaşım olduğunu söylüyor. Yanlış yaptıklarında da sorunu çözebilmeleri için yapıcı eleştiride bulunmak gerekir.
Dile getirilecek ifadeler elbette yaşa bağlıdır. Okul öncesi çocuklar açısından her türlü övgü onları motive edebilir, ama biraz daha ileri yaşlarda durum değişir. Psikolog Jennifer Henderlong Corpus 9-11 yaş çocuklara bir bulmaca verip ya onları niteliklerinden dolayı, ya elde ettikleri sonuçtan dolayı, ya yaklaşımlarından dolayı övdü ya da hiç övmedi. Bir sonraki alıştırmayı ise başarısız olacakları şekilde düzenledi. Alıştırma başlamadan önce övgü almış olanlar başarısızlık durumunu iyi karşılamamış, bu durum onların motivasyonunu kırmıştı; oysa daha önce elde ettikleri sonuç bakımından ya da yaklaşımları bakımından övgü almış olanlar sonraki alıştırmada çaba göstermeye devam etmişti.
Kıyaslama
Peki çocuklara diğer çocuklardan daha iyi olduklarını söylemek nasıl bir sonuç verir?
Yapılan araştırmalar, kıyaslama içeren övgülerin hiç övgüde bulunmamaktan daha kötü etkisi olduğunu gösterdi. Kıyaslamalı övgünün motivasyonu kırdığı, ileride kolay alıştırmaları tercih etmelerine yol açtığı gözlendi. Ancak bu durum, çocukların yaptıkları işin sonucundan emin olmamaları durumunda geçerliydi. Puanların verilmiş olması halinde ise kızlar ve erkekler farklı davranış sergiliyor; erkekler kıyaslamalı övgüden faydalanırken, kızlar için tersi oluyordu. Yani kızlar, diğerlerinden daha iyi olduklarına dair bir övgüyle karşılaşınca olumsuz tepki gösteriyor; önemli olanın yapılan işten zevk almaktan ziyade diğerlerini yenmek olduğunu düşünmeye yönelip motivasyon azalması yaşıyordu.
Bu çalışmaların tümünün övgünün uzun değil kısa dönemli etkilerini incelediğini vurgulamak gerekir. Fakat çocukları teşvik etmek açısından, gösterdikleri çaba ve işe yaklaşımları bakımından övmenin çok daha etkili olduğu söylenebilir. Elde ettikleri sonuç bakımından övme halinde ise abartılı övgünün ters tepmesi söz konusu olabilir.